English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You done good

You done good Çeviri Türkçe

1,056 parallel translation
You thought you done good, she'll get us all killed.
Kızdan kurtulmalıyız. Ölümümüze sebep olacak. Duydun mu beni?
You've done a very good deed.
İyi bir iş çıkarmışsın.
Well, she's done a pretty good job of destroying you.
O seni mahvetmekte oldukça başarılı oldu ama.
You've done yourself a good nights work.
Bu gece iyi iş yaptın.
The note wouldn't have done you any good.
Bu not işine yaramazdı.
You done real good, son.
İyi iş çıkarmışsın evlat.
Your memory is short and you forget quickly the good deeds done to you.
Ne var ki hafızanız zayıf. İyilikleri çabuk unutuyorsunuz.
You've done a good job.
İyi iş çıkardın.
You've done too good a job on her.
Sen onun için çok önemli şeyler yaptın.
You've done a good job disguising the faces.
Yüzleri gizlemekle iyi etmişsin.
Well, you've done good work.
İyi iş çıkarmışsın.
They done you real good.
İyice benzetmişler seni.
You've only ever done one good thing in your whole life.
Tüm hayatın boyunca tek bir iyi iş yaptın.
For all the good it's done me It brought you to me, didn't it?
Bana sağladığı yarardan dolayı. O seni bana getirdi, değil mi?
It's done my heart a world of good the way you guys have shaped up.
It's done my heart a world of good the way you guys have shaped up.
You've done too good a job, Vicki.
Çok iyi bir iş yaptın.
It hasn't done his bladder much good, I can tell you that.
Mesaneyi tutamadığını, söyleyebilirim.
I assure you, we appreciate all you have done for the revolution, but you must also appreciate how important it is that I... My government, that is, maintain good relations with the United States.
Devrim için yaptığınız herşeye minnettarım ama benim yani hükümetimin Birleşik Devletler ile olan iyi ilişkileri sürdürmemizin ne kadar önemli olduğunu sizde taktir edersiniz.
Being with Mr Morton's done you a lot of good.
Bay Morton'la olmak sana yaramış.
You've done a good job
iyi iş çıkardınız!
You done real good.
Güzel oynadın.
I've done you a good turn.
Sana iyilik ettim.
Anyway, it might have done you good both physically and morally.
Neyse, sana maddi ve manevi olarak iyi gelmiş olabilir.
It's as good as done and you can do nothing.
Olabildiğince iyi yapacağım ve senin yapacak hiç bir şeyin yok.
Good for you, T.J. You should've done that a long time ago.
Aferin T.J. Bunu çok önce yapmalıydın.
while your man Tokuemon has set himself up as priest of Aizome Temple... in Yotsuya, and is trying to gather the money you lost... in order to get you back in good with Oboshi, so you can be part of the revenge. And then when you some forty men take your own lives after it's done,
Adamınız Tokuemon, Yotsuya'da Aizome tapınağında, bir rahip kılığında... sizin kaybettiğiniz paraları biriktirmeye çalışırken... sırf sizi Oboshi ile denk bir güç haline getirip... intikamın bir parçası olmanız için uğraşıyor ve sonra... siz ve kırk adam, her şeyi halletikten sonra, kendi hayatınıza son vereceksiniz.
No one has done me so much good as you.
Kimse bana senin kadar iyilik yapmamıştır.
You know, it would have done you some good, but...
Bilirsiniz, size iyi gelir, fakat...
Would he say unto you, " Well done, thou good and faithful servant ;
O da size diyecek mi, " İyi amel işledin, iyi ve inançlı kulum, :
And all the good you've done will soon get swept away
Ve bütün yaptığın iyi işler yakında yok olup gidecek
You came into my life, and you've done me good.
Hayatıma girdin ve beni iyileştirdin.
Your electric treatment must have done you good.
Elektrik tedavisi sana iyi gelmiş.
Good. I'm done, now you can leave.
İyi. Gidiyorum, şimdi yaşa.
Do you think you have done a good thing?
Güzel bir şey yaptığını mı sanıyorsun?
Three months on water's done you good.
Üç ay su kürü size iyi gelmiş.
You feel you could've done the good deed yourself?
Hepimiz sizin böyle bir rol almış olabileceğinizi düşünebiliriz.
What have you done to help them become good people for their teachers, or mothers and fathers, that's you in fact, for their country?
Gerek öğretmenlerine, gerekse ana, babalarına yani sizlere hatta memleketlerine faydalı birer insan olarak yetişmeleri için ne yaptınız?
That lie down seems to have done you some good.
Biraz uzanmak size iyi gelmiş gibi görünüyor.
You've done it again, my good friend.
Yine başardın, iyi dostum.
What good has it done for me to mourn for you eternally in the secret recesses of my heart?
- Kalbimin derinliklerinde senin için sonsuza dek yas tuttum
You must've done pretty good today, if Scooter's right.
Scooter haklıysa, bugün iyi iş çıkarmış olmalısın.
Admit that I've done you nothing but good!
Sana iyilikten başka ne yaptım?
I'm sure you've done a good job, very thorough.
İyi bir iş çıkardın Radl, tebrik ederim.
You done so well I'd like a piece out by you for good luck.
Çok iyiydiniz, şans için sizden toprak satın almalıyım.
Must be good to work here. Then when you finish something, you can see what you've done.
Burada çalışmak güzel olmalı... ve işini bitirdiğinde... ne yaptığını görüyorsun.
Good, you've all done very well
Harika! hepiniz iyi iş çıkardınız!
Nicky, what you done for yourself is good enough, but... what you done for Jerry is a miracle.
Nicky, kendin için iyi şeyler yaptın ama Jerry için yaptığın bir mucizeydi.
You've done real good, Ma.
Çok başarılı oldun anne.
Well, I've done a lot of good work, you know.
Pek çok iyi işte çalıştım.
You done real good. I'm proud of you.
Seninle gurur duyuyorum.
You really done good.
Gerçekten harikaydın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]