English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / What is that about

What is that about Çeviri Türkçe

6,093 parallel translation
What is that about?
O ne oluyor öyle?
That's what this is about?
Bu ne şimdi?
I want to start introducing the concept that this is a person who has a particular set of political objectives about informing the world about what's taking place.
İnsanları bu kavramla tanıştırmak istiyorum, yani politik amaçları olan birileri neler olup bittiğini tüm dünyaya bildirmeye başlıyor.
What I'm concerned is that if we come out and say, "Here's who this is, here's what he did," the whole thing that we talked about, that we're gonna basically be doing the government's work for them.
Endişelendiğim konu, ortaya çıktığında ve işte sızdıran kişi bu konuştuğumuz şeyleri ortaya koyan kişi bu dediğimizde Aslında hükümetin işini onların yerine yapmış olacağız.
Okay, so that's what I needed to hear, that this is not about...
Oysa bu denge, seçmenlerle seçilenlerin kurduğu bir denge. Pekala, duymak istediğim şey de buydu.
We'd be interested to ask about where is Snowden now, what his plans are. I'm not going to talk about that, so unless you have other questions, it's gonna be a fruitless interview.
Başka bir sorunuz yoksa bu konuda konuşmayacağım.
- No. And have you heard anything about what could be the attitude of Hong Kong authorities towards this case, whether they've contacted you or asked you anything about the whereabouts of Snowden and whether that is another...
Peki ne olabileceği hakkında herhangi bir şey duydunuz mu Hong Konglu yetkililer bu konu hakkında size bir şey sordu mu sizinle bağlantıya geçti mi ya da Snowden'ın nerede olduğuna dair veya başka birinin varlığına dair bir şey sordu mu?
What good is the right to free speech... if it's not protected... in the sense that you can't have a private discussion with somebody else about something you disagree with.
Eğer korunmuyorsak, ifade özgürlüğü olması ne işe yarar? Çünkü farklı görüşlerde olduğunuz biriyle özel konuşamıyorsunuz.
It is my pleasure to be here. I feel that it's important to testify about what's really going on behind the scenes in the intelligence communities around the world.
Dünyadaki istihbarat teşkilatlarının sahne arkasında gerçekte neler olup bittiği hakkında ifade vermenin önemli olduğuna inanıyorum.
Oh, is that what your mood is about?
Senin derdin bu muydu?
That is what I'm talking about.
İşte demek istediğim bu.
- No. That's not what this is about.
Bu onunla alakalı bir şey değil.
$ 250,000... that's what this is about.
250,000 dolar... olanların sebebi bu.
- Oh, is that what this is all about- -
Tüm bunların sebebi bu mu yani?
That's what this is about, isn't it?
Konu bu değil mi zaten?
What's that about?
Ne biçim iş o?
So, if that's what this is about, you got the wrong guy!
Yani, eğer istediğin oysa, yanlış adamı yakaladın!
I understand that, but oppo research is not just about what's true.
Bunu anladım ama bu araştırma yalnızca gerçekler hakkında değil. Nerede...
What worries me is that you even know about him.
Beni endişelendiren şey senin onu biliyor olman.
Is that what you plan to speak about at the U.N.'s emergency session tomorrow?
Yarınki B.M. acil durum toplantısında konuşmayı planladığınız konu bu mu?
IS THAT WHAT THIS IS ABOUT?
Para meselesi mi bu? Ücret neyse söyleyin.
What about that? Is that gonna be a problem?
O durum ne olacak, sorun olabilir mi?
That's what this is about?
Bütün mesele bu mu?
And forget about ever leaving your house again because they will know your faces because I will make sure they are etched into the American memory because that is what I do, and there is no one better in the entire world at it than I am!
Ve evinizden taşınarak bundan kurtulacağınızı düşünmeyin çünkü herkes suratınızın neye benzediğini bilecek çünkü emin olun yüzünüzü Amerikalılar'ın hafızasına kazıyacağım çünkü bunu ben yapacağım, ve tüm dünyada bunu benden daha iyi yapacak birisi yok!
What is it about him and the others being from wealthy families that bothers you so much?
O ve diğerlerinin zengin ailelerden olmaları seni neden bu kadar rahatsız ediyor?
What, is this... about that Meachum thing?
Meachum olayıyla mı alâkalı?
Tell me, please, what is it about this that doesn't indicate suicide?
Söyle bana, bunlardan hangisi intihar anlamına gelmiyor?
That's not what this is about.
Mevzu bu değil.
That is not what Christmas is about!
Bunun Noel'le bir ilgisi yok!
So, what is it that's so special about this place, they had to break in and kill the owner just to gain access?
Peki burayı bu kadar meşhur yapan ne ki içeri zorla girip erişim sağlamak için bina sahibini öldürdüler?
What about the people that aren't at work?
Ne insanlar hakkında bu iş değil mi?
If that's what this is about, I'm out of here!
Eğer derdiniz buyduysa, ben buradan giderim!
And isn't that what college is about?
Olayda üniversitenin bu olduğu değil mi?
What is it that is so special about you?
Seni bu kadar özel yapan nedir?
The only part of what... Of your experience that anybody gives a shit about is the experience that they go, "Oh, yeah."
İnsanların sizin başınıza gelen bir şeyi umursamasının tek yolu da " Ha evet, aynı şey bana da oldu.
That's what this place is all about.
Burası da, bu iş için biçilmiş kaftan.
I was so drawn to it, because in a way, that's what this entire series is all about.
Çünkü bu belgesel bir bakıma bunun için var.
When we were both at NSA, we'd debrief every night after work- - but now that he's restricted from telling me anything, all I can do is talk about what we do every day.
İkimiz de NSA'deyken, her gece işten sonra birbirimizden bilgi alırdık ama şimdi bana bir şeylerden bahsetmesi sınırlandı tüm yapabildiğim, her gün ne yaptığımızdan bahsetmek.
What about our friends from Arendelle? Well, they're still searching for a portal back. Well, that is a problem.
Bu yüz yüze-yüze-yüze görüşmenin nedeni karşılıklı nefreti bir kenara bırakırsak bazı ortak yanlarımız olması.
You know what it is I love about the dolls at that club?
O kulüpteki bebeklerle ilgili neyi seviyorum biliyor musun?
Cary, come on, that's not what this is all about.
Cary, hadi ama konu bu olamaz.
That's what that group thing is all about.
Bütün bu grubun olayı buymuş
That's what that group thing is all about.
Grubun bütün olayı da buydu.
Janine, that's not what this is about.
Janine, bunun konuyla ilgisi yok.
But if Sherlock was right, if the robbery at the library really was all about the Bray map, and if that's what this is about, then why would Zupko's killer leave the map behind?
Ama eğer Sherlock haklıysa kütüphanedeki soygun Bray haritasıyla ilgiliyse neden Zupko'nun katili onu burada bıraksın ki?
That's not what my music is about!
Benim müziğimin olayı bu değil.
What we're worried about is that we have created an environment in which you feel it's necessary to...
- Bizim endişelendiğimiz şey şu. Sana şey gereksinimine girdiğin bir ortam mı yarattık acaba?
Forget about the tree, you know what they need to get rid of is that big, nasty women's room attendant who's always handing out toilet paper.
Unut o ağacı neyden kurtulmamız gerektiğini biliyosun..... O kadınlar tuvaletindeki buyuk sapık görevli Herkese tuvalet kağıdı veren hani.
No, I got that part, but what I'm not sure about is...
- Yok, orasını anladım da neden sorduğunu...
Stickers? What the hell is that about?
O da ne öyle?
What it is that you're so upset about?
Neden bu kadar üzgünsün?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]