Time continuum Çeviri Türkçe
214 parallel translation
When we exceeded warp-speed factor 9.5, we apparently entered a space-time continuum.
Warp hızı 9,5'i aştığımız anda, bir sürekli uzay-zamanı alanına girdik.
It is the exalted flow of the space-time continuum save that it is spaceless and timeless and of such loveliness.
Harika bir güzellikle dolu olarak uzay-zaman sürekliliğinde mekânsız ve zamansız olarak asil bir yolculuğa çıkmış gibiyim.
It slips through a self-generated crack in the space-time continuum.
Yıldızlar uzay-zaman sürekliliği içinde, belli etmeden kendine bir yarık açar.
'a freak wormhole opened up in the fabric of the space-time continuum'and carried his words far back in time'across almost infinite reaches of space to a distant galaxy'where strange and warlike beings'were poised on the brink of frightful interstellar battle.
Uzay-zaman süreminde bir ucube solucan deliği oluştu ve Arthur'un sözlerini zamanda geriye, neredeyse sonsuz uzaklıktaki bir galaksiye taşıdı. Bu galaksideki acayip ve savaşçı yaratıklar yıldızlararası bir savaşın eşiğindeydiler.
The space-time continuum?
Hani uzay zamanı doğal akmalıydı?
Availability of fuel components, vessel mass through a time continuum, and probable location of whales -
Yakıt bileşenlerinin bulunabilirliği, zaman geçişi esnasındaki gemi kütlesi ve balinaların tahmini yerleri.
Indeed, we are both us, at different points along the same time continuum.
Kesinlikle, hepimiz de aynı zaman sürecinin farklı noktalarındaki biziz.
Only one of us is at the correct time continuum.
Sadece birimiz doğru zaman sürekliliğindeyiz.
Only one of us is at the correct time continuum.
Bilgisayar, ışınlamaya başla.
Obviously, the time continuum has been disrupted, creating this new temporal event sequence resulting in this alternate reality.
Besbelli, zaman sürekliliği bozunuma uğramış ve bu yeni olaylar dizisini yaratarak - alternatif bir gerçeklik yaratmış.
It could mean that that point in time inherently contains some sort of cosmic significance, almost as if it were the temporal junction point for the entire space-time continuum. On the other hand, it could just be an amazing coincidence.
Zamandaki o noktanın kozmik bir önemi olabilir, tüm mekan-zaman sürekliliği atlamalarının kesiştiği bir nokta olabilir veya sadece inanılmaz bir rastlantıdır.
Could even end up outside of our space-time continuum.
Kim bilir? Bizim uzay-mekan devamlılığımızın dışına çıkmış olabilir.
"only risks further disruption " of the space-time continuum.
" sadece zaman-mekan sürekliliğinin bozulması riskini artırır.
Marty, my involvement in such a social relationship here in 1885 could result in a disruption of the space-time continuum.
Böyle bir ilişki içine hem de 1885'te girmem zaman-mekan sürekliliğinde bir bozunuma yol açabilir.
The unidirectional nature of the time continuum makes that unlikely.
Zaman sürekliliğinin tek yönlü olması bunu olasılık dışı kılıyor.
It is a localized distortion of the space-time continuum.
Uzay-zaman sürekliliğinde yerel bir bozulma.
A localized distortion of the space-time continuum.
Uzay-zaman sürekliliğinde yerel bir bozulma.
If this were temporal and we were close enough, it's possible an explosion ruptured the space-time continuum.
Eğer bu zamansalsa ve biz de fazla yaklaşmışsak, uzay-zaman sürekliliğinde bir kırılma patlaması olabilir.
If this were temporal and we were close enough to it, it's possible an explosion ruptured the space-time continuum.
Eğer bu zamansalsa ve biz de fazla yaklaşmışsak, uzay-zaman sürekliliğinde bir kırılma patlaması olabilir.
Minute distortions in the space-time continuum.
Uzay-zaman sürekliliğinde anlık sapmalar.
If I am correct, we must modify our weapons so the force of the explosion is re-phased into their time continuum.
Yanılmıyorsam, silahlarımızı geliştirerek... patlamanın tekrar uzaylıların zaman sürekliliğine fazlanmasını sağlamalıyız.
Correct, Master Splinter, but the space-time continuum... will be out of phase after sixty hours.
Doğru, Splinter usta ama uzay zamanı devam ediyor... altmış saat sonra devre dışı kalacak.
The space-time continuum... will be out of phase after sixty hours.
Uzay zamanı akıyor... altı saat sonra devre dışı kalacak.
It appears to be a quantum fissure in the space-time continuum.
Uzay zaman sürekliliğinde bir kuantum yırtığı gibi görünüyor.
I believe the quantum fissure we discovered is a fixed point across the space-time continuum.
Keşfettiğimiz kuantum yırtığının uzay zaman sürekliliğinde sabit bir nokta olduğunu düşünüyorum.
As if something shattered the space-time continuum.
Sanki bir şeyler uzay-zaman devamlılığını parçalara ayırmış gibi.
You weren't completely protected from the other time continuum.
Görünüşe göre diğer zaman devamlılığının etkilerinden tam olarak korunmuyormuşsunuz.
It appears to be a highly focused aperture in the space-time continuum.
Uzay-zaman devamlılığında yüksek odaklı bir deliğe benziyor.
I do not believe he is native to our time continuum.
Bu varlığın bizim zaman devamlılığımıza ait olduğunu sanmıyorum.
When the power transfer came into contact with the alien nest, I believe it disrupted the space-time continuum.
Güç transferi yabancı kuluçkayla temas ettiğinde sanırım uzay-zaman devamlılığının bozulmasına neden oldu.
And I think there's some sort of time continuum that breaks down once Santa's in his sleigh.
Galiba Noel Baba kızağa binince zamanda bir bütünlük oluyor.
Their life signs are phasing in and out of our space-time continuum.
Aletlerimizde, oradaki hayat belirtilerinin bölgeleri değişiyor. Bir gidiyor bir geliyor.
It appears to be a multiphasic temporal convergence in the space-time continuum. In English, Data.
Anlaşılan uzay zaman sürekliliğinde çok fazlı birleşmeden ibaret.
And because anti-time operates opposite the way normal time does, the effects would travel backwards through the space-time continuum. Yes.
Anti zaman, normal zamanın tersine işlediği için de etkileri uzay zaman içinde geriye doğru hareket edecek.
Not in this space time continuum.
Buna ayıracak zamanım yok.
There may be hundreds, even thousands of Earths, all coexisting on the same multidimensional space-time continuum.
Hepsi aynı çok boyutlu uzay-zaman sürekliliğinde bulunan Yüzlerce hatta binlerce Dünya var olabilir.
The inter-time continuum.
Uzay-zaman sürekliliği.
Then the drone will send out a magneton pulse which should react with the matrix to create an opening in the space-time continuum.
Ardından sonda uzay-zaman sürekliliğinde bir açıklık yaratmak üzere matrisle etkileşecek bir manyeton atımı yayınlayacak.
Does she occupy our space-time continuum?
Uzay zaman devamlılığımızda bulunabiliyor mu?
Have there been any temporal anomalies in the space-time continuum reported in the last 48 hours?
Kırk sekiz saat içinde, herhangi bir zamansal anomali tespit edilmiş mi?
You could end up at any point in the space-time continuum.
Uzay zaman devamlılığının sonunda bir yere de gidebilirsin.
The distortions are emanating from a highly localized disturbance in the space-time continuum.
Çarpıtmanın oluşumu bir tür uzay zaman oluşumu rahatsızlığı ile açıklanabilir.
Oh, nothing much. He's just screwing around with the whole space-time continuum!
Belki bizi evden çıkarmak için dikkatimizi çektiler.
In both cases, the time distortions occurred along the same continuum as a preview or reprise of a specific point in time.
İki olayda da, zaman bozulması, aynı zaman sürekliliğinde meydana geldi, sanki zamandaki belli bir noktanın önizlemesi ya da tekrarı gibi.
Indeed, we are both us, at different points along the same time continuum.
Onlar hakkında ne biliyorsun?
In both cases, the time distortions occurred along the same continuum as a preview or reprise of a specific point in time.
Artık olayla bir ilgileri kalmadı. Bu seninle benim aramda. Gidebilirler.
the very fabric of the space-time continuum and destroy the entire universe! Granted, that's a worst-case scenario.
Ama bu en kötü senaryo.
By way of contrast, a shooting star normally exists at a point in time over a continuum of space.
Ya da tam tersi, Bir yıldız kayması da, belirli bir uzay zaman sürecinin bir noktasında meydana gelir.
We cut a hole through 40 years of time and almost shattered the continuum.
Zamanda, 40 yıllık bir tünel açtık. Onlar da devamlılığını paylaşıyorlar.
If we find a sufficiently powerful energy source we should be able to trigger a temporal surge in the subspace continuum and recreate the same kind of time warp that brought us here in the first place!
Eğer yeterince güçlü bir enerji kaynağı bulabilirsek alt uzay sürekliliğinde bizi buraya getiren zaman warpını yeniden yaratabilecek geçici bir dalgalanma oluşturabiliriz!
Due to what is probably an astrological variation- - a trouble with the time-space continuum.
Astrolojik bir değişim nedeniyle, uzay-zaman devamlılığında bir hata olmuş olabilir.
time to go home 94
time to die 52
time to wake up 54
time flies 78
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to die 52
time to wake up 54
time flies 78
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
time to eat 55
time is 18
time will tell 62
time for bed 134
time to go to work 26
time to go to bed 19
time out 262
time to leave 25
time job 218
time to eat 55
time is 18
time will tell 62
time for bed 134
time to go to work 26
time to go to bed 19
time out 262
time to leave 25
time job 218