English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / We're like family

We're like family Çeviri Türkçe

316 parallel translation
We are family, we're like siblings.
Biz aileyiz. Kardeşiz.
Don't call me "Dad," like we're family.
Bana baba demeyi kes! Sanki aileymişiz gibi...
I have no qualms ; we're like one family, really
Hiç kuşkum yok, tıpkı bir aile gibiyiz, gerçekten.
"We're like one family", he says
"Tıpkı bir aile gibiyiz." diyordu.
We're close like a family
Aile gibi olduk artık!
You're under no obligation. It's not like we're blood family.
Kendini mecbur hissetme sonuçta kan bağımız da yok.
I feel we're practically family now. I'd like to feel close.
Artık aile olduğumuza göre, dedim.
From now on it's like we're in the same family.
Şu andan itibaren biz bir aileyiz.
I like seeing you in the daytime when we're alone... but I'm not comfortable with your family.
Ama ailenle birlikteyken rahat edemiyorum.
We're more like a family.
Biz daha çok aile gibiyizdir.
We're like a big family.
Cheers'ta büyük bir aile gibiyizdir.
Then before we know it, we're all living together like one great big happy ugly family... he seems like a perfectly nice guy.
Sonra daha biz farkına varamadan büyük, mutlu, çirkin bir aile gibi bir arada yaşıyor oluruz... Harika bir adammış gibi gözüküyor.
We're almost like a family here.
Burada neredeyse bir aile gibiyiz.
We're gonna get a nice picture like that eight family, and then we're going to dinner!
Ama ben peçeteden şapka yapmayı asla öğrenemeyeceğim.
We're going to eat at the dining room table like a normal family.
LÜTFEN EVİMİZİ BİZİM KADAR SEVİN.
We're not a rich family like Charlie's. I mean - -
Charlie'ninki gibi zengin bir aile değiliz.
We're going to eat at the dining room table like a normal family.
Normal bir aile gibi yemek masasında yiyeceğiz..
It's like we're a family.
Bir aile gibiydik.
We're all eating right here, like a family.
Hepimiz burada, bir aile gibi yiyeceğiz. Tartışma bitmiştir.
We're like a family.
Bir aile gibiyiz.
The important thing is, we're like a family.
Önemli olan şey, biz bir aile gibiyiz.
We've been coexisting quite nicely with the native cultures for the past 200 years. They're almost like family at this point.
Yerel kültürlerle 200 yıldır hep barış içinde yaşadık.
We're like a family.
Biz bir aile gibiyiz.
We're just like a little family now.
Şimdi küçük bir aile gibi sadece vardır.
We're all like family here.
Biz hepimiz aile gibiyiz burada.
We're gonna all get along like a family should.
Bir ailenin gerektirdiği gibi, hepimiz iyi anlaşacağız.
I mean, we've pulled together, and gosh darn it I just got to say, you're like family to me.
Yani bunun altından hep birlikte kalktık. Nasıl diyeyim bilmiyorum ama benim için aile gibi falansınız.
We're like family, remember?
Biz bir aileyiz unuttun mu?
If you keep on screaming like that... we're gonna meet the rest of its family.
Dinle, Leonard. Bağırmaya devam edersen... ailesinin geri kalanıylada tanışmak zorunda kalırız.
They're family, just like we are. "
Onlar bir aile, tıpkı bizim gibi. "
We're sitting here like a family.
Bak şurada aile gibi oturuyoruz.
I'm glad we're stranded. It'll be just like The Swiss Family Robinson, only with more cursing. We're gonna live like kings.
Ben adada mahsur kaldığımıza sevindim. isviçreli Robinson Ailesi'nin biraz daha küfürlü hali gibi olacak.
- It's like we're one big family, you know?
- Sanki koca bir aileyiz, değil mi?
Looks like we're a two-horse family.
Görünüşe göre iki atlı aile olduk.
We're like a family.
Birlikte bir aile gibiyiz buna lütfen zarar verme Ari.
Like when a family member dies, and we're supposed to go to their funeral?
Herhangibir aile üyesinin ölümünde onun cenazesine gitmek gibi mi?
Well, what's it look like? We're celebrating your birthday as a family.
İşte gördüğün gibi... bütün bir aile senin doğum gününü kutluyoruz.
It's supposed to stay that way, but... I feel like we're already family.
Böyle de kalmalı ama ben şimdiden bir aileymişiz gibi hissediyorum.
We're like one big, happy family.
Biz tıpkı büyük, mutlu bir aile gibiyiz.
We're supposed to sit here like one big family... and pretend the damage that was done is over?
Büyük ve mutlu bir aileymişiz gibi oturup, açılan yaralar... kapanmış gibi mi yapacağız? Bu kızın ne kadar iyi bir öğrenci olduğu umurumda değil!
I mean, Professor Xavier is always saying that we're kind of like a family here...
Yani Profesör Xavier'ın her zaman söylediği gibi biz burada bir çeşit aileyiz...
Like any family, we're all different.
Her aile gibi, hepimiz farklıyız.
That we're like a real family.
Bizim hakiki bir aile gibi olduğumuzu...
For you to expect me to stand up in front of everyone now and act like we're this family...
Yanında durup aileymişiz gibi davranmamı beklemen...
We're gonna get through this like a family.
Bunu bir aile gibi aşacağız.
Right. We're not a traditional family like the Murphys... Or the lesbian coven, but we're a family.
Haklısın profesör. "Çocuklar Duymasın" veya "Asmalı Konak'taki" gibi bir aile değiliz ama sonuçta bir aileyiz.
Now that my mom is here, you know, doing this community service, well, she and me and Cyril, it's like we're a family, you know?
Annem şimdi burada, biliyorsun, kamu hizmetinde, O, ben ve Cyril, tıpkı bir aile gibiyiz, biliyor musun? Muhteşem bir şey.
YOU'RE SERIOUS. IF THEY COULD SEE THAT WE'RE A REAL FAMILY WITH A REAL LIFE JUST LIKE YOUR SISTER,
Eğer, aynı kız kardeşininki gibi gerçek bir aile olduğumuzu görürlerse, belki düşünceleri değişir.
When it's convenient, we're like family.
Yeri gelince aileden biriyim.
People always read the labels of their favourite brands really really carefully just to see how many chemicals they have, and then they just sigh and they put them in their cartanyway, like they're saying sure it's bad for me, it's bad for my family but we like it.
İnsanlar daima favori markalarının üzerindeki açıklamaları gerçekten de dikkatlice okurlar sadece ne kadar çok kimyasal madde içerdiklerini görmek için, ve ardından sadece bir iç çekerler ve baktıklarını yine de sepete koyarlar, benim için ve ailem için kötü, ama seviyoruz dercesine.
We're like one big happy family.
Büyük mutlu bir aile gibiyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]