Unlike us Çeviri Türkçe
142 parallel translation
Maybe these... maybe these people aren't so unlike us.
Belki bu insanlar bizden çok farklı değildir.
Unlike us who enjoy a care-free life on this island
Halbuki bizler sessiz sakin... bir hayatı daha değerli buluyoruz!
It may be little comfort, but unlike us, the tanuki are omnivorous.
İçiniz rahat olsun, bizlerin aksine, rakunlar herşeyi yiyebilir.
- Now, that's not unlike us. - Answer the question!
- Bu bizim gibi bir şey değil.
Unlike us, they are incapable of thought,..... of self-illumination.
Bizden farklı olarak, düşünme yetenekleri ve öğrenme yetileri yok.
Exactly. Unlike us.
Kesinlikle, Bizden farklı olarak...
They have a great following, unlike us, there's only you and me here.
Büyük bir kitleye sahipler, bizim gibi değil, Burda sadece sen ve ben varız
Unlike us, they weren't predators, they were prey.
Bize benzemeyenler, avcı değillerdi ; onlar kurbandı...
Because he, unlike us, Cares about someone other than himself
Çünkü o bizim gibi değil Başkalarını önemser
Unlike us.
Bizden farklı olarak.
It's never worked before, because, A, they didn't flush the bank enough, B, their corporate papers were for shit, and C, unlike us, they did not have somebody on the inside at Customs.
Daha önce başaran olmadı çünkü A, bankayı yeteri kadar incelemediler B, şirket kağıtlarının düzmece olduğu aşikardı ve C, bizim aksimize gümrüğün içinden bir adamları yoktu.
Unlike us, us human beings.
Bize, insanlara benzemezler.
We've gotta do something totally unlike us.
Bizden beklenmeyen bir şey yapmalıyız.
Unlike us, shejust came, picked up the post-its... with client info and took off.
Bizden farklı olarak, hemen geldi, üzerinde müşteri bilgilerinin yazılı olduğu,... post-it'leri aldı, gitti.
Unlike us domesticated creatures, they like something, they fuck it.
Evcilleşmiş olan bizlerden farklı olarak bir şeyden hoşlanınca onu düzüyorlar.
Unlike us old men who have little time left.
Aksine biz ihtiyarların zamanı az kaldı.
The problem is that most cyborgs out there have poorly protected systems, unlike us.
Dışarıdaki sayborgların çoğu bizim tersimize yetersiz güvenlik sistemlerine sahip.
And unlike the rest of us.
Konuş o zaman.
Then you need connections, and Pums has them, unlike the rest of us.
İşte bizde olmayan bu bağlantılar Pums'ta mevcut.
Unlike you, most of us only get to go around once in life and I'm not going to spend the rest of mine sitting behind a desk.
Senin aksine, çoğumuz dünyaya bir kere geliyoruz ve ben hayatımın geri kalanını bir masanın arkasında harcamayacağım.
It was once a US military installation, not unlike San Clemente.
Amerikan ordusunun eski donanımı. San Clemente'den farksız.
They are not like us, unlike anyone else.
Onlar bizim gibi değil, herkesten farklılar.
Unlike you, we have no choice but to dwell here, away from those who fear us.
Senin aksine burada yaşamaktan başka bir şansımız yok.
And unlike My Lai, no US troops were ever charged.
Ama My Lai'nin tersine, hiçbir ABD askeri katliam nedeniyle suçlanmadı.
Dewey's a good guy, unlike some of us.
Bazılarımızın aksine, Dewey çok iyi biridir.
But if we can relinquish just once what has comforted and filled us and really say goodbye, perhaps the result will be a merry wee "hello" to something new, unlike the old and not tasting like it, and for precisely that reason not so bad at all.
Ancak bizi rahatlatan ve tatmin eden şeylere elveda dememiz yeni şeylere merhaba dememiz anlamına gelebilir ve bu da o kadar kötü olmayabilir.
We can say, " Here was the one man... unlike the rest of us.
Şunu diyebilirdik böylece : " Tek bir adam vardı. Geri kalanımıza benzemiyordu.
At least they don't bug us, unlike the Arabs.
En azından onlar Arapların aksine bizi rahatsız etmiyorlar.
But unlike any other part of the body these muscles are not attached to the bone and so they are able to float freely giving them the huge mobility that gives us facial expression
Ama vücudun diğer bölümlerinde olduğunun tersine bu kaslar kemiğe bağlı değiller. Bu yüzden rahatlıkla hareket edebilirler. Bize yüz ifadelerini kazandıran bir esnekliğe sahiptirler.
Oh, yes, much like on Earth, but unlike you humans, the reproductive process is quite unpleasant for us.
- Evet. Dünyadaki gibi. Ama insanların ki gibi değil, bizim için yeniden oluşturma... işlemi biraz tatsızdır.
But unlike you humans, the reproductive process... is an unpleasant one for us. Start again.
Siz insanların aksine üreme süreci bizim için tatsızdır.
Unlike... some of us. What?
Bazılarımızdan... farklı olarak.
Unlike the rest of us, however, he feeds on not just humans, but vampires as well.
Bizden farklı olarak, nasılsa, sadece insanlarla beslenmiyor, vampirlerle de besleniyor.
Unlike everything else about us, what I confided in you, et cetera, et cetera.
Sana itiraf ettiğim bizimle ilgili şeyler dışında falan filan.
Unlike... us.
Bizden farklı olarak.
- unlike the rest of us losers. - please.
- Biz zavallıların aksine.
apparently, unlike the rest of us, Buddhists can take it with them.
Bizim aksimize Budistler bunları yanlarında götürebiliyor.
So you're saying that unlike the rest of us who work hard to provide for our loved ones you do what you do for less selfish reasons? Exactly.
Yani, diyorsun ki sevdiklerimizi korumak için, gece gündüz uğraşan geri kalanların aksine, yaptığın şeyleri kendince nedenler yüzünden mi yaptın?
Unlike the rest of us, they received an early lesson in what the Patriot Act is all about.
Bizlerin aksine onlar yasa hakkında çok erken bir ders aldılar.
Unlike dobrinsky, who expects them to help us.
Dobrinsky güveniyordu, bize yardım etmelerini bekliyordu.
I remember him like an immortal god, walking among us, aware that his blood was unlike ours.
Onu ölümsüz bir tanrı olarak hatırlıyorum. Aramızda yürürken, kanının bizlerden farklı olduğunu düşünüyor gibiydi.
The very sight of him is a burden to us, because his life is unlike that of others, and his ways are completely strange.
Ona bakmak dahi bizim için çekilmezdir... çünkü onun hayatı diğerleriyle uyumsuzdur... ve varlığı dahi başkadır.
Oh, unlike today? When you napalmed us?
Bugün bizi bombaladığın zaman görmediğin gibi mi?
- Unlike the first launch this fuel will burn evenly giving us the right amount of thrust needed to launch...
- İlk fırlatmanın aksine bu yakıt tam olarak yanıp fırlatma için bize gerekli olan itiş gücünü sağlayacak...
Unlike us.
Bizim gibi değil.
And unlike the future ex Mrs. Pope, whose infidelity brings us here in the first place, Ms. Johnson has never broken a vow of marriage.
Bayan Johnson, karşımıza sadakatsizlik iddiasıyla çıkan "müstakbel dul" Estelle gibi asla yuva yıkan bir kadın olmamıştır.
Unlike the rest of us, this baby's gonna have two pretty great parents.
Çoğumuzun aksine... bu bebeğin harika bir ailesi olacak.
Unlike the rest of us, Raja actually took my dad's lecture about financial responsibility to heart.
Geri kalanlarımızın aksine,... Raja, babamın maddî sorumluluk konusundaki... vaazını dikkate aldı.
They're caused by cosmic radiation, not unlike the kind which gave us our powers.
Onlara kozmik radyasyon sebep oldu, bize güçlerimizi veren türden farklı değil.
is simple and essential, unlike us.
Çöller bizden farklı olarak
This world is dangling by a thread, Colonel and unlike you, the rest of us will never have the luxury of leaving for some place better when things get tough.
- Bu dünya bir iplik tarafından sallanıyor, yarbay ve sizden farklı olarak, işler zorlaştığında daha iyi bir yer için ayrılmak gibi bir lüksümüz yok.
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use me 43
use your head 124
used to 118
use mine 46
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use me 43
use your head 124
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136