Turn it up Çeviri Türkçe
1,319 parallel translation
[Woman] Turn it up.
[Kadın] Sesini açsana.
- Turn it up like this.
- Aç şu zımbırtıyı.
Why not turn it up a bit?
Neden sesi biraz daha açmıyorsunuz?
Turn it up.
Sesini açsana.
Turn it up, little guy.
Sesini aç küçük adam.
- Hey, Sid-turn it up.
- Hey, Sid... sesini aç
- Turn it up to six liters.
- 6 litreye kadar çıkar.
So I'll turn it up louder.
- Öyleyse sesini açayım.
Oh, turn it up!
Oh, değiştir şunu!
- Just listen harder, that'll make it sound louder. Can't we turn it up at all?
Daha iyi dinlersen, ses yüksekmiş gibi gelecek.
Well, turn it up a nacho
Motor.
Turn it up.
Sesini açın.
Oh, Jesus, turn it up, honey.
Tanrım! Sesini aç tatlım.
You try to walk out right now... I'll put your dinner back in the oven and turn it up so high... the building will fill with smoke, and everyone in it will asphyxiate.
Eğer şu kapıdan çıkmaya kalkışırsan yemeğini yine fırına koyup ısıyı en yükseğe ayarlarım bütün bina duman altı olur ve herkes boğularak ölür.
Turn it up a little bit.
Biraz sesini aç.
Come on, turn it up!
Haydi hızlanın!
Turn it up!
Hızlanın!
Turn it up!
Canlanın!
Turn it up!
Sensin!
Turn it up!
Aç! Aç!
That's my girl. Turn it up.!
İşte benim kızım.
Turn it up.!
Aç! Aç!
Turn it up.
Sesini aç.
Turn it up! That's my girl.
- O benim arkadaşım.
That's my girl. Turn it up.!
- Sesini açın!
Turn it up.! That's right, y'all.
Evet, o benim arkadaşım.
Turn it up, baby.
Çalıştır bakalım bebeğim.
Many people in America believe that it's the break-up of the family unit that's caused so many wayward youth to turn to violence.
Amerika'da ailenin parçalanmasının gençleri şiddete ittiği düşünülüyor.
Seems they are playing me for a fool in this hotel! I'm sure it will turn up.
Görünüşe göre bu otelde benimle dalga geçiyorlar!
You might have had the foresight not to turn up smelling of it.
Onları koklamak için açarken yanında şişe bulundurmayabilirdin.
I know you find it hard to believe I'd turn myself in to make up for my mistakes.
Hatalarımı telafi etmek için teslim olduğuma inanmakta güçlük çektiğini biliyorum.
All right, whose turn is it to help me get up?
- Pekala, çıkmama yardım etme sırası kimde?
Well, maybe we could possibly turn the amps up from three to, say, three and a half, but that's it.
- Biraz yükseltemez miyiz? - Amfiyi 3'ten 3,5'a çıkarabiliriz. Ama hepsi o.
Clark Kent starts a discussion about telling the truth, no less and when it's his turn to open up, everything is a deep, dark secret.
Clark Kent bir konu açıyor üstelik doğruyu söylemek hakkında ve içini dökme sırası ona gelince her şey bir sırra dönüşüyor.
This is Ishikawa. It's a marvel that the special investigation unit was able to get this far with six year old records. Even if you narrow the it down to a Level D-Class search, there are still 1023 cases that turn up.
6 yıl öncesinin bilgilerinden bu kadar şeyi bulmakla soruşturma ekibi iyi iş çıkarmış... hala 1023 dosya bulabiliyorum.
A police car has just been seen in town and it has just made the turn up Canyon Road!
Şehirde bir polis arabası görülmüş. Az önce de Kanyon Yolu'na sapmış.
- Turn it back up.
- Baştan açalım.
It'll turn up. Those bodies always do.
Bu cesetler her zaman ortaya çıkar.
Well, I always tell your secretary's secretary's secretary that these things are going on, but it never occurred to me you'd actually turn up.
- Sekreterine olayları hep anlatıyoruz ama geleceğin hiç aklıma gelmezdi.
One half of me said : "Keep the thousand, the chap is bound to turn up some time and it's his business to do his own punting".
Bir yanım "1000 pound'a dokunma. Delikanlı elbet ortaya çıkar ve bu onun işi." dedi.
You know... turn up at the wedding, and if she runs off with you... there you have it.
Düğüne git. Tanrı aşkına, hayat film değil.
I threw up all over myself before it even made 1 full turn
Ama sonunda şans elime geçtiğinde, o kadar korktum ve midem bulandı ki daha bir tur bile atamadan üzerime kustum.
If we install halogen lights up like this the lights will be a spring when you turn it on.
Eğer bu holejen ışıkları şu şekilde kurarsak ışıkları açtığımız zaman daha çok parlak olur.
Lift it up and turn, good
Oldu mu bir bakalım?
You wake up one morning and you say, " "That's it. I wanna turn in my papers."
bir gün uyanırsın ve söyle dersin, "işte bu. kağıtlarıma dönmek istiyorum."
I thought if I tried to retrace my steps it would turn up.
Neler yaptığımı hatırlarsam belki bulurum dedim. - Çok parlak bir fikir.
Well, it had better turn up soon, because I am that close, that close to losing it.
Tony, o makbuz benim kocama ait. Yani birisi bulursa, polis onu doğrudan bana vermek zorunda.
I don't think it's my turn to suck it up.
Bence aşma sırası sende.
I think it's your turn to suck it up.
Hey, neden ikiniz birden artık bunu aşmıyorsunuz?
It's bad enough he's holed up in the spare room, Does he have to turn our home into a pigsty?
Bütün gün odaya kapanması yetmiyormuş gibi, bir de evimizi ahıra mı çevirecek?
Lucas now it's your turn to live up to our agreement.
Lucas artık anlaşmamıza uyma zamanın geldi.
turn it off 866
turn it around 56
turn it down 101
turn it over 67
turn it on 143
turn it 75
turn it back on 32
up here 454
update 59
upper 104
turn it around 56
turn it down 101
turn it over 67
turn it on 143
turn it 75
turn it back on 32
up here 454
update 59
upper 104
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72