English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / This lady

This lady Çeviri Türkçe

4,805 parallel translation
Did you just sleep with this lady?
Bu kadınla mı yattın sen?
Uh, can somebody get this lady a storefront?
Biri şu kadına bir dükkân verebilir mi?
- What you cooking for this lady, man?
- Bu bayana ne pişireceksin sen?
Who was this lady?
- Hanımefendi kimdi?
Who is this lady?
Bu bayan kim?
Help make things right for this lady.
Bu kadının kurtulmasına yardım et.
Angela, could you sign this lady on for me, please?
Angela, hanımefendinin kaydını rica etsem alabilir misin?
Why don't you start typing in this lady's details.
Niye hanımefendinin bilgilerini girmekle başlamıyorsun?
Who is this lady?
Bu bayan da kim?
Can you tell me why this lady's laying here with her throat cut to ribbons?
Bu kadının parçalanmış boğazıyla burada neden yattığını söyleyebilir misiniz?
Sweetie, this lady needs to speak to you.
Canım, bu bayan seninle konuşmak istiyor.
This puts you way out front on health care, makes you bulletproof for the Patients'Rights groups, and women voters are gonna love this lady doctor.
Bu sizi sağlık hizmetleri konusunda öne çıkartıp Hasta Hakları grupları karşısında kurşun geçirmez yapar ve kadın seçmenler, bu hanım doktora bayılacaklar.
This is very kind, My Lady.
- Çok naziksiniz Leydim.
He probably thinks, who's this funny old lady?
Muhtemelen, kim bu komik, yaşlı kadın diye düşünüyordur.
Is this your first experience of jazz, Lady Grantham?
Caz ile ilk deneyiminiz mi Leydi Grantham?
What's with this old lady?
Sen neden karışıyorsun teyze?
Okay, so, if we multiply that by the rate of acceleration, we get... a lady who's apparently okay with an A-minus on this problem set.
Tamam, bunu ivmeyle çarparsak biz... görünüşte iyi olan, bu gidişatla sıfırın altında not alacak bir hanımefendi elde ederiz.
My lady, may I have this dance?
Leydim bu dansı bana lütfeder misiniz?
And Bailey got Medusa to scrub in with her this afternoon on the first lady that came in with an infection.
Bailey, enfeksiyon nedeniyle gelen ilk hanımı bugün öğleden sonra Medusa'yla birlikte ameliyat edecek.
You know, to think that that lady would mess with your head, to this degree...
Yani o hatunun seninle bu kadar fena kafa bulması, hem de bu derecede...
Back in the late'60s, I was porking'this unattractive lady scientist, Elizabeth Kubler Ross.
60ların sonunda, Çirkin bilimkadını, Kübler Ross ile beraberdim.
This the way you London boys hope to charm a lady, is it?
Siz Londra çocuklarının bir hanımefendiyi tavlama yolu bu mu?
This whole rumpus with Drake's old lady.
Drake'in eşiyle olan tüm bu velvele.
He likes to brag, so maybe he's going to brag to this young lady.
Böbürlenmeyi seviyor. Belki bu genç hanımla da böbürlenir.
Hyerin, will you go with this nice lady, then?
Hyerin bu güzel bayanla gider misin, öyleyse?
Which I owe this young lady.
Bu genç kadına borçluyum gördüklerimi.
If I'm going to make it through this weekend without my husband, I need you to hook a lady up.
Bu hafta sonunu kocamsız geçirirsem bu kadına yardımcı olmanı istiyorum.
I am his father, and I've been dating this young lady's mother.
Ben onun babasıyım, ve bu genç hanımın annesiyle çıkıyorum.
This is like if the First Lady talked to North Korea without telling the president.
Bu First Lady'nin gidip Kuzey Kore'yle Başkan'a söylemeden konuşması gibi bir şey.
- since this revelation?
- First Lady konuştu mu?
- Oh, good shot. - This king is strong, my lady.
Bu kral güçlü Leydim.
Guess what, lady. This isn't even your lab.
Orası sizin laboratuarınız bile değil hanımefendi.
This is a friendly crowd in downtown Dallas as the President and the first lady pass by.
Başkan ve First Leydi'nin geçişinde, Dallas'ta samimi bir kalabalık var.
This is a friendly crowd in downtown Dallas as the President and the First Lady pass by.
Başkan ve First Leydi'nin geçişinde, Dallas'ta samimi bir kalabalık var.
And we got to see it, all thanks to this lovely lady right here.
Bu güzel hanım sayesinde görebildik.
Shirley, the only lady sensation I'm seeing in this office is you.
Shirley, bu odadaki gördüğüm tek kadınlık hissi sensin.
As a matter of fact, I'm going up this morning with Lady Grantham.
Aslında bu sabah Leydi Grantham'la birlikte gideceğim.
Uh, Mr. Grayson, um, Lady Wetherby, this is Mr. Browning.
Bay Grayson, Bayan Wetherby bu Bay Browning.
If lady luck shines upon us, this place is gonna be a God damn fortress.
Eğer şansımız yaver giderse bu yeri bir kaleye dönüştürebiliriz.
Listen to me, young lady, you calm down this minute.
Beni dinle genç bayan, derhal sakinleş.
Me and this good lady, we... we shouldn't be doing this.
- Evet. Ben ve bu iyi hanımefendi... biz bunu yapmamalıyız.
We're going to continue this conversation in the morning, young lady.
Sabah bu konuşmaya devam edeceğiz, genç bayan.
And there's this one lady... and her eye is just, like... out.
Bir tane kadın var. Gözü böyle dışarıda.
This ain't no place for a lady. Less'n she's a whore.
Eğer fahişe değilsen, bir hanım için uygun bir yer değildir.
Want to keep this little lady all to yourself, huh?
Bayanın hepsi kendine kalsın istiyorsun değil mi?
Excuse me. Can you hold this, please, young lady?
Affedersiniz, şunu tutabilir misiniz hanımefendi?
May I trouble you for this dance, my lady?
Bu dansı bana bahşeder misiniz leydim?
By this foul-mouthed blonde lady last month,
.. bu ağzı bozuk sarışın bayan tarafından kenara çekildim..
I'm sure you've thought of this already... but Joan and I were saying how convenient it would be... to have the Avon lady come to the office maybe during lunch.
Siz de bunu düşünmüşsünüzdür ama Joan ve ben,... Avon kadınını ofisimizde de görmek isterdik.
'Cause I see a lady in this tree that should be having my baby.
Çünkü ağaçta bir kadın gördüm Bir bebeği olan
This is serious, young lady.
Bu ciddi bir konu, genç hanım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]