Tought Çeviri Türkçe
64 parallel translation
Some of the animals tought they remembered the law against bed, but obviusly they where mistaken.
Hayvanlardan bazıları yatak kanununu hatırladıklarını düşündüler, ama açıkçası yanılmışlardı.
I tought you had left.
Gittiğini sanıyordum.
I never tought that Mauro would touch Daniela.
Asla dokunmadım, Daniela'ya dokunmaya çalışmadım Mauro.
You tought me how to use my voice.
Bana sesimi nasıl kullanacağımı öğrettin.
Be tought.
Duyarlı ol.
- I tought her what respect is...
- Ona vefa dersi verdim.
That's what I tought.
Ben de öyle tahmin etmiştim.
Boy, they tought to put them all away... permanently.
Hepsini bir yere tıkmaları lazım. Sonsuza kadar.
Maybe you and I tought to have a more detailed conversation.
- O zaman sizinle daha detaylı konuşmalıyız mesela ahırlarda.
I tought to smash your face in.
Kapa çeneni de yardım et!
I've tought Italian to a very small boy.
Ufak bir çocuğa İtalyanca dersi vermiştim.
I had the look of the sperm, tought like a sperm...
- Sperm görünüşündeydim, sperm gibi düşünüyordum...
You mention that you tought you overheard some terrorists.
Gemiyi ele geçirmek isteyen teröristleri duyduğunu sölüyordun.
Ooh. I tought I taw...
Sanki şeyi gördüm...
We tought he wasn't very bright.
Onun çok zeki olmadığını düşünürdük.
I tought. I broke hearts.
Sevdim, savaştım.
I tought it might violate zero tolerance policy.
Bence bu sıfır tolerans prensibini ihlal ediyor.
Who would have tought this would go on for three years?
Bu durumun 3 yıl süreceği kimsenin aklına gelmezdi.
They had a tought time getting him out.
Marion için korkunç bir doğum oldu.
It seems as if you did tought of everything, Monsieur Doyle, except for one thing.
Sanki her şeyi düşünmüş gibisiniz Bay Doyle.
I tought it's a sign from heaven, that Jackie might change, if both of you reconcile.
Jackie'nin değişmesi için gökten gelecek bir işaret bekliyordum eğer siz barışırsanız.
I tought you were dead...
Öldün sandım...
I tought you said you had him.
Onu izlediğini sanıyordum.
I tought you could be pleased.
Memnun olacağını düşünmüştüm.
The prophecies were right the second time... it will happen in the second millennium, just... just not the way everyone tought.
Kehanetler doğruydu. İkinci Geliş 2. bin yılda gerçekleşecek. Sadece düşündüğümüz şekilde değil.
Have you tought it through?
Bunların hepsini düşündün mü?
I tought that I'd be so busy seeing the world.. .. you know, that I forget about her?
Dünyayı görmeye çalışmakla uğraşırsam onu unuturum sandım ama..
And you would know it's only because of what I've tought you that you would have achieved this goal ".
Aklımı başımdan alacak şeyleri. "Oluştuğu zaman bileceksin ki gerçekleşti, çünkü sen onu istedin"
You woke me up last night to ask if I tought monkeys ever worried about their looks.
Geçen gece beni, maymunların görünüşleri için endişe edip etmediklerini sormak için uyandırmıştın.
I tought I could have a chance if you broke up.
Seninden ayrılırsa bir şansım olabilir diye düşündüm.
tought was time to take a risk.
Sadece risk almak istedim.
I tought you were coming back to tonight.
Be gece geleceğini sanmıştım.
I tought to myself "Handsome but not exactly my type".
Düşündüm ki yakışıklı ama tipim değil.
I tought, maybe our offices should be closer.
Düşündüm ki, odalarımız yakın olmalı.
- Well, I tought could be fun.
- Eğlenceli olur diye düşünmüştüm.
These students went back and tought in Chile.
Bu öğrencilerin Şili'ye geri döndüğü düşünülmektedir.
I always tought I'll be judged on my character, not my skin.
Her zaman kişiliğimle değerlendirilmek istedim. Derimin rengiyle değil.
They take a child born of the incest raised on raw meat they never allow him to see daylight tought him he was the destroyer of man
Çocuğu aldılar. Ensest ilişki çocuğuydu. Çiğ etle beslediler.
I took this job because... tought you were just a legend.
Bu işi kabul ettim çünkü..... senin bir hayali kahraman olduğunu sanıyordum.
I tought you said that was too nasty.
Çok edepsiz demiştin ama.
Tought me that... fear, it gets you killed.
Bana öğrettiği korku, seni öldürür.
"Tweetie Bird tought he taw a what?"
Kuş olan Tweetie sürekli ne gördüğünü sanar?
He tought he taw a Romulan.
Bir Romulan gördü sanki.
Of course, Gusta, We tought a little wait would have whetted your appetite. Right, Athanasius? May I?
Tabii Gusta, düşündük de biraz beklersen iştahını kabartacak bir şey göstereceğiz.
- Hm... - Well... I tought that you could...
Bana verebileceğini düşündüm.
He tought that he was saving his holy life... by putting Pelon in charge of the buisness.
o senin hayatını kurtardı ama... İşlerin başına Pelon'u getirdi.
The good man who tought me ranching was a Muldoon.
Çiftlik yönetmeyi bana öğreten adam da bir Muldoon'du.
It's him who tought us how to fight the vampires.
Bize vampirlerle dövüşmeyi öğreten de kendisidir.
Tought that she was helping Jenny work. On the video.
Jenny'e videoda yardım ediyor diye düşündüm.
It's tought to play without the red keys.
Kırmızı tuşlar olmadan zor oluyor çalmak.
She tought that he would really see her.
Onu gerçekten göreceğini düşünüyordu.
tough 347
tough crowd 31
tough girl 19
tough guy 330
tough day 56
tough love 46
tough night 20
tough shit 41
tougher 21
tough call 21
tough crowd 31
tough girl 19
tough guy 330
tough day 56
tough love 46
tough night 20
tough shit 41
tougher 21
tough call 21