Tough day Çeviri Türkçe
483 parallel translation
Tough day, eh?
Zor gündü, ha?
I got a tough day ahead of me tomorrow.
Ama önümde zorlu bir gün var.
It's been a tough day.
Bugün zor bir gündü.
A tough day.
- Yoruldun mu? - Zor bir gündü.
Listen, sugarfoot, little old Hips has had a tough day and he sure could use some giggling.
Bak tatlım, Hippo zor bir gün geçirdi. Biraz gülmek ona iyi gelir.
I had a tough day.
- Yorucu bir gün geçirdim.
It had been a tough day.
Onun için çok zorlu bir gündü.
They've had a tough day.
Zor bir gün geçirdiler.
Tough day?
Zor bir gün mü?
I've had a tough day.
Sıkı bir gün geçirdim.
Tomorrow's gonna be a tough day on you.
Yarın senin için zor bir gün olacak.
You had a tough day.
Yorucu bir gün geçirdiniz.
What a tough day!
Zor bir gün geçirdim.
Well, man, it's going to be one tough day to learn on.
Bugün senin için iyi bir tecrübe olacak o zaman.
Now quit nagging, I had a tough day.
Şimdi çeneni kapat, zor bir gün geçirdim.
You have a tough day today.
Bugün senin için yoğun.
You had a tough day.
Zor bir gün geçirdin.
- Tough day, huh?
- Zor gün, ha?
I had a tough day.
Zor bir gün geçirdim.
Tough day.
- 57 sezon boyunca...
- Yeah, I had a tough day.
- Evet, zor bir gün geçirdim.
What's the matter, dear, tough day at the office?
Ne o hayatım, işte zor bir gün mü geçirdin yoksa?
Tough day.
Zor gün.
- Tough day at school, boy?
- Okulda zor bir gün müydü evlat?
Tough day.
Zorlu bir gün.
Why don't you put that arm around me? It's been a tough day.
Neden kolunu omzuma atmıyorsun?
Tough day, huh? It's so awful.
- Zor bir gün değil mi?
Tomorrow is going to be a tough day.
Yarın zor bir gün olacak. Her şeyi açıklayabilirim.
He's having a tough day.
Efendimiz zor bir gün geçiriyor.
I realise it has been a pretty tough day for most of you.
Çoğunuz için bugünün zor geçtiğini anlıyorum.
Oh, tough day for everyone.
Herkes için zor bir gün olacak.
But it's been a tough day.
Ama gerçekten yoğun bir gün oldu.
We've had a tough day.
Zor bir gün geçirdik.
I know you`ve had a tough day- -
Zor bir gün geçirdiğinizi biliyorum- -
Never mind that this woman`s idea of how to unwind at the end of a tough day... is to get together with her ACLU pals and to set American flags on fire.
Aynı zamanda bu kadının mesaiden arta kalan zamanında eski okul arkadaşlarıyla bir araya gelip Amerika bayrağını ateşe vermesinin bir önemi yok.
It's tough enough when you're hungry all day.
Yeterince aç günler geçirdim.
You have a tough job too, telling people these things. All in a day's work.
Böyle şeyleri insanlara söylemek zor olmalı.
You walk out on your bill, then pull the tough crap.
Hesabı ödemiyor, bir de dayılık taslıyorsun.
It was pretty tough, 12 hours a day.
Dile kolay, günde 12 saat.
The French believe servicemen should be tough as nails, and at the end of the day, they always turn to servicemen, whether it be to restore order, to prevent a coup-d'état, or to organize a coup-d'état.
Fransızlar askerlerin çivi gibi sert olması gerektiğine inanırlar ve günün sonunda düzeni eski haline getirmek askeri darbeyi önlemek ya da bir askeri darbe düzenlemek için her zaman askerlere dönerler.
Tough day today.
Zor bir gündü.
What's so tough about a simple school day?
Saf ipekten, biliyorsun. Başka bir şey?
You think you're tough for eating beans every day?
Sence her gün fasulye yiyecek kadar dayanıklı mısınız?
This is my ninth sick day It's tough coming up with new illnesses
Dokuzuncu defa hasta oluyorum. Yeni hastalıklar uydurmak zor oluyor.
That the tough part of my day is not over yet?
Günümün en zor kısmı henüz bitmedi mi?
I had a tough day.
- Sersemin teki beni DK'ledi.
Maybe he's tough but he sure ain't no carpenter.
Dayı olmasına dayı ama marangozluğunda iş yok.
Maybe he ain't so tough.
Belki o kadar da dayı değil.
I know things are tough now... but one day, you'll be walking along... and see a piece of furniture... you can love just as much.
... bunlar çetin zamanlar... ama bir gün, ileri doğru yürüyeceksin..... ve bir takım mobilya göreceksin onu da eskisi kadar çok sevebilirsin.
I know it's tough, but some day you'll thank me.
Zor olduğunu biliyorum ama bir gün bana teşekkür edeceksin.
Day before the governor runs for reelection they set a date for my execution. Show how tough he is on crime.
Valilik seçiminden bir gün önce idamım için bir tarih belirlediler.
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day and night 151
day three 20
day or night 97
day after day 123
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day and night 151
day three 20
day or night 97
day after day 123