Underlying Çeviri Türkçe
417 parallel translation
When you've lived as long in Africa as Captain Fry, Miss Parker you'll realize that there's a certain amount of truth underlying all native superstitions.
Afrika'da Kaptan Fry kadar uzun yaşarsanız Bayan Parker yerli hurafelerin az da olsa, gerçekliği olduğunu görürsünüz.
"We've got to resolve the underlying... " sexual conflict.
Bunun altında yatan cinsel çatışmayı çözmemiz gerek.
But your question reveals a false underlying notion.
Zaten sorunun arkasında yanlış bir kavramın olduğu görülüyor.
So terrorism supposes underlying bases.
Pekala, terörizm de altta yatan bir takım temeller olduğunu varsayar.
It attacks the oligarchy, but does not eliminate its underlying base.
Oligarşiye saldırır fakat, onun dayanaklarını ortadan kaldıramaz.
Later on in the film, in a brilliantly conceived montage Longueur mercilessly exposes the violence underlying our society when Brian and Brianette again meet on yet another rubbish dump.
Longueur filmde daha sonra Brian ile Brianette'i bir başka çöplükte karşılaştırıyor ve nefis bir montajla toplumdaki şiddeti sergiliyor.
But the banality of chance sometimes hides more important underlying meanings.
Fakat bazen sıradanlıkta altında çok önemli şeyleri saklar...
But the underlying message was clear.
Ama mesaj gayet açıktı.
Remember the underlying philosophy is harmony between you and others.
Unutma, seninle diğerlerinin arasındaki farkın altında yatan felsefe uyumdur.
Science still lacked the slightest notion of physical laws underlying nature.
Bilim doğanın gizemlerini hâlâ tam olarak açıklayamıyor.
If such things were fated by the stars then perhaps there were hidden patterns underlying the unpredictable chaos of daily life.
Eğer bu gibi şeyleri yıldızlar etkiliyorlarsa, belki de önceden tahmin edilmesi mümkün olmayan karmaşık günlük hayatımızda da gizli dizilimler olabilirdi.
Many of the Ionians believed that the underlying harmony and unity of the universe was accessible through observation and experiment the method which dominates science today.
Çoğu İonyalı evrendeki uyumu gözlem ve... deneylerle çözebileceklerine inanıyordu, ki bu gün de çağdaş bilimin temeli budur.
Deep below the clouds of Jupiter, the weights of the underlying layers of atmosphere produce pressures which are much greater than any that are found anywhere on the Earth.
Jupiter'in bulutlarının derinlerinde, atmosfer tabakalarının ağırlığı Dünya'dakinden çok daha büyük bir atmosfer basıncı oluştururdu.
Then, not with 20 questions, but with billions we slowly distill from the complexity of the universe its underlying order.
Sonrasında ise 20 değil, milyarlarca soruyla evrenin üzerindeki gizem perdesini yavaşça aralayabiliriz.
rhythmic devices... which seemed to counterpoint the, er... Counterpoint the surrealism of the underlying metaphor of the, er...
ritmik mısralar... aksi fikirler... altta yatan metaforun sürrealizminin tersine üretilen fikirler.
"Counterpoint the surrealism of the underlying metaphor"!
"Altta yatan metaforun sürrealizminin tersine üretilen fikirler." miş!
The underlying fundamentals of your basic problem... seem to me to be rooted in your clothes.
Senin temel probleminin altında yatan esas mesele kıyafetlerinden kaynaklanıyor.
Simple as the case seems now there may be something deeper underlying it.
Olay basit fakat belki altında daha derin şeyler yatıyordur.
- What about the underlying theme?
- Peki ya asıl tema?
Which one? Well, the underlying theme of a man desperately trying to recover his stolen car.
Bir adamın, çalınan arabasını geri almak için umutsuzca çabaladığı tema.
Well, that I thought was the least successful of all the underlying themes.
Bence bu bütün asıl temalar içinde en başarısızıydı.
Some underlying suggestion of a tragic or terrible.
Trajik ve dehşet verici tanımlarının altında başka bir ima var.
The underlying chip on my shoulder I had as a youth was really big then.
İçimdeki gençlik ateşi o zamanlar çok alevliydi.
Dr Marjorie... examining the causes beneath and behind and, to some extent, to one side of Britain's underlying and increasing madness, what exactly are they?
Dr. Marjorie Britanya'nın delirmesinin arkasındaki ve altındaki bazen de yanındaki sebebi araştırıyorsunuz. Nedir bu sebepler?
I'm familiar with the underlying case.
Bu tip davalara aşinayım.
A fifth or possibly a quarter of the back of the head had been blasted out along with the underlying brain tissue.
Fazla iş çıkmıyordu, ama benim görevim buydu. Ofis tımarhaneye dönmüştü. Kübalılar girip çıkardı.
The underlying order is chaos, man.
Esas düzen kaostur, adamım.
In case you're missing the underlying sentiment, you're not welcome.
Eğer buradaki gizli mesajı kaçırıyorsan, burada hoş karşılanmıyorsun.
We hope you found it entertaining, whimsical yet relevant, with an underlying revisionist conceit that belied its emotional attachments to the subject matter.
Umarız eğlenceli buldunuz, tuhaf, asıl konuyla ilgili duygusal bağlantıları önemsemeyen yenilikçi bir düşünce.
But the underlying trauma is still there.
Ama altta yatan travma hâlâ orada.
But, in the end you still have to solve the underlying problem.
Fakat eninde sonunda, ana sorunu çözmek zorundasın.
Reveal their underlying characteristics.
Temel özelliklerini ortaya koyuyor.
Subconsciously, the child creates other personalities that share the burden... the literally unbearable burden of shame... underlying the repressed memory of the childhood events.
Bu hastalıkta, çocuk üstündeki baskıyı taşıyamamasından dolayı kendi içinde farklı kişilikler yaratmaktadır. Bu tamamıyla çocukluk döneminin yükünü ortadan kaldıracak... O utanç anlarını unutturacak farklı bir kişilik yaratmaktır.
I remember when my mother taught me about the science underlying the vision quest.
Annemin bana, bilimi öğrettiğinde altında yatan araştırma öngörüsünü hatırladım.
While we don't fully understand the astrophysics underlying her plan, the female Q has suggested several modifications which may allow Voyager to enter the Continuum.
Astrometrikte hazırlanan planı tam olarak anlamasak ta, dişi Q tarafından, Devamlılığa girebilmek için bazı yenilemeler yapmamız sağlandı.
I see a great underlying theme here.
Bunun altında harika bir konu görüyorum.
Take out some of the more inter-textual references... and popularize the underlying strum and drum, sort of speak.
Metnin içindeki gizli referansları çıkarabilirim... diyalogları artırıp daha popüler bir hale getirebilirim.
The ground's rocky, but from the depressions in the underlying soil, I can tell you that he entered the bushes from over there... Where I pick up another set of tracks,
Arazi taşlık ancak topraktaki basıncından size söyleyebilirim ki başka bir izin başladığı yer olan çalılara kadar gelmiş.
Your average "boy meets girl, boy likes girl, boy changes underlying social order" story.
İşte böyle. Sıradan bir "çocuk kızla tanışır... hoşlanır temel sosyal düzeni değiştirir" öyküsü.
So maybe, even though we're not aware of it, there is a pattern, an order underlying every Go game.
Yani belki, biz farkında değiliz ama, Her Go oyunun altında yatan bir şekil ve düzen var.
- Here are underlying...
- Bunun nedenleri var...
- underlying significance. - Of course.
- Elbette.
At least there's someone who appreciates the underlying emotion.
En azindan bir kisi resmin altinda yatan duygunun degerini biliyor.
My research is aimed at one underlying goal...
Araştırmamın temelini sadece bir amaç oluşturuyor...
The last exam was really pretty easy, just underlying causes and trench foot.
Son sınav çok kolaydı. Sadece altta yatan sebepler ve ayak donması.
I mean, I guess it's issues, you know, that were underlying that we never really dealt with, and then now all of a sudden, just exploded.
Sanırım hiç gün ışığına çıkarmadığımız sorunlarımız vardı ve bir anda patlayıverdik.
Give me six underlying concepts of existentialism.
Varoluşçuluğun bana 6 belli başlı kavramını söyle.
Six underlying concepts of existentialism...
Varoluşçuluğun 6 belli başlı kavramını söyle.
They almost always represent some other underlying problem. In this case.
Çoğunlukla derinde yatan bir sorunu temsil ederler.
He criticised the radical democrats, the ones who were calling for what we would call democracy, because... Now, underlying these doctrines which were very widely held is a certain conception of democracy.
Son bir saat, 41 dakikadır, elitlerin ve devletin sizin gibi radikal kesimi kamuoyu sahnesinden uzak tutmak için düşünce kontrolünü nasıl kullandığından bahsedip duruyorsunuz.
Or is there a fundamental order underlying all things?
YILDIZ TOZUNDAN PARA YAĞIYOR
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
underwood 165
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understand me 81
understandable 121
under the table 51
understand this 55
understand what i'm saying 17
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understand me 81
understandable 121
under the table 51
understand this 55
understand what i'm saying 17