Warm up Çeviri Türkçe
2,194 parallel translation
I think he's starting to warm up to us, you know, a little. Mm.
Sanırım bize ısınmaya başladı bilirsin, azıcık.
I gotta warm up before I flip out.
Çıldırmadan önce ısınmam lazım.
- All right, but warm up first.
Oynayalım, ama önce ısınıyım.
- I'm trying to warm up my voice for this moment.
Sahne için sesimi hazırlamaya çalışıyorum.
God, he usually takes so much longer To warm up to strangers.
Tanrım, normalde yabancılara ısınmak biraz zaman alır.
I could attempt to warm up these samosas.
Bu Samosaları kızartabilirim.
Warm up your voices.
Boğazınızı yumuşatın.
Oh, well, they'll warm up once we all get to know each other.
Birbirimizi tanıdığımızda hepsi ısınacaktır.
I got to warm up, man.
Isınmam gerek, ahbap.
- Go and warm up
- Haydi git! Git! Git ısın!
Unh-unh. Warm up the golf cart and get the taser.
Golf arabasını çalıştır ve şok tabancasını kap.
Warm up.
Isınalım.
We could decorate my test-tube tree, we could warm up dumplings in the incubator.
Test tüpünden ağacımı süsleyebiliriz, kuvözde poğaçaları ısıtabiliriz.
The first males to warm up will have a head start, when the first females appear.
En çabuk ısınmayı başaran erkek, ortaya çıkacak ilk dişiyle çiftleşme şansını elde edecek.
He will need hours to warm up.
Isınması için saatler geçmesi gerekecek.
During brief sunny spells, the flowers warm up and suddenly start producing nectar.
Kısa süren güneşli dönemde çiçekler ısınıyor ve birden nektar üretmeye başlıyor.
I've got to warm up.
Isınmam lazım.
It's hard to warm up to...
Burayı yapmak bir servete mal olmuştur.
Let's begin with a light warm up.
Kolay bir şeyle başlayalım.
And as she starts to warm up, her temperature starts to rise, that's when, you know, you can pump her a little harder, you know?
Ve onun ateşi çıktığında, hararet yapmaya başladığında, işte o zaman biraz daha çok pompalayabilirsin, anlıyor musun?
It should warm up.
Bu oyunu hareketlendirebilir.
Okay, everyone, let`s warm up.
Tamam, millet, ısınmaya başlayın.
Warm me up, Master.
Beni ısıt, Efendim.
Stop talking and warm me up!
Konuşma da ısıt beni. Çabuk ısıt beni...
Let's start with a warm-up.
ısınmaya başlayalım haydi.
No, he cut open a tauntaun and used its internal body heat to warm him up.
Tauntaun'u kesti ve onu ısıtmak için vücut ısısından faydalandı.
All right, he's had enough. Let's warm him up.
Pekala, yeterince durdu biraz ısıtalım onu.
I thought the walk'd warm you up.
Yürümenin seni ısıtacağını düşündüm.
If I don't warm it up right, it doesn't rise.
Eğer iyi ısıtmazsam, kabarmaz.
You can warm it up in the bottle in a pot of hot water. And test it.
Şişeyi sıcak suyun içine koyarak ısıt ve tadına bak.
Heated by the warm tropical sun, water evaporates and forms massive thunderstorms, fuelling a whirling vortex in some cases up to 500 miles wide.
Sıcak tropikal güneş tarafından ısınan Su buharlaşır ve büyük fırtınalar, dönen girdapları oluşturur Bazen boyutu 800 km genişliğinde bile olabilir.
In about five minutes we head out for the warm-up.
Beş dakika içinde, ısınmaya çıkacağız.
Having a tube spray warm water up my bum anus, that was just wrong.
Bir borunun kıç deliğime ılık su püskürtmesi normal değildi.
You ready to warm up?
Hareketlenmeye hazır mısın?
Well, warm it up.
O zaman ısıt.
Warm you up? Well, if you please.
Tazeleyeyim mi?
It keeps the baby wipes warm so the little baby butts don't get cold and pucker up.
Bebek mendillerini ılık tutuyor, böylece nazik popoları üşümüyor ve zedelenmiyor.
You must wrap up warm, Emma, in case some of the young dancers do something remarkably reprehensible, like opening a window.
İyice sıkı giyinmelisin, Emma, genç dansçılardan biri pencere açmak gibi aklın almayacağı bir şey yaparsa diye.
You have to warm up.
Önce ısınman gerekir.
Okay, before we get started, I need to do my vocal warm-up exercises.
Tamam, başlamadan önce, ses ısıtma egzersizlerimi yapmam lazım.
I'll go warm up the sleigh.
Ben gidip kızağı çalıştırayım.
Have some tea, warm yourself up.
Bir çay içseydin için ısınır.
She heats up her tail with warm blood, waving it at the snake as a threat.
Kuyruğunu sıcak kanla ısıtıyor ve yılana gözdağı vermek için sallıyor.
If it gets cold, I'll just warm it up.
Üşürse onu ısıtacağım.
Guess I'm your warm-up for when you get home.
Sanırım eve gitmeden önce ısınma turlarını oluşturuyorum.
Shaping up to be a very warm first day of spring here in the Windy City.
Baharın ilk gününde Windy City'de hava açmaya başlıyor.
It was a vocal warm-up.
Vokal ısınmasıydı.
- Irvin Kershner. - That was just a warm-up.
- Irvin Kershner. - Bu sadece ısınmaydı.
Warm you up.
Isının hadi.
When we get inside, I'm gonna warm you up a hot little plate.
İçeri girince yemek ısıtacağım.
And, like, no matter how close you get to the screen it's never gonna warm you up.
Ekrana ne kadar yaklaşırsan yaklaş seni hiç ısıtmıyor.
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50