English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ U ] / Underside

Underside Çeviri Türkçe

170 parallel translation
The underside of the car just comes crashing down onto the biggest bumps.
Otomobilin tabanı büyük tümseklere vurduğunda kaza ihtimali var.
The British, the British Chiefs of Staff, Churchill, were all in favour of the future of the campaign being carried out through Italy and hitting at the underside of the underbelly of the Germans, moving up and eventually joining up with the Russians.
İngilizler, İngiliz Genel Kurmay Başkanı ve Churchill operasyonun geleceğinin İtalya üzerinden gerçekleşmesinden ve Almanlara bel altı hizasından vurup ilerlemekten ve sonucunda Ruslarla buluşmaktan yanaydılar.
The monkey should be on the underside
Maymun alt tarafta olmalıydı
The male's sex gland is on his underside, and from it he has deposited a packet of sperm on the ground.
Erkeğin eşey bezi alt taraftadır ve buradan yere bir sperm paketi bırakmış.
Hundreds of thousands are produced from the underside of the flat plant and carried away by the rainwater.
Yassı bitkinin altında yüz binlercesi oluşur ve yağmur suyuyla taşınır.
On the underside of the body these sweat glands are specially big and produce a kind of fatty sweat, which is milk.
Bu ter bezleri vücudunun alt tarafında belirgin bir şekilde büyüktür ve bir tür yağlı ter olan süt üretir.
They have sticky shells and become glued to the hair on her underside in a temporary groove that develops across her stomach.
Yumurtaların kabukları yapışkandır ve alt taraftaki kıllara hayvanın karnında geçici olarak oluşan bir oyukta yapışık kalırlar.
But i gotta believe the underside of this baby's fairly torn to pieces.
Ama sanırım uçağın alt kısmında ciddi hasar oluştu.
On the underside of that saddle, I've got my name scratched.
Eyerin alt tarafında benim adım yazılıdır.
You should come and have a look at the underside of my table.
Gelip kim kazanıyormuş görmen lazım.
Someone could begin by examining the underside of the station.
Birisi istasyonun altını incelemekle işe başlayabilir.
Uh, the hulk of a charred panzer, the underside of a granite boulder, the first downy growth on the upper lip of a Mediterranean girl.
Yanmış bir panzerin enkazıdır. Granit bir kayanın alt kısmıdır. Akdenizli bir kızın üst dudağından tahrik olmanızdır.
When we pull that porcelain crown from the right side of Adam Evans'mouth, you can bet your eyetooth that the underside of it is gonna be stained blue.
Bu porseleni Adam Evans'ın ağzının sağ tarafından çıkardığımızda, Köpekdişiniz üzerine bahse girebilirsiniz ki, onun alt tarafında lekeli bir mavi olacak.
John Barnett's left index oblique is on the underside of this unit.
John Barnett'in sol eline ait bazı izler, bu aletin altında bulundu.
The underside of the humpback fluke is like a fingerprint
Kambur balina yüzgecinin altı parmak izi gibidir.
Bullet enters with a marginal abrasion on the underside of the chin.
Bullet çenenin altında az bir hasar vererek içeri girmiş.
With this knife, I give you the freedom of the Underside.
Bu bıçak ile, sana Aşağı Dünya'nın özgürlüğünü veriyorum.
- It gave me the freedom of the Underside.
Aşağı'nın özgürlüğünü de verdi bana.
What's to stop us taking it... and leaving little bits of you all over the Underside?
Onu sizden alıp da parçalarınızı lağıma dökmekten, bizi ne alıkoyabilir?
All that foolishness about uniting the Underside.
Aşağı'yı birleştirme adına yapılan şu saçma sapan şeyler.
When they want to make children behave themselves in the Underside, they tell them,
Aşağı'da çocukları terbiye etmek istediklerinde,... şöyle derler,
- The best bodyguard on the Underside.
Aşağı'nın en iyi koruması?
I know every inch of the Underside.
Aşağı'nın her bir santimini ezbere bilirim.
She says she can take us anywhere in the Underside.
Aşağı Dünya'da bizi nereye istersek götürebileceğini söylüyor.
Earl's Court has all the shortcuts in the underside.
Earl's Court'un yeraltında bir çok kestirme yolları mevcut.
Varney's the best bravo and guard in the Underside, everyone knows that.
Varney'Aşağı'nın en iyi eşkıyası ve korumasıdır, bunu herkes bilir.
Well, Earl's Court contains all the shortcuts in the underside.
Earls Court'un yeraltında bir çok kestirme yolları mevcuttur.
Varney's the finest bravo and guard in the Underside.
Varney aşağının en iyi eşkıyası ve korumasıdır.
At least lock on to the underside of their hull.
- Dukat! En azından gemilerinin alt gövdesine kilitlen.
This is the smelly underside of a once-great nation.
Harika bir ulusun pis alt tabaka kokusu.
To the underside.
Yeraltı
They rot on the underside.
Dipte çürürler
They're trying to make us leave the underside.
Yeraltından çıkarmaya çalışıyorlar.
We don't know how similar the underside is, but my people are working on that now.
Yeraltının nasıl olduğunu bilemeyiz,... ama insanlarım bu konuda çalışıyorlar.
When we track back to the underside we'll return your crewman only if you promise to leave.
Yeraltına indiğimiz zaman... terk etmeye söz verirseniz mürettebatınızı geri yollarız.
From beneath, they launch an attack on the vulnerable underside of the starfish.
Alt taraftan, deniz yıldızının savunmasız olan alt tarafına bir saldırı başlatırlar.
The keys for your cuffs is in a box taped to the underside of the cart near the corner.
Kelepçelerin için anahtarlar köşedeki arabanın altına yapıştırılmış kutunun içinde.
Anyhoo, the insects swarm to... freshwater where fertilized eggs are then deposited on the underside of lotus leaves and hatch into larvae.
Her neyse, böcekler bir tatlı su kaynağına gidip... döllenmiş yumurtalarını nilüfer yapraklarının altına bırakırlar. Yumurtalardan larvalar çıkar.
Look, we found the father's blood on the underside of the pool ledge.
Bak, havuz kenarının aşağısında babanın kanını bulduk.
He actually hasn't exposed his underside to me yet. Or hers.
Henüz bana alt kısmını göstermedi.
Yes, by day he is mild-mannered, sweet and innocent Butters! But nobody knows that he actually has a dark underside!
Butters gündüz yumuşak başlı, tatlı ve masum FAKAT aslında hiç kimse onun karanlık bir yüzü olduğunu bilmiyor.
It's hidden in her fur in a shallow depression on her underside.
Alt kısmındaki bir boşlukta kürkü içinde gizlenmiş durumda.
After hatching, she carries it around on her underside for about 50 days, until it develops spines.
Yavrusu yumurtadan çıktıktan sonra onu 50 gün kadar dikenleri oluşuncaya kadar, altında taşıyor.
The pouch is seldom as well-formed as that of a kangaroo or koala, but their young survive very well, clinging unprotected to their mother's underside.
Ancak yavruları annelerinin alt kısmına yapışarak büyümeyi sürdürmeyi başarıyor.
Clinging to the underside of a root, a dragonfly larva, but the shrew's whiskers don't touch it and it's missed.
Bir kökün alt tarafına tutunmuş bir yusufçuk larvası var. Ancak soreksin bıyıkları değmediği için onu fark etmedi ve kaçırdı.
By the way, I've rigged a weight-sensitive charge to the underside of this vehicle.
Bu arada aracın altında ağırlık hassasiyetli bir aygıt koydum.
Fill it up with someone else's urine, slip the balloon in your underwear, and tape the tube to the underside of your -
Bu başkasının idrarıyla doludur. Balonu iç çamaşırına yerleştirir ve tüpü toplarının altına yapıştırıp- -
Now, there's a serial number on the underside of the tank.
Deponun altında seri numarası var.
I feel like the underside of a Zornian muck beetle.
Zornian çamur böceğinin altında kalmış gibi hissediyorum.
A slit has opened in a male's underside and a penis protrudes, twelve feet long and highly mobile.
Erkeğin karın bölgesinde bir yarık açılmıştır ve penis buradan çıkar. 4 metre uzunluğunda ve son derece hareketlidir.
Underside of a cruise ship.
- Bir yolcu gemisinin ambarında.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]