What you're thinking Çeviri Türkçe
2,973 parallel translation
If it's what you're thinking, she didn't pack.
Eğer onun gittiğini düşünüyorsan eşyalarını toplamamış.
How about you stop thinking that you're the sun, and that I revolve around you, and that being a cardio god, maybe that isn't everything, and maybe what I need is worthy of some consideration?
Senin güneş olduğunu, benimse senin etrafında döndüğümü düşünmeyi bırakıp ve kardiyoloji tanrısı olmanın her şey demek olmadığını benim de biraz dikkate alınmaya ihtiyacım olduğunu anlasan?
I know what you're thinking- - holy hairball.
Aklından geçenleri tahmin edebiliyorum...
I know what you're thinking.
Ne düşündüğünü biliyorum.
He didn't confirm it was Quarles who shot him, if that's what you're thinking.
Quarles'ın onu vurduğunu teyit etmediler, eğer aklından geçen buysa.
I know what you're thinking, and I totally agree.
Ne düşündüğünü biliyorum, ve tamamen katılıyorum.
This has nothing to do with Aria and me, if that's what you're thinking.
Bu yaptığımın Aria ve benimle bir alakası yoktu, eğer böyle düşünüyorsan tabi. - O zaman ne?
It's not me, if that's what you're thinking.
- Aklından geçen buysa, ben değilim.
What're you thinking?
Aklından ne geçiyor?
What's crazy is thinking that you're doing something important with your life just because you're wearing a tie.
Delilik sadece bir kravat taktığın için hayatında... önemli birşeyler... yaptığını düşünmektir.
Well, if a man knows what you're thinking, it gives him power over you.
Bak, bir erkek senin ne düşündüğünü bilirse, bu ona senin üzerinde bir güç sağlar.
When an expression like that, no one will ever know what you're really thinking.
Böyle bir ifadeyle, kimse senin gerçekten ne düşündüğünü asla bilemeyecektir.
So what you're thinking right now, you un-think it, got it?
O yüzden şu an her ne düşünüyorsan bundan vazgeç, anladın mı?
A guy who can look into your heart and know what you're thinking.
Kalbine bakıp ne düşündüğünü bilecek bir adam.
And start thinking about which machines you're sending back. What?
Ayrıca hangi ekipmanı geri göndereceğine karar ver.
I know what you're thinking.
- Ne düşündüğünü biliyorum.
So, you're thinking that the sr6 residue stuff was on the shop-sheik knife and that's what killed Anja?
Yani, diyorsun ki sr6 kalıntısı bu bıçağın üstündeydi ve bu da Anja'yı mı öldürdü?
He says, "Can't stop thinking" about what you're gonna wear tonight. "
"Bu akşam ne giyeceğini düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum." diyor.
Now, I know what you're thinking.
Ne düşündüğünüzü biliyorum.
I know what you're thinking... but, er...
Ne düşündüğünüzü biliyorum.
I know what you're thinking but, er...
Ne düşündüğünüzü biliyorum ama...
I know what you're thinking.
Beyler, ne düşündüğünüzü biliyorum.
You grow up thinking they're superheroes who can do no wrong, but then one day the cape comes off and you see them for who they really are, and if you don't like what you see...
Büyürken onların yanlış yapmayan süper kahramanlar olduklarını düşünüyorsun ama sonra bir gün pelerin çıkıyor ve sen onların gerçekte kim olduklarını görüyorsun ve gördüğün şey hoşuna gitmediyse...
You're thinking I can't possibly know what you're thinking.
Ne düşündüğünü bilemeyeceğimi düşünüyorsun.
I know what you're thinking, Rosa. That you're a terrible teacher.
Çok kötü bir öğretmen olduğunu düşündüğünü biliyorum, Rosa.
We'll get it. We're totally not gonna have sex in the kitchen... - if that's what you're thinking.
Aklınızdan bu geçiyorsa mutfakta seks yapacak değiliz tabii.
I can imagine what you're thinking, but I assure you I'm only the messenger.
Ne düşündüğünüzü tahmin edebilirim ama ben sadece bir elçiyim.
I've been thinking a lot about what you guys said, and you're absolutely right, you know.
Dediklerinizi uzunlamasına düşündüm, ve kesinlikle haklısınız.
I know what you're thinking Mickey.
Aklından geçeni biliyorum Mickey.
Roland's not some Al Qaeda in the making if that's what you're thinking.
Roland El Kaide falan örgütlemiyor, aklından geçen buysa eğer.
Telling your partner what you're doing, what you're thinking.
Ortağına yaptığın ve düşündüğün şeyi söylemek.
It's not what you're thinking.
Ne düşündüğünü değil,
Yeah, but that's what you're thinking, isn't it?
Ama aklından geçen buydu değil mi?
You do what you're thinking, you're gonna get us all killed.
Aklındaki şeyi yaparsan, hepimizi öldürürsün.
I know exactly what you're thinking.
Ne düşündüğünü biliyorum.
It's not like they're gonna take me to Chippendales and look at some dong with me, if that's what you're thinking.
Chippendales'e götürüp oradaki adamların şeylerine de baktırmazlar. Eğer düşündüğün buysa.
I - I know what you're thinking, but I didn't do it.
B-Ben ne düşündüğünüzü biliyorum, ama ben yapmadım.
Um, look, I-I know what you're thinking, that you have reached the bottom of your particular barrel, but if the powers that be have shoved you this far down the rabbit hole, you are likely
Um, bak, ne düşündüğünü biliyorum. Artık bu işte tamamen dibe vurdun. Ama bu güçler seni tavşan deliğinin ( * ) bu kadar derinlerine kadar indiriyorsa mutlak suretle başka alternatifin kalmamıştır.
I know what you're thinking about Kelly here,'cause I thought it too.
Kelly'le ilgili ne düşündüğünü biliyorum. Çünkü aynı şeyleri ben de düşündüm.
Oh, no, George. I know what you're thinking.
Ne düşündüğünü biliyorum.
I don't know what you're thinking doing all this.
Bunları yaparken ne düşündüğünü anlamıyorum.
No, it's not magical writing, if that's what you're thinking.
Hayır, büyülü bir yazı değil, eğer aklından geçen buysa.
That's really what you're thinking.
Aklından geçen de bu değil mi?
What? You're, you're thinking about it?
Böyle mi düşünüyorsun?
We know what you're thinking, okay?
Ne düşündüğünüzü biliyoruz, tamam mı?
Well, I know what you're thinking.
- Ne düşündüğünü biliyorum. - Öyle mi?
I know what you're thinking.
Ne düşündüğünüzü biliyorum.
I know what you're thinking.
Aklından neler geçtiğini biliyorum.
Listen, I know what you're thinking- - that this is a conflict of interest, but as far as I am concerned, you're both professionals working in the best interests of the city.
Ne düşündüğünü biliyorum, bunun bir çıkar çatışması olduğunu düşünüyorsun. Ama bildiğim kadarıyla ikiniz de profesyonelsiniz, şehrin yararına çalışıyorsunuz.
Oh, I have no idea what you're thinking, but I think it would be inconsiderate to not think what was best for you.
Ne düşündüğünü hiç bilmiyorum ama senin için en iyisini istememek düşüncesizlik olur.
I know what you're thinking.
- Ne düşünüyorsun biliyorum.
what you're saying 36
what you're talking about 38
what you're doing 122
what you're saying is 52
what you're feeling 20
you're thinking too much 16
you're thinking 97
thinking 451
thinking of you 30
thinking about you 18
what you're talking about 38
what you're doing 122
what you're saying is 52
what you're feeling 20
you're thinking too much 16
you're thinking 97
thinking 451
thinking of you 30
thinking about you 18
thinking about it 70
what are you doing 28810
what are you talking about 12491
what is it 20402
what do you mean 18295
what happened 16539
what are you doing here 13243
what are you doing right now 114
what did you do today 56
what are you wearing 305
what are you doing 28810
what are you talking about 12491
what is it 20402
what do you mean 18295
what happened 16539
what are you doing here 13243
what are you doing right now 114
what did you do today 56
what are you wearing 305
what do you want 9254
what are they like 58
what do you think 9124
what are you 4599
what are these 350
what have you got 603
what is this 7416
what the hell 6066
what is that 6346
what are you doing now 174
what are they like 58
what do you think 9124
what are you 4599
what are these 350
what have you got 603
what is this 7416
what the hell 6066
what is that 6346
what are you doing now 174