English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / Waiting room

Waiting room Çeviri Türkçe

1,327 parallel translation
But if Olga had said anything, he would have heard since he was in the waiting room.
Bekleme odasında olduğuna göre o bir şey söylese Max duyardı.
I had a friend once who told me... that the worst mistake that you could make... is to think that you are alive... when really you're asleep in life's waiting room.
Bir keresinde bir arkadaşım şunu söylemişti yapacağın en kötü hata hayatın bekleme odasında gerçekten de uyuyorken yaşadığını düşünmektir.
In the waiting room, she took a test on a magazine, named :
Bekleme odasında, dergideki testi çözdü :
Rest in the waiting room till then.
O zamana kadar bekleme odasında dinlenebilirsiniz.
- In the waiting room?
- Bekleme odasında mı?
- The waiting room?
- Bekleme odası?
I'm in the waiting room.
Çünkü bekleme odasındayım.
The reception area's also the waiting room.
Resepsiyon holü, aynı zamanda bekleme salonudur.
- They're stacked up in the waiting room. - How'd it start?
Bekleme odasındalar.
- I'll show you where the waiting room is.
Size bekleme odasını göstereyim.
Hope they all fit in the waiting room.
Umarım bekleme odasına sığarlar.
- Jeremy's mother is in the waiting room.
Jeremy Norris'in annesi bekleme odasında.
- Why don't we go to the Waiting Room?
- Cerrahinin bekleme odasına gidelim.
- Take her to the surgical waiting room.
Malik onu cerrahinin bekleme odasına götürür müsün?
His brother's in the Waiting Room.
Ağabeyi bekleme odasında.
Mother's in the waiting room.
Annesi bekleme odasında.
Max is outside in the waiting room.
Max dışarda bekliyor.
He's out in the waiting room.
Bekleme salonunda.
I tried to write it in the waiting room, but it was too hard.
Hikayeyi bekleme odasında yazmaya çalıştım, ama çok zordu.
He's probably in the waiting room.
Herhalde bekleme odasındadır.
- Please wait in the waiting room. - Okay.
Lütfen bekleme odasında bekleyin!
If you need anything, I'll be in the waiting room.
Bir sey gerekirse bekleme odasindayim.
I know you from the waiting room at the dentist's office.
Seni dişçideki bekleme odasından tanıyorum.
I'll be in the waiting room.
Bekleme odasında olacağım.
There's a waiting room on the third floor.
Üçüncü katta bekleme odası var.
My daughter and son-in-law, who are obviously observing me in the waiting room through this 2-way mirror.
- Bekleme odasında bu çift taraflı aynadan beni izlemekte olan kızıma ve damadıma.
I'm in the waiting room when you're done, honey, ok?
İşin bitince beni bekleme odasında bulabilirsin, oldu mu?
Her parents should be in the waiting room.
Ailesi bekleme odasında olmalı.
In the waiting room with her older son.
Büyük oğluyla bekleme odasında.
Go backinto the waiting room.
Bekleme odasına dönün.
She's waiting in her room.
Odasında seni bekliyor.
So that's it...... Take Room 9. The Game Master's waiting.
Demek öyle... 9.
All I can remember doing afterwards is sitting in my room in the dark, staring at the door, waiting for my... mom to get home.
Sonradan hatırlayabildiğim, odamda karanlıkta oturuyordum kapının girişinde, annemin... eve gelmesini bekliyordum.
- She's still in that room waiting
- O odada seni bekliyor.
They're waiting for you in the conference room.
Konferans odasında seni bekliyorlar.
When I looked across the room, I saw a guy who was wounded... a guy who sits in the dark waiting for the light to find him again.
Odadan baktığım zaman, Yaralanmış bir adam gördüm - karanlıkta oturmuş, ışığın tekrar onu bulmasını isteyen bir adam.
Because Ms Nicola Anders... supermodel with a SAG card - has it written in her contract that all cherry'Mike'n'Ike's'be removed from her candy dish, along with strict instructions that any room she walks into must have seven packs of cigarettes waiting for her... three of them opened ; that there be a personal Jacuzzi within 80 paces of her dressing room ;
Çünkü Bayan Nicola Anders SAG kartı olan süper model kontratında bütün vişneli Mike ve lke'ların şeker kavanozundan çıkarılmasının yanında kesin olarak girdiği her odada 3 pakedi açık olmak üzere özel yedi paket sigara bulunmasını, artı özel jakuzi ve soyunma odasının ona en az 5 metre olmasını her seyahatinde dadısının da onunla birinci mevkiide uçması gerektiğini söylüyor.
I'd rather be anywhere in the whole fucking world other than this room waiting for you to blow up the whole goddamned place! Fuck you! Fuck you!
Bu odada senin burayı uçurmanı beklemektense dünyanın herhangi bir yerinde olmayı tercih ederim!
Okay... the other day, our eyes met across a crowded room, and there was this--this spark, the sign I have been waiting for my whole life.
Tamam... geçen gün, kalabalık bir odada gözlerimiz karşılaştı, ve aniden- - bir kıvılcım çaktı, tüm yaşamımm boyunca beklediğim ışığı gördüm.
- Like a nice waiting room.
- Tam olarak ne bekliyorsun?
We'll be waiting for him in his room.
- Evet. Onu odasında bekleyeceğiz.
Do you know who's in that room? The board of directors, waiting for something to happen.
Yönetim kurulu şu odada.
- It's waiting outside your room, where there are no parents, no teachers and no counselor.
- Odanın dışında seni bekliyor, yani anne-babanın, öğretmenin ve danışmanın olmadığı yerde.
Waiting No. 25, please come to the room 7.
25 numarayı bekleyen kişi, lütfen 7 nolu kabine gelin.
- She's in her room, waiting for Alexis to call.
- Odasında, Alexis'in aramasını bekliyor.
Do you mind waiting in the conference room?
Konferans odasında bekleyebilir misin?
He's waiting for you in the conference room.
Konferans odasında seni bekliyor.
Captain higgins On that ship Locked us in a room waiting for blastoff,
Gemideki Kaptan Higgins uzaya çıkmadan önce bizi bir odaya kilitledi.
We have a semi-private labor room waiting...
- Evet. Yarı özel bir doğum odamız sizi bekliyor..
And the waiting room is over there.
Peki.
I've been on the waiting list for this room for 11 years.
Bu oda için 11 senedir bekleme listesindeydim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]