English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / Twelve hours

Twelve hours Çeviri Türkçe

224 parallel translation
Two hundred and fifty people, twelve hours, forty-three minutes...
İki yüz elli kişi, on iki saat kırk üç dakika...
After twelve hours of back-breaking work... they return with not even enough to keep them from starving.
12 saat çalışmak ve aileyi doyurmaya yetecek parayı güç bela bulmak.
Twelve hours a day ain't enough for a man to work.
Günde on iki saat bir adamın çalışmasına yetmiyormuş.
- Twelve hours is too long on guard.
- Tetikte 12 saat çok uzun.
Ten, twelve hours?
On, oniki saat.
Jesus answered, " Are there not twelve hours in a day?
İsa yanıt verdi, " Bir gün 12 saat değil midir?
- How many hours do you study? - Twelve hours.
- Kaç saat ders yapıyorsunuz?
Twelve hours to Ketchikan and the waiting federal authorities.
" Ketchikan'a ve beklemedeki makamlara on iki saat var.
In twelve hours, Larry Talman will be caught and with him, Richard Kimble.
"On iki saat sonra, Larry Talman yakalanacak... "... beraberinde Richard Kimble da. "
I want a bath, I want to sleep twelve hours... and I want a big, rare steak.
Banyo yapmak, on iki saat uyumak... ve kocaman az pişmiş bir biftek yemek istiyorum.
Twelve hours, captain.
12 saat, Kaptan.
I shall need time to prepare myself. In twelve hours.
Hazırlanmak için zamana ihtiyacım var. 12 saat müsaade isterim.
Twelve hours.
On iki saat.
Twelve hours of work and I still can't sleep.
12 saat çalıştım ama hala uyuyamıyorum.
Connelly interviewed the kid. Twelve hours
Connelly çocuğu 12 saat sorguladı.
Now, I'm givin nine, ten, eleven, twelve hours here.
Kaç zamandır günde on saat, on iki saat çalışıyorum.
That's... just over twelve hours from now.
Bu... yaklaşık 12 saat sonra.
Every twelve hours for the rest of my life.
Hayatımın geri kalanı için her on iki saatte bir.
We've been in its tail for almost twelve hours.
Neredeyse on iki saattir kuyruğundayız.
I've been chained at the lab with a 54-round shooting... that was supposed to be processed twelve hours ago.
- Elli dört merminin incelemesiyle meşguldüm laboratuarda. Bu tabancanın on iki saat önce incelenmiş olması gerekiyordu.
Yeah, well I spent the same twelve hours... inhaling sewage at the bottom of the Tamiami Canal, so everyone's got a sad story.
Ben de aynı on iki saati Taimami Kanalı'nın dibinde lâğım pisliği içinde geçirdim. Yani herkesin üzücü bir öyküsü var aslına bakarsan.
Twelve hours of blood and sweat... to bring home barely enough to keep from starving.
On iki saat kan ter içinde çalıştıktan sonra evlerine götürebildikleri açlıktan ölmemelerine yetecek kadar...
Mr Suzuki, despite working about twelve hours each day, is responsible for a very small share of that production.
Bay Suzuki, her gün on iki saat kadar çalışmasına rağmen bu üretimin çok küçük bir payından sorumludur.
Twelve hours.
12 saat.
- Twelve hours.
- 12 saat.
Twelve hours?
12 saat mi?
It seems to me you've waisted some twelve hours meandering aimlessly about the countryside, a hundred miles from where the crime took place, talking to people who could have no possible connection- -
Bana kalırsa 12 saatini suç mahallinden 160 km uzakta bir kırsalda amaçsızca dolaşarak ve bu işle alakası olamayacak insanlarla konuşarak harcadın.
Your uniform will be delivered within twelve hours.
Üniforman, 24 saat içinde sana teslim edilecek.
- Hasn't moved for twelve hours.
- On iki saattir kımıldamıyor.
And if he does not obey, he will not receive the antidote and will die within twelve hours.
Eğer itaat etmezse, panzehiri alamaz! ve 24 saat içinde ölür!
Donatello, we shall wait by the scepter... every twelve hours as you have instructed.
Donatello, asa her on iki saatte bir çalışır çalışmasını beklemeliyiz.
Unless I find some way to counteract the virus he'll be dead in twelve hours.
Virüsü etkisiz hale getirmenin bir yolunu bulamazsam on iki saat içinde ölecek.
You have twelve hours to catch one.
Bir tanesini yakalaman için on iki saatin var.
Oh, ten, twelve hours.
- 10 - 12 saat kadar.
Can you eat a slice of pizza less than twelve hours before you go to bed?
Uyumana 12 saatten az kalmış dahi olsa pizza yer misin? Pizza neli?
But still hoping for them twelve hours sooner.
Fakat hala oniki saat daha erken gelmelerini ummaktadır.
Twelve hours a day!
Günde 12 saat yayında!
Twelve hours to Global interface.
Küresel arabirime 12 saat.
It takes about twelve hours for the interface to complete.
Arabirimin tamamlanması yaklaşık 12 saati bulacak.
She's been dead for about twelve hours.
Yaklaşık 12 saat önce öldürülmüş.
It's been twelve hours since I switched to life-support mode.
Hayat destek moduna bağlanalı 12 saat oldu
Twelve hours of this a day.
Günde yirmi saat bu işi yapmak...
His last meal was twelve hours ago.
Son yemeğini 12 saat önce yedi.
Thirteen weeks, three days... seven hours and twelve minutes
1 hafta, 3 gün, 7 saat ve 12 dakika.
Cell Blocks six, seven, twelve thirteen and fourteen will have inspection tomorrow at 0545 hours.
Hücre blokları altı, yedi, on iki, on üç ve on dört yarın 05. : 45'te denetlenecekler.
The program runs two hours... and there are twelve commercial breaks.
Yayın iki saat sürüyor... ve 12 tanıtım kuşağı var.
Twelve, sometimes 15 hours a day.
12 bazen günde 15 saat.
I need your help for twelve more hours... then I'll go back to the farm.
12 saat daha senin yardımına ithiyacım var..... sonra geldiğim yere döneceğim.
I used to get 12p an apron... and if I really was good, you know, disciplined myself and put the hours in... I'd get between ten and twelve quid a day.
Önlük başına 12 pound alıyordum biraz kendimi disipline edip, evde oturabilseydim günde 10, 12 papel kazanabilirdim.
- Me too. Twelve whole hours.
Tam on iki saat.
" Two hours of pushin'broom buys an... eight by twelve four-bit room.
Ben bir... adam vasıtasıyla, katiyen...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]