Under the table Çeviri Türkçe
775 parallel translation
Under the table.
Masanın altında.
Look under the table if you don't find it there.
Orada bulamazsanız, bir de masanın altına bakın.
- Or under the table.
- Veya altına gir.
Now, Mommy, if any trouble starts, you dive right under the table.
Bak anne, sorun çıkarsa hemen masanın altına girersin.
And I may say I've never wound up under the table.
Ve hiç kendimi masanın altında bulmadığımı söyleyebilirim.
I won't be five minutes in getting a meal ready... and then we put our feet under the table and sit easy.
Beş dakikada yemeği hazırlarım. Siz sadece ayaklarınızı masaya uzatıp oturun.
- I'm practically under the table now... but not the way I'd like to be.
- Şimdiden masanın altına giriyorum... ama bundan hiç hoşnut değilim.
Maybe that's who's under the table, only it's Brad.
Belki masanın altındaki odur. Tek fark onun Brad olması.
I suppose you were under the table.
Sanırım sen de masanın altındaydın.
When Orpheus comes in, hide under the table.
Orpheus içeri geldiğinde masanın altına saklan.
- Eurydice, are you under the table?
- Eurydice, masanın altında mısın?
- Over there, under the table.
- Şurada, masanın altında.
We heard a lot about you, but I guess they forgot to tell us about the gun under the table.
Hakkınızda çok şey duymuştuk. Masa altı silahından sözetmeyi unutmuşlar.
You reckon he didn't have a gun under the table after all?
Masanın altında silah olmayabileceğini düşünmedin mi?
They'll be under the table all night anyhow.
Zaten bütün gece masanın altında olacaklar.
- He's under the table.
- Masanın altında.
We finally drank old Wiley under the table.
Bizim koca Wiley'i küfelik ettik sonunda.
- Under the table.
- Masanın altında.
She's gonna get me under the table in five minutes.
Masanın altına yığılmamı istiyor herhâlde.
Henri will confide in Raymond about his new girl, a model while he rubs your knee under the table.
Henri yeni model-sevgilisiyle ilgili sırlarını Raymond'a anlatır masanın altından senin bacağını okşarken.
And end up under the table?
Büyümeden asla olmaz?
There's a $ 40 rent ceiling for one room... but he takes another $ 40 under the table.
Kira için yasal üst sınır 40 dolar... ama adam gizlice 40 dolar daha alıyor.
If I drink before eating I'm liable to fall right under the table!
Yemekten önce içersem, masanın altına yuvarlanma ihtimalim var!
Take a little of your iced water and hold it under the table,
Biraz buzlu su alıp masanın altına yaklaştırırsan...
I saw you holding hands under the table.
Masanın altında ellerini tutarken gördüm.
Must have gone under the table.
- Masanın altına düşmüş olmalı.
Instead of linking arms in the usual way... let us touch feet under the table.
Geleneksel kolkola girme adetinden kaçınmak için de masanın altında ayaklarımızı birbirine değdirelim.
Only by then you'll be feeding tamales to a couple of kids and maybe slipping the old man some money under the table.
Ancak o zaman bir çift çocuğa meze yediriyor olacaksın. ... Masanın altından ihtiyara belki de gizlice para vereceksin.
Let us drink, till we roll under the table in vomit and oblivion.
İçelim. Kusana kadar içelim, masanın altına yuvarlanana dek içip unutalım.
This game is under the table.
Bu oyun gizli.
It was under the table.
Masanın altındaydı.
Why were you under the table?
Neden masanın altında saklanıyordun?
And why did you pull it out from under the table?
Masanın altından neden çıkardın?
The dinners are in the warmer, under the table.
Yemek masanın altındaki ısıtıcının içinde.
Put him right under the table.
Onu masanın altına tut.
But earlier I saw her slip some money to him under the table.
Karının masanın altından ona para uzattığını gördüm.
I could drink you under the table.
Senden daha fazla içebilirim.
- Yeah, I can drink you right under the table.
- Evet. Senden çok daha fazla içebilirim.
You drank yourself under the table after your little episode with Janette.
Janette ile olan küçük bölümünden sonra masanın altında içtin.
Pull the kitchen table up under the window.
Mutfak masasını pencerenin önüne getirin.
Imagine sauntering up to the head cashier's table... and pilfering a sum like that from under his nose.
Baş veznedarın masasına kadar gidip burnunun dibinden bu kadar tutarı aşırmayı düşünün.
Imagine if he wakes and gets up under the knife and descends from the table and comes down the stairs...
Bıçak altındayken uyanıp kalksa ve masadan inip merdivenlerden buraya aşağı inse?
I was down in the kitchen with two friends, and we were under this table.
İki arkadaşımla birlikte mutfakta o masanın altındaydık,...
Look, I lived under the same roof with you, I ate at the same table.
Bak, aynı çatı altında yaşadık aynı masada yemek yedik.
Under the table.
Masanın altına girin.
Under the table!
Masanın altına!
There are two seats under the chart table.
Grafik masasının altında iki koltuk var.
The bomb was placed under the table.
Bir evrak çantasının içinde.
In my room in Caen on the table under the open window lies open the book of Judith.
Caen'daki odamda açık duran pencerenin altındaki masanın üzerinde Yudis'in kitabı hep açık durur.
What the hell are you doing under that table?
Masanın altında ne yapıyorsunuz? - Kalemimiz düştü.
Under the ambassador's night table.
Büyükelçinin komodininin altında.
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the law 32
under the sink 31
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the law 32
under the sink 31
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
the table 26
the tablet 16
table 226
tables 41
tablets 21
table for one 38
table for two 42
under 290
understand 2529
underground 88
the tablet 16
table 226
tables 41
tablets 21
table for one 38
table for two 42
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
understood 2547
underneath 75
underpants 29
underwood 165
understand me 81
understandable 121
understanding 63
undercover 116
underwater 36
understood 2547
underneath 75
underpants 29
underwood 165
understand me 81
understandable 121