English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You're fine

You're fine Çeviri Türkçe

6,958 parallel translation
♪ Naomi, you're so fine just like summer wine ♪
Naomi çok güzelsin Yaz şarabı gibisin
You're fine.
İyisin işte.
Come here. You're fine. I'm fine.
Sen de iyisin, ben de iyiyim.
You're not fine. Danny hates your guts.
O kadar değil, Danny senden nefret ediyor.
You're gonna be fine.
Her şey yolunda gidecek.
In all likelihood, I think you're fine.
Büyük olasılıkla, bence iyisin.
You're not fine.
- İyi değilsiniz.
- No, you're fine.
- Hayır, iyisin.
You're gonna make a fine king.
Çok iyi bir kral olacaksın.
Well, he's taking me to the airport, we're having dinner before, so it's... you know, it's, like, a fine line.
- Yani, beni havaalanına götürecek öncesinde yemek yiyeceğiz, yani, ince bir çizgi gibi.
You're telling me sunlight does kill vampires, but we get so little of it in this fluorescent shithole, that they're just fine?
Bana vampirlerin gün ışığıyla öldüklerini fakat bu boktan şirkette bu ışıktan çok az olduğu için hiçbir şey olmadığını mı söylüyorsun?
Oh, no, you're fine, you're fine.
Yo yo, sen iyisin, gayet iyisin..
She knows you're fine, so come on.
İyi olduğunu biliyor! Haydi ama!
Uh, one, you're fine, and, two, I had the courts transfer your "psychiatric care" to Wagerstein.
Birincisi bir şeyin yok, ikincisi de mahkemeden "fizyatrik bakımını" Wagerstein'a geçirttirdim.
You're gonna be fine.
İyi olacaksın.
You're gonna be totally fine, girlfriend.
İyi olacaksın arkadaşım. Endişelenme.
Yes, you're going to be fine.
İyi olacaksın.
I mean, they're fine now, like you saw.
Şu an gördüğünüz gibi iyiler.
I think you're gonna be just fine.
İyi olacağını düşünüyorum.
You're innocent, you'll be fine.
Masumsun, iyi olacaksın.
By the way, I'm figuring you're going to be fine with this, given my present situation.
Hem içinde bulunduğum mevcut durum düşünülürse senin için sorun olmaz sanıyorum.
You're looking fine and kind of serious.
İyi ve de azıcık ciddi duruyorsun.
Uh, anyway, so I'm assuming you're not coming back, which is fine.
Sanıyorum geri gelmeyeceksin. Ki bu sorun değil.
- Okay, fine, but you're with Jon, right?
- Peki, tamam. Ama sonuçta Jon'lasın, değil mi?
You're not fine.
İyi falan değilsin.
Yeah, you're fine, my fucking ass, you're fine.
Evet, götüm, evet iyisin.
She doesn't like anyone. Okay, fine, but you're dragging us along with you.
İyi ama bizi de peşinden sürüklüyorsun.
You're my fine woman.
Sen hoş bir kadınsın.
Yeah, yeah, Lon, you're doing, uh... you're doing fine.
Evet, evet, Lon sen iyi... ah... iyi gidiyorsun. Tamam.
You're fine.
Cezalısın.
- No, you're not fine.
- İyi falan değilsin.
- You're fine.
- İyi miyim? - Bir şeyin yok.
You're fine with just a pistol.
Tabanca alsanız yeter.
You're going to be fine, don't you?
İyi olacağını biliyorsun, değil mi?
You're not fine.
İyi değilsin.
It's not a word we like to use in unsafe company, but with you, it's fine since you're both from the Other World.
Tekinsiz gruplarlayken kullanmaktan haz etmediğimiz bir kelime ancak sizinleyken sorun olmaz, ikiniz de Öteki Dünyadan olduğunuz için.
It's a fine line sometimes, but they're not going to give up on you, Savannah.
Arada çok ince bir çizgi vardır bazen, ama onlar senden vazgeçmeyecek, Savannah.
Well, you're doing fine.
Sen de iyi gidiyorsun.
You're behaving as if I am barging in your personal bedroom fine I'll leave but this is not...
- Git hadi. - Senin şahsi yatak odana dalıyormuşum gibi davranıyorsun. Tamam.
Fine... when you're clone with this circus... call me...
Bu kargaşayı bitirdiğinizde, bana seslenin.
- Yeah, and you're gonna be fine.
Evet ve sen iyi olacaksın.
- Are you sure you're Ok? - I'm fine.
- İyi olduğuna emin misin?
You're doing fine.
İyi gidiyorsun.
Then you're fine with spending 10 years in prison?
Cezaevinde on yıl geçirmek sizin için sorun değil mi?
You're doing great, you look fine!
Muhteşemsin!
You're gonna be just fine.
Sana hiçbir şeycik olmayacak.
You're completely fine.
Sende sıkıntı yok.
I'll just tell them that I apologized for... whatever, heroically caring too much, and you admitted that you're a stubborn butthead, and everything's fine now.
Evliyalara yaraşır şekilde seni adam yerine koyduğum için özür dilediğimi söyleriz. Ve sen de inatçı katırın teki olduğunu kabullenirsin. Her şey gül gibi gider.
You're fine.
İyisin.
You're gonna be fine.
İyi olacaksınız.
You're fine.
- İyisin sen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]