This side Çeviri Türkçe
5,652 parallel translation
Yeah, but it's not just on this side of the bridge.
Ama olay köprünün sadece bu tarafında değil.
Now, are you gonna tell me why you're on this side of the ground?
Şimdi, bana neden hâlâ yaşadığını söyleyecek misin?
This side.
Bu profilden.
Care to try the best marinara this side of the Atlantic?
Atlantik'in bu yakasının en iyi marinara sosunu denemekle ilgilenir misin?
- No, no. There's only one way out on this side of the basement.
Bodrumun bu tarafında tek bir çıkış var.
This side.
- Bu tarafta.
Usually just this side of the law.
Genel olarak sadece kuralların var.
This side is the plymouth county case, And this side is danielle.
Bu kısım Plymouth ilçesindeki dava, ve bu kısım da Danielle'in.
And then it was a full sway this side and the... two sways?
- Evet. Sonra buraya doğru gidiyorduk. Buraya doğru iki miydi?
No work this side of the Channel.
- Denizin bu yakasında çalışmak yok.
People with children on this side.
Çocukları olanlar bu tarafta kalacak.
No one on this side of the table believes for a second that Mr. Haqqani pulled any of this off by himself.
Masanın bu tarafındaki hiç kimse bunu Haqqani'nin tek başına yaptığına inanmıyor.
Get on this side!
Bu tarafa!
This one guy survived, except the entire right side of his body was burned all the way down to the muscle.
Bir kişi kurtuldu ama vücudunun sağ yanı komple yanmıştı. Kaslarına kadar.
This is Sparrow Two, sweeping west side of camp.
Ben Serçe 2, kampın batı tarafı temizleniyor.
They got this Tony Upper East Side store, but they'd walk right over a body for a choice antique.
- Evet, aynen. Şehrin lüks tarafında çok süslü bir dükkanları var ama iş antika kapmaya gelince bir cesedi bile çiğneyip geçerler.
So we're in this tent on the side of a mountain.
Dağın bu tarafında çadırda kalıyorduk.
Then we can move on to why you didn't tell me that the guy on the other side of this fight used to be your associate.
O zaman karşı taraftaki adamın önceden senin yardımcın olduğunu neden söylemediğin konusuna gelelim.
Is this rash a side effect of the witchy acid trip he's on?
Bu kızarıklık annenin yaptığı sanrılar gördüren büyünün bir yan etkisi mi?
You're on the wrong side of this fight, Avatar!
Bu kavgada yanlış tarafı tutuyorsun, Avatar!
No one knows what actually exists on the other side of this boundary.
Sınırın arkasında ne olduğunu hiç kimse bilmiyor.
Whatever this is, rick's on the other side.
Bu şey ne bilmiyorum ama Rick onun öteki tarafında.
If we double-park this van by the BMW, it might as well say "police" on the side of it.
Eğer bu arabayı BMW'nin önüne park edersek polis diye bağırmış olacağız.
So we're in this tent on the side of a mountain, and it's hot all the time.
Dağın bu tarafında çadırda kalıyorduk. Her zaman sıcak olur orası.
This came out of Scott's side.
Bu Scott'a saplanmıştı.
This is the opposite side.
Yanlış tarafa tutuyorsun.
This laser pointer never reaches the far side.
Lazerim hiçbir noktayı göstermiyor.
And this time, I'm not leaving your side.
Ve bu sefer yanından ayrılmayacağım.
At least this way, you get to leave on the winning side.
Böylece kazanan taraf olarak ayrılacaksın.
Siobhan, this scene takes place before the events of Carver Edlund's unpublished masterpiece "Dark Side of the Moon."
Siobhan bu olay Carver Edlund'ın yayınlanmamış şaheseri Dark Side of the Moon'dan öncesini konu alıyor.
To have Buddha on our side is a great ally, I know this.
Buda'nın bizim tarafımızda olması büyük bir ittifak, bunu biliyorum.
This is the civilian side of the Hill, so I'm not moving anywhere until you show me an order from the civilian town council.
Burası kasabanın sivil tarafı. O yüzden, sivil belediye meclisinden gelen emri göstermediğiniz sürece buradayım.
I woke up on the side of the Mountain, where this little fellow found me.
Dağın köşesinde uyandım Ve bu küçük beni buldu.
This is the other side of the bullpen.
İşte burası nezarethanenin diğer tarafı.
But you're gonna have to decide what side of this fight you want to land on.
Ama bu savaşın hangi tarafında olmak istediğine karar vermek zorundasın.
Well, it sounds like this family could use a little walk on the wild side.
Görünüşe göre... bu aile biraz çılgınlık yapabilir..
I don't know yet, but I am truly enjoying this new side of you, Harold.
- Henüz bilmiyorum ama bu yeni yüzünü gerçekten sevmeye başladım Harold.
In this instance, "to get to the other side" is clearly a misnomer.
Bu durumda, "karşıya geçmek için" kesinlikle yanlış cevap.
Remember thinking that we might actually come out on the other side of this thing?
Bu şeyden gerçekten kurtulacağımızı düşündüğünüz zamanları hatırlıyor musunuz?
This is your chance to tell your side.
Bu sizin konuşma şansınız.
Miss Zane, do you live with Michael Ross, the lawyer on the other side of this takeover?
Bayan Zane, devralma olayının öbür tarafındaki avukat Mike Ross ile birlikte mi yaşıyorsunuz?
I'm going to the Halloween store to get even more of this wonderment, and you are coming with me because you need to make your side of the porch a little less suicide-inducing.
Ve siz de benimle geliyorsunuz. Çünkü verandanızın intihara teşvik etmemesi lazım.
Are you sure you want to side with your mother on this?
Bu konuda annenin tarafında mı kalmak istiyorsun cidden?
Once again this Do not get side..
Çok büyük bir hata yapmış olursun.
This is the left side..
Bu tarafa gittiler.
This place reminds me of a cliff side meal we had one romantic vacay to Cabo.
Bu mekan bana Cabo'daki uçurum kenarında yediğimiz romantik yemeği hatırlatıyor.
Side window was broken, there's this skinny kid in the parlor making off with my camera.
Yandaki pencere kırılmıştı... Sıska bir oğlan, oturma odasından kameramla birlikte sıvışmaya çalışıyordu.
According to Sara, at 4 : 17 the shooter comes in through the side door here, shoots here, here and here, but never fires into this area.
Evet. Sara'ya göre, 4 : 17'de saldırgan yan kapıdan giriş yapıyor, buraya ve buraya ateş ediyor, ama asla bu alana ateş etmiyor.
You're the last person I want by my side on this.
Orada yanımda istediğim son kişi sensin.
Hey, I think we're up here on the right-hand side. This is us?
- Sanırım buradan sağa dönmemiz lazım.
The scrubber room is on the other side of this hatch!
Temizleme odası bu bölmenin diğer tarafında.
side 253
sideways 34
sides 51
sided 108
sidekick 32
sidebar 61
side up 19
side note 16
sideshow bob 30
side door 25
sideways 34
sides 51
sided 108
sidekick 32
sidebar 61
side up 19
side note 16
sideshow bob 30
side door 25
side by side 69
side pocket 20
side to side 29
sided love 19
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
side pocket 20
side to side 29
sided love 19
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this one 1756
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is bullshit 584
this one 1756
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this time 1599
this is not good 352
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this time 1599
this is not good 352
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241