You came to me Çeviri Türkçe
4,038 parallel translation
A little while ago you came to me for advice about turning pro.
Kisa süre önce profesyonel olmak konusunda benden tavsiye istedin.
Hey, you came to me on this, remember?
Bu iş için sen bana geldin, hatırladın mı?
Finally, last night, you came to me, and you chose me.
Sonunda dün akşam bana geldin, sen beni seçtin.
You came to me because you think that I know something about her.
Bana geldin çünkü onun hakkında birşeyler bildiğimi düşündün.
Hey, you came to me.
Bana gelen sendin.
You came up to me in the park and told me I had a nice-looking dog.
Parkta yanıma gelmiş ve güzel bir köpeğim olduğunu söylemiştin.
You came here to steer me, okay?
Beni kullanmaya geldin.
You came to prepare me for the hearing?
- Beni duruşmaya hazırlamaya mı geldin?
And you came down to check on me?
Ve sen beni kontrol etmeye mi geldin?
You guys came down here to help me fill out all that paperwork... you ditched us with the other night, am I right?
Geçen gece bize kitlediğiniz bütün evrak işlerine yardım etmeye geldiniz değil mi?
He came up to me and told me he was your grandfather and you called him "Pop."
Bana gelip senin büyük baban olduğunu Ve ona dede diye hitap ettiğini söyledi
Why don't you get to the point and ask me what you came here to ask me?
Neden bu durumu anlaman açısından, buraya sorman için geldiğim şeyi sormuyosun?
I wanna tell you something else. At the start of the summer, just before I left the hospital, this woman came to cut hair, and when it was my turn, out of the blue she just started talking to me
Yaz başında hastaneyi terk etmeden hemen önce saç kesimi için bir kadın geldi.
You came here to bring me to justice.
Buraya, adaleti sağlamaya geldin.
I'd really love to help you, but if you came here for those answers from me,
Size yardımcı olmayı çok isterim, ancak bana bu cevaplar için geldiyseniz,
I came into your bed naked... and tried to molest you, so you made a straitjacket and a pillow fort to protect yourself from me.
Yatağına çıplak geldim, seni taciz etmeye kalktım,... sende kendini korumak için bana deli gömleği giydirip araya yastık çektin.
When I called you on phone, without asking how was I doing, you asked where was I, and came all the way to meet me, what happened?
Seni aradığımda, Ne olduğunu sormadan, 'Neredesin'diye sordun ve benle buluşmaya geldin!
Because you came here to seduce me.
Çünkü buraya beni baştan çıkarmaya geldin.
We came here to golf, and now you gonna give me this blessing?
Buraya golf için geldik ve sen yinede beni bu haberle mi onurlandırıyorsun?
Your wife is missing, and you came all this way to tell me this?
Karın kayıpken onca yolu bana bunları anlatmak için mi geldin?
Just came to me the second you got in this car.
Sen arabaya binince aklıma geldi.
Oh, I'm so happy you came to see me.
Beni görmeye geldiğin için çok mutluyum.
However you came to know me, I'm glad you did, and thank you for being the best readers any film critic could ask for.
Her nasılsa denk gelip, beniokudunuz. İyi kiokudunuz. Ve bir film eleştirmeninin sahip olabileceği en iyi okuyucular olduğunuz için hepinize teşekkür ederim.
Well, it seems to me you came out okay.
Eh, o tamam çıktı gibi geliyor bana.
I can't believe you came all this way to surprise me.
Sürpriz yapmak için onca yolu geldiğine inanamıyorum.
I suppose I was nervous before you came up, and I felt that if I got to know you before you got to know me, then I would be less scared.
Sen gelmeden önce çok gergindim ve sen beni tanımadan önce ben seni tanırsam sanırım daha rahat hissederim diye düşündüm.
You know, I came here to this stupid city, and my best friend ditches me to get married.
Bu salak şehre geldim ve en yakın arkadaşım evlenmek için beni sepetledi...
Charlie, I just came here to tell you guys that both me and Mohini won't be coming.
Charlie, ben buraya, ben ve Mohini'nin gelemeyeceğini söylemeye geldim.
- You came over to tell me that?
- Buraya bunu söylemek için mi, geldin?
And you came here personally to fetch me.
Sen de beni şahsen almaya geldin.
You want to talk to me and tell me why you came down here tonight?
Bu gece neden buraya geldiğini anlatmak ister misin?
He came to me like he came to you, "Join up and I'll make you rich."
Sana geldiği gibi geldi bana, "Bana katıl, seni zengin edeyim."
Only if you want me to tell you we came in the back and took the stairs.
Arkadan girdiğimizi ve merdivenleri kullandığımızı söylersem hatırlat istersen.
So he invited you over for dinner the next day and he told me to walk round the block while he came out to you.
Bu yüzden seni ertesi gün için yemeğe davet etti ve o sana açılırken, benim de dışarda yürümemi söyledi.
You came to see me. Why?
Beni görmeye geldin.Neden?
Mama wanted me to visit her, so I came down to see if you could give me a ride.
Annem ziyaret etmemi istedi, beni götürebilir misin diye soracaktım.
Lord, I came here to get a degree... but You sent me after girls, just like You.
Tanrım, buraya derece yapma geldim ama bana senin gibi bir kız gönderdin.
He didn't know that you came to Bangkok to take me back.
Bangkok'a beni almaya geldiğini anlamadı bile.
I don't mean to be rude, but the first time that you came around asking me for favors you got all dolled up.
Kabalık etmek istemem ama iyilik istemek için ilk kez geldiğinde süslenip püslenmiştin.
You came to pick me up? Yeah, man.
Beni almaya mı geldin?
What, did you alienate every other person in your life and then finally you came back to me in the rotation?
Hayatındaki herkesi kendinden uzaklaştırdın da en son sıra bana mı geldi?
Well, I wanted to tell you that Norman came to see me today.
Norman'ın ofisime geldiğini söyleyecektim sana. Ne sebeple?
It means the world to me that you came back early.
Sen erken gelince dünyalar benim oldu.
You never even came to look for me.
Beni aramaya asla gelmediniz.
So you came back to tell me you got me a gig?
Bana yeni bir iş bulduğunu söylemek için mi geldin peki?
You came all the way from America to tell me this?
Ta Amerika'dan bana bunu söylemeye mi geldin?
Remember you first challenged my protege and came to me after you beat him?
Unuttun mu? Önce öğrecime gözdağı verip sonrasında beni yenmiştin.
Well, you came to check on me and you've checked on me, so now if you don't mind, I actually have a lot of work to do.
Kontrol etmeye geldin, kontrolünü de ettin. Şimdi sakıncası yoksa, yapmam gereken şeyler var.
Me and you went to this real fancy restaurant and the waiter came up and it was your father.
Sen ve ben gerçekten süslü bir restorana gittik ve garson geldi, garson senin babandı.
You always used to tell me when an invitation came in.
Eskiden bir davet geldiğinde hep bana söylerdin.
I was waiting for you to call me, - and when the call never came...
Beni aramanı bekliyordum, ve telefon gelmeyince...
you came 519
you came to the right place 39
you came back 217
you came just in time 17
you came for me 37
you came here 28
you came home 23
you came in 17
you came to see me 27
you came back for me 52
you came to the right place 39
you came back 217
you came just in time 17
you came for me 37
you came here 28
you came home 23
you came in 17
you came to see me 27
you came back for me 52
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
you can do it 1412
you can 2818
you can't 4106
you can't miss it 64
you can't beat me 46
you can't be serious 595
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
you can do it 1412
you can 2818
you can't 4106
you can't miss it 64
you can't beat me 46
you can't be serious 595
you can talk to me 162
you can't kill me 112
you can't fool me 70
you can't beat that 16
you can't go wrong 20
you can't help me 85
you can't make me 84
you can't understand 78
you can trust me 449
you can't stop me 130
you can't kill me 112
you can't fool me 70
you can't beat that 16
you can't go wrong 20
you can't help me 85
you can't make me 84
you can't understand 78
you can trust me 449
you can't stop me 130