English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / Two hours

Two hours Çeviri Türkçe

8,787 parallel translation
We'll give it two hours.
- İki saate gideriz.
Mm, two hours.
İki saat.
! Two hours. I'll pick you up in two hours.
Sizi 2 saat sonra alacağım sadece yerinizi söyleyin.
We are leaving in two hours.
İki saate kadar gidiyoruz.
Why so you can get stoned for two hours and jerk off in the Wendy's bathroom?
Niye seni gönderim? İki saat boyunca ot içip Wendy'nin tuvaletinde 31 çek diye mi?
Seventy-two hours, mijo.
- 72 saat genc. 72 saat.
- Not so good if I just waited two hours to talk.
Sizinle konusmak icin iki saat bekledigimden pek iyi degil.
Where is Chet? I haven't heard from him in two hours.
İki saattir ondan haber alamıyorum.
I knew you were full of crap. Your little "kum-bah-yah" lesson here cost us two hours of valuable rehearsal time, and you can bet the booster association is gonna hear about it.
Senin küçük "kum-bah-yah" dersin,... iki saatlik değerli prova saatimize mal oldu ve emin olabilirsin ki destekçilerimiz bunu öğrenecek.
Yeah. Just talked to Lou. Probably got another two hours
Şimdi Lou'yla konuştum da Reagan görevi 2 saat daha sürermiş.
Then meet me in two hours.
İki saat sonrasında benimle buluş.
They are two hours north at orchard near Pearl River.
Kuzeyde Pearl Nehri kenarında iki saatlik mesafedelermiş.
We've been here for two hours.
Daha geleli iki saat oldu.
Jerome and I have been upstairs for the past two hours getting a master class in being ignored by the cops.
Jerome ile birlikte iki saat yukarıdaydık ve polisler bizi görmezden gelmekte ustalaştı.
Based on the dosage and the victim's B.M.I., I'd estimate the time of poisoning to be about two hours prior to the time of death.
Kurbanın vücut kitle indeksinde ki dozaja bakarsak, zehirlenme zamanının ölmeden iki saat öncesi olduğunu söyleyebilirim.
We know now that Dylan was poisoned two hours before he died.
Dylanın ölmeden iki saat önce zehirlendiğini biliyoruz.
- Yeah, it's been for two hours.
- Evet, iki saatliğine öyle.
We only have two hours left on ABADDON's clock.
ABADDON'un geri sayımında geriye iki saatimiz kaldı.
Leland Schiller turned himself in to the police two hours ago.
Leland Schiller iki saat önce polise teslim oldu.
The candles last for two hours.
Mumlar en az iki saat yanar.
Nine years that record were mine - two hours and one minute from London Bridge to Chelsea.
Dokuz yıl rekor bendeydi. Londra Köprüsü'nden Chelsea'ye iki saat bir dakika.
It's under two hours now, and my man broke it.
Şu anda iki saatin altında ve rekoru benim kocam kırdı.
Well, you know, most moms don't care enough about their kids to tutor them for two hours a day.
Çoğu anne günde iki saat ders verecek kadar önemsemiyor çocuklarını.
But you were two hours late on your first day!
Ama daha ilk günden iki saat geç kaldın.
I still got two hours left on my shift.
- Vardiyamın bitmesine daha iki saat var.
You have two hours to comply before P.E. sets the world on fire.
P.E. dunyayi atese vermeden once iki saatiniz var. P.E. dunyayi atese vermeden once iki saatiniz var.
- She flew out of Dock 9 in an unmarked cruiser two hours ago.
- 2 saat önce 9. Güverte'den damgasız bir gemiyle ayrıldı.
I spent the last two hours not punching him
Son 2 saatimi onu yumruklamadan geçirdim.
It's been two hours you haven't said a word.
2 saattir tek kelime etmiyorsun.
But we have got less than two hours to figure it out.
Ama bunu çözmek için iki saatten az vaktimiz var.
Lily's expected to be in the courthouse In a little under two hours, so we'll leave in about an hour.
Lilly ’ nin, 2 saatten daha kısa bir zamanda mahkemede olması bekleniyor.
Agents will extract in two hours.
Ajanlar 2 saat içinde çıkartılacak.
This just got posted two hours ago.
Bu iki saat önce yüklenmiş.
It knocked the power out, including the alarms, for almost two hours.
İki saat boyunca elektriği ve alarmı kesmişti.
He cuts a fart, everyone cracks up for two hours.
Adam osurunca bile iki saat gülüyorsunuz.
Look, it'll take two hours.
Bak, iki saate dönerim.
Flight time to Des Moines today will be two hours...
Bugün ki, Des Moines'e olan uçuşumuz, iki saat sürecek...
And it's about two hours.
Ve iki saat kadar sürüyor.
He was in target for two hours.
İki saat boyunca marketteydi.
It's been two hours.
İki saat oldu.
Look, I don't care about living through the next two hours.
Önümüzdeki iki saat yaşamayı umursamıyorum.
It's been two hours since he last called.
Son aramasının üzerinden iki saat geçti.
Over two hours.
İki saatten fazla.
What did you and DI Hardy do alone in his hotel room for two hours on the night that he'd arrested and you'd beaten up the defendant, your husband?
Dedektifin davalıyı tutukladığı ve sizin kocanızı döndüğünüz gece, Dedektif Hardy ile beraber otel odasında iki saatten fazla neler yaptınız?
Those two bottles of whiskey I gave him are the only things he'll be talking to for the next couple hours.
Önümüzdeki birkaç saat boyunca ona verdiğim iki şişe viskiden başka kimseyle konuşmayacaktır.
Let me remind you that he killed my brother... and a few hours later, they killed two kids who I watched being born.
Sana hatırlatmama izin ver, kardeşimi öldüren o... Ve hemen saatler sonrasında doğumunu gördüğüm iki kişiyi öldüren de o.
The process takes a month, so the sudden addition of two new maintenance workers didn't make sense, especially since they were deleted less than 24 hours later.
süreç ani Ayrıca, bu yüzden bir ay sürer mantıklı gelmiyordu iki yeni bakım işçilerin, Özellikle beri az 24 saat sonra silindi.
At zero-nine-two-three hours, Echo Time, USGS has confirmed a seismic event registering five-point-one at a Pakistani military installation.
Jeoloji Araştırmaları Kurumu Pakistan Askeri Üssünde saat 9 : 23'de 5,1 şiddetindeki sismik hareketi onayladı.
Look at the two x-rays. They were taken 12 hours apart.
Şu iki röntgene bak. 12 saat arayla çekilmişler.
If released in this room, this virus would kill every one of us in two to three hours.
Eğer virüs bu odada yayılırsa, virüs her birimizi 2-3 saat içinde öldürecek.
Plane's gonna be here in two hours.
Uçak iki saat içinde burada olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]