To help us Çeviri Türkçe
6,283 parallel translation
It's your duty to help us.
Bize yardım etmek sizin göreviniz.
Elena, I'm going to need you to do whatever possible to set up some sort of signal to help us identify that compound.
O yerleşkeyi tanımamıza yardım edebilecek bir tür işaret yapmana ihtiyacım olacak.
No! I'm going to need you to do whatever possible to help us identify that compound.
O yerleşkeyi tanımamıza yardım edebilecek bir tür işaret yapmana ihtiyacım olacak.
Sir Malcolm will have to help us with the Arabic.
Sör Malcolm da Arapça konusunda yardımcı olur.
Or can we ask time to help us instead?
Yoksa zamandan yardım mı istemeli?
We're allowed to attack Mailman Barry because he volunteered to help us with our karate moves.
Postacı Barry'ye saldırabiliyoruz çünkü hareketlerimizi denememiz için gönüllü oldu.
I know some people who might be able to help us.
Yardımı dokunacak tanıdıklarım var.
They are very resourceful, and we rely on them to help us get through the day.
Çok kabiliyetliler günü atlatmada onlara bel bağlıyoruz.
I want you to help us survive.
Hayatta kalmamız için bize yardım etmeni istiyorum.
He needs to help us get his scumbag client to talk.
Götlek müvekkiliyle konuşması için bize yardım etmek zorunda.
Please, didn't you say that you wanted to help us?
Lütfen, bize yardim etmek istiyordun hani?
We want to catch the person who did this, and if there's anything you can do to help us...
Bunu yapan kişiyi yakalamak istiyoruz, eğer bize yardım edebilecek bir şeyiniz varsa...
It was like a will that we drew up to help us determine who would get each one of our shares in the very likely event of our untimely deaths, that's right.
Tıpkı bir vasiyet gibi beklenmedik bir ölüm yaşanması durumunda hisselerimizi kimin alabileceğini anlamamıza yardım etmesi için hazırlamıştık.
Okay, I can have someone assigned to help us out.
Pekâlâ, yardımcı olması için size birilerini tahsis edebilirim.
That's what the FBI is here for, Russ, to help us.
FBI bunun için burada Russ, bize yardım etmek için.
What can you do to help us without him knowing?
Onun haberi olmadan ne yapabilirsin?
This is going to help us find Jamie how?
Bu Jamie'yi bulmamıza nasıl yardımcı olacak?
I mean, isn't the FBI... you... here to help us, and not the other way around?
Bizim değil senin yardım etmen gerekmez mi?
~ He's trying to help us.
- Yardım etmeye çalışıyor.
We scared her too much. We just told a little girl that the people we're asking her to help us identify are murderers.
Küçük bir kıza, teşhis etmesini istediğimiz adamların katil olduğunu söyledik.
Tools to help us get into the store.
Bu dükkana girmemizi sağlayacak alet.
Demelza. She's come to help us.
- Demelza, bize yardıma geldi.
I think it means someone's trying to help us.
Sanırım birileri bize yardım etmeye çalışıyor.
Help us in our mourning and teach us to live for the living in the time that is still left to us.
Yasımızda bize ve geride kalanlarla bu sürede yaşamayı öğrenmemizde bize yardım et.
You're family came to us for help.
Senin ailen bize yardım için geldi.
I'm doing everything that I can to get us out of here, but I need your help.
Bizi buradan çıkarabilmek için elimden geleni yapıyorum ancak yardımınız gerek.
And right now my boys are going to talk to someone who can help us.
Şu an adamlarım bize yardım edebilecek biriyle konuşacaklar.
What we have to realise is that it's up to us to help North Korea break out of this cycle of agreeing to and then terminating conferences about its nuclear weapons programme.
Anlamamız gereken Kuzey Koreyi bu nükleer programı hakkındaki toplantıları yapmaya onay verip daha sonra iptal etme dönencesinden kurtarmak bizim elimizde.
I'll go to the government and see how they're gonna help us With this, and then I'll come straight back.
Hükümete başvurup bu konuda bize nasıl yardım edeceklerine bakacağım ve sonra da doğruca geri döneceğim.
I'm sorry, this is a fascinating narrative... but I don't see it's much help to us.
Kusura bakmayın, etkileyici bir anlatı olsa da bize pek bir faydasını göremiyorum.
Please help us and give us some rice to eat.
Uzatın yardım eli, verin bize pirinci.
We've been wolf bait, beaten up, stuck exiled across the river, then stuck here, and now when we're all looking to you for help, you don't even tell us that you're dying.
Kurtlar bizi tuzağa düşürdü, dayak yedik, nehrin ötesine sürgüne gittik. Şimdi de buraya hapsolduk. Hepimiz yardım için eline bakıyoruz.
They help us to reach from this realm to the other and use the power that lies there.
Bu diyardan ötekine ulaşmamızda ve orada bulunan gücü kullanmamızda bize yardım ederler.
It's up to us to help the lovers of the world get it on!
Dünyadaki çiflerin sikişmeleri bize bağlı!
She said it would help put us to sleep so we wouldn't have to... know what he was doing.
Bizi uyutacağını söylerdi böylece onun yaptıklarının farkına varmayacaktık.
Just find us something that will help us go back to the judge.
Hâkime sunabileceğimiz bir şeyler bulun.
- Michaela... - I'm trying to find a precedent to convince a judge to give us access to Lila's clinic files. - Help.
Lila'nın klinikteki dosyalarına erişim hakkı vermesi için yargıcı ikna edebilecek bir emsal arıyorum.
Talking to us, ain't going to help you at all.
Bizimle konuşmanın size hiçbir yararı dokunmaz.
And if we return the eggs to you, will you help us defeat these savages?
Peki, yumurtaları almana yardım edersek, yabanileri yenmemize yardım eder misin?
We need to know if you're gonna help us.
Bize yardım edecek misin, bilmemiz gerekiyor.
Now, this gentleman is willing to let this go, not press charges, if you help us out.
Şimdi bu beyfendi bu işin peşini bırakma niyetinde, suç duyurusu yapmama niyetinde, tabi bize yardım edersen.
My husband gave them to me on our wedding night, they're yours, if you'll help us.
Bunları düğün gecemizde kocam vermişti ve bize yardım edersen senindir.
Can we get you to help answer a few questions for us?
Bize için bir kaç soruyu cevaplamada yardımcı olabilir misiniz?
You want to save lives then help us get out.
Hayat kurtarmak istiyorsan, buradan çıkmamıza yardım et.
uh, Agent Fraser's a dog. He'll help us track the killer's dog to the killer.
- Katilin köpeğinin izini sürüp katile bizi ulaştıracak.
Maybe you could talk to your friend, the President, and he could help us out.
Belki arkadaşınıza konuşabilirsin, başkan, Ve o bize yardımcı olabilir.
Okay, Laird, we need you to be more articulate if you want us to help you.
Tamam, Laird, daha anlaşılır konuşmana ihtiyacımız var eğer sana yardım etmemizi istiyorsan.
So if you have anything to say that'll help clear this up, now is the time to tell us.
Yani eğer söyleyecek bir şeyiniz varsa, bu işi bitirecek... şimdi söylemenin tam zamanı.
They want to help us.
Yardım etmek istiyorlar.
To try and help you, to try and protect you, but you're giving us nothing.
Yardım etmeye, korumaya çalıştık ama bize hiç bilgi vermiyorsun.
Cap'n Poldark do help us, but I can't ask him to help my mother and sisters.
Kaptan Poldark bize yardım ediyor ama anneme ve kardeşlerime de yardım etmesini isteyemem.
to help me 30
to help 59
to help you 75
to help people 28
help us 749
help us out 50
help us out here 25
used 73
usagi 51
usher 82
to help 59
to help you 75
to help people 28
help us 749
help us out 50
help us out here 25
used 73
usagi 51
usher 82
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136
use this one 17
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136
use this one 17