You came Çeviri Türkçe
41,430 parallel translation
You came back!
Geri geldin!
You came back.
Geri geldin.
I'm so glad you came.
Senin geldiğine çok sevindim.
Oh, you came to hang out with me?
Oh, sen benimle takılmaya geldiniz mi?
That's why you came back.
Bu yüzden geri döndün.
You came here to kill me.
Buraya beni öldürmeye geldin.
Montclair's, that place you came in through, that's zone A.
Montclair'in, içeri girdiğiniz yer, bu bölge A'dır.
I figured it was only a matter of time before you came calling.
Anladım Sadece bir mesele Aramaya başlamadan önce.
Jack, you came because i was paying you.
Jack, sana para veriyordum çünkü geldin.
When were you came outside.
Sen dışarı çıktığında oldu.
- You came back for me?
- Benim için mi döndün?
You came here looking for a tracker.
Buraya iz sürücü aramaya geldiniz.
You came round to my flat a few weeks back, you pretended to be a woman called Faith Smith.
Birkaç hafta önce daireme geldin Faith Smith adlı bir kadın gibi davrandın.
You came back!
Geri döndün!
Say what you came here to say.
Ne söylemeye geldiyseniz söyleyin.
So you came with a peace offering of... oranges and flowers?
Portakal ve çiçeklerle barış teklif etmeye mi geldin?
You came.
Geldin.
But I'm glad you came... because now you know she won't work with us... but she won't work against us, either.
Gelmene sevindim çünkü artık bizimle iş birliği yapmadığını gördün ama bize karşı da gelemeyecek.
- You came for us.
Bizim için geldin.
I'm so happy you guys came.
- Gelmenize çok sevindim. Pizza var, içki var.
When you first came into the house, I wasn't sure.
Seni kapının önünde ilk gördüğümde şüpheye düşmüştüm.
- What are you talking about? - You came here to rape me.
- Neden bahsediyorsun sen?
A man in a hood came and broke in and he threw you into a hole,
Kapüşonlu bir adam geldi ve zorla içeri girdi, seni bir çukura attı
Well, we came to warn you about Gargamel.
Sizi Gargamel konusunda uyarmaya geldim.
We came to warn you about the evil wizard, Gargamel.
Sizi korkunç büyücü Gargamel konusunda uyarmaya geldik.
Smurfette came here to help you.
Şirine buraya size yardım etmeye geldi.
Even before you guys came here, sunni farmers in the north would steal the water from the shiites in baqubah.
Siz buraya gelmeden önce bile kuzeydeki Sünni çiftçiler Bakuba'daki Şiilerden su çalıyordu.
I thought you are helping me, that that's what we came here to do.
Bana yardım edeceğini düşünmüştüm. Bana yardım edeceğin için buraya geldiğimizi sandım.
You just came back to tell me that?
Bunu söylemek için mi döndün?
And then I thought if I came on this trip and I came away with you, and I had fun and I showed that I could be fun, somehow he would come back, but...
Sonra düşündüm ki seninle bu geziye gelirsem, eğlenebilirim ve eğlenceli olabilir. Bir şekilde o geri döner ama...
- I came to be with you.
- Buraya sohbet etmeye gelmiştim.
I just came to impress you.
Sadece seni etkilemek istemiştim.
You know, the usual suspects came up.
Olağan şüpheliler ortaya çıktı.
I only came back to do this because of you.
Senin yüzünden bunu yapmaya sadece geri döndüm.
He came home with his lunch untouched again, you know.
SALI Bugün okulda öğle yemeğini yine yememiş.
- Did you see that? He came without fear.
- Şu gelene baksanıza.
That's why I came here to reason with you
Bu yüzden buraya seni ikna etmeye geldim.
I came for you.
Senin için geldim.
you should have seen him when he first came to town shiny blue paint not just a Hudson Hornet he was already calling himself the fabulous Hudson Hornet
Piste çıktığımız zamansa hiç ayrılmak istemedik Bence Doc'da bunları hissetti Onu kasabaya ilk geldiğin haliyle görecektin Mas mavi boyasıyla sırf Hudson Hornet değildi daha o zamandan başlayan adı muhteşem Hudson Hornet
I came here to find you.
Buraya seni bulmak için geldim.
Did you follow me? I came with Billy.
- Billy ile birlikte geldik.
You're not her, you're not the woman who came to Baker Street.
Sen o değilsin, Baker Sokağı'na gelen kadın sen değilsin.
A man, uh, you know, that Frank came and brought to Dee's apartment to, uh, sleep with a bunch of other people, and I...
Bir adamı. Frank gelmişti ve birkaç insanla beraber uyuması için Dee'nin evine götürmüştü.
Without my knowledge, my husband came to you for a loan of $ 20,000.
Kocam benim haberim olmadan size gelip 20,000 dolar borç istedi.
Hey, I was just coming to tell you that those palm prints came back off that gun.
O silahtan alınan avuç içi izlerinin sonucunun çıktığını söylemek için gelmiştim.
We came out to join you, Diane, while Albert's indisposed.
Sana katılmaya geldik Diane. Albert'ın keyfi kaçık da.
The reason I came back was the same reason I left you.
Geri gelmemin sebebi sizi bırakmamın nedeniyle aynı.
You're fine, like when I came in the other night and I found you passed out on your couch?
Geçen gece seni kanepende bayılmış hâlde bulduğum gibi mi iyisin?
I came to warn you.
Seni uyarmaya geldim.
Not now. That's why I came to you.
Bu yüzden sana geldim.
You know, there came a time when I had to topple the king.
Benim de vakti geldiğinde kralı tahtından indirmem gerekti.
you came to me 83
you came to the right place 39
you came back 217
you came just in time 17
you came for me 37
you came here 28
you came home 23
you came in 17
you came to see me 27
you came back for me 52
you came to the right place 39
you came back 217
you came just in time 17
you came for me 37
you came here 28
you came home 23
you came in 17
you came to see me 27
you came back for me 52
camera 269
cameras 133
came 33
cameron 871
camel 60
cameraman 36
camelot 26
camels 27
camera shutter clicks 92
camera clicks 41
cameras 133
came 33
cameron 871
camel 60
cameraman 36
camelot 26
camels 27
camera shutter clicks 92
camera clicks 41