You get up Çeviri Türkçe
18,381 parallel translation
- Call me when you get up there?
- Yukarı geldiğinde beni ara mısın?
- How did you get up here?
- Buraya nasıl çıktın?
Well, I'm the only one who got beaten up by that little bitch, so, no, you don't get to compare your feelings to mine right now.
O küçük piçten dayak yiyen tek benim ama o yüzden şu an kendi hislerinizi benimkiyle kıyaslamayın.
- You, get up.
- Sen, kalk.
You gonna let your boy get up on the mic?
Kardeşini mikrofona çıkartacak mısın?
If you can get him to show up.
Eğer bizimkini gelmeye ikna edebilirsen.
You tell him to shut up. That we're gonna get him an attorney.
Çenesini kapamasını, ona bir avukat ayarlayacağımızı söyle.
Hey, look, you get the coffees and I'll go open up your store.
Bak hele, sen kahveleri al ben de dükkanı açayım.
If we get to them first, I'll make sure to tell you where to pick up the bodies.
Eğer onları ilk biz bulursak, cesetlerin nerede olduğunu size söyleyeceğimizden emin olabilirsiniz.
We need to get cleaned up and meet some friends, so maybe you could put us in another room?
Yıkanıp arkadaşlarımızla buluşmamız lazım, bize başka bir oda ayarlasanız?
Why'd I have to drive up to New York to get your ass and bring you back to D.C.?
Seni almaya New York'a kadar gelip seni taa D.C'ye neden getirdiğimi bilmek istiyorum.
Calm down before you get yourself all worked up over nothing.
Boş yere heveslenmeden önce bir sakinleş.
And then the praying starts, because those of you who end up in towns like Little Rock never get out.
Sonra da dua etmeye başlayın, Çünkü yuvarlanıp düştüğünüz yerden bir daha çıkamayacaksınız.
How could you get mixed up with these fanatics?
- Nasıl bu bağnazlara bulaştın? - Baba!
Let's get you cleaned up.
Üstünü başını temizleyelim.
If you don't get your juiced-up, sorry ass out of here and leave me and my friends alone, then you can kiss the homecoming game goodbye.
Eğer o zavallı ve sarhoş bedenini buradan uzaklaştırmayıp beni ve arkadaşlarımı rahatsız etmeye devam edersen o yeni sezon karşılama maçına elveda diyebilirsin.
Let's get you hooked up to this thing.
- Hadi şu aleti bağlayalım.
Well, you did hit your head pretty good, Lou... but we're gonna get you fixed up.
Başını kötü vurmuşsun Lou ama merak etme, seni iyileştireceğiz.
- Okay, hey, there's no rush, but if you do see Neuro, get them up here, please.
- Acele etmene gerek yok ama nörolojiden birilerini görürsen buraya gelmelerini söyle.
You couldn't get it up for this kind of magic even if you wanted to.
Sen istesen bile bu büyüyle başa çıkamazdın.
You're gonna miss me so hard, you won't be able to get it up.
Beni o kadar çok özleyeceksin ki sikini kaldıramayacaksın.
Gonna need to get to know a girl a little better before she lets you go running around up there.
Önce bir kızı iyice bir tanımalısın ki kız buraya girmene izin versin.
'Yeah, hey, it's me again.''yeah, don't forget i have that dinner tonight'so, don't wait up.''talk to you when I get home, okay?
Yine benim. Akşama randevum olduğunu unutmuşum. O yüzden beni bekleme.
Keep the little'un well wrapped up and get as much nourishment as you can into him.
Ufaklığı sıkıca sarın. Verebileceğiniz kadar da gıda takviyesi yapın.
The senator and I give him immunity from the side effects of NZT in exchange for him reporting back to me on what you lot get up to.
Sizin topladığınız bilgileri bana raporlamasının karşılığında ona NZT'nin yan etkilerinden korunması için bağışıklık sağlıyoruz.
When you showed up to my apartment and I said we should get in touch with the senator, you almost had yourself a panic attack.
Daireme geldiğinde sana senatörü arayalım demiştim ve sen neredeyse panik atak geçirecektin.
But I also get what it's like to make a mistake, and to get so caught up in trying to cover it up that, man, you can't even remember how it started in the first place.
Ama bir hata yapmanın nasıl bir şey olduğunu ve bunun üstünü örtmeye kendini çok kaptırdığını da anlıyorum. Dostum, en başta nasıl başladığını bile hatırlamıyorsun.
Drafts get stuck inside the city walls, and then slingshot up and over the high-rises. And you can see, it goes right from the Financial District up to Midtown.
Hava akımları, şehir duvarları içinde kapalı kalıyor ve sonra yukarı doğru yükseliyorlar ve görebileceğiniz gibi, tam da finansal bölgeden şehir merkezine doğru gidiyor.
You offer to stick around and patch things up, because you thought probably he would die soon, and then you'd get at least a little bit of the fortune.
Ortalıkta kalın, bir şeyleri toparlamayı teklif ettiniz çünkü büyük ihtimalle yakında öleceğini düşündünüz ve ondan sonra en azından servetin bir kısmını alabilirdiniz.
Ishmael, you can get up now.
İsmail, artık kalkabilirsin.
You need to get up to the infirmary.
Revire gitmen gerek.
Let's get you up for some X-rays.
Röntgen çekilmesi gerekiyor.
Well, there's a little S.T. elevation in your cardiogram, so why don't we get you up to the cath lab
Kardiyograma göre S.T. yüksek. Katater laboratuvarına çıkıp neler olduğunu öğrenelim.
You need to finish up and get out of here.
İşini bitirip ameliyathaneden ayrılman gerek.
Well, your mobility is limited, but we won't know anything for sure until we get you up to imaging, so...
Hareket yeteneğin sınırlı ama röntgen çektirene kadar nedenini bilemeyeceğiz.
Three hundred and seventeen thousand From the contents of the safe behind that bar, Unless you want to get lit up like a roman candle.
Maytap gibi yanmasını istemiyorsan barın arkasındaki kasanın içinden üç yüz on yedi bini teslim edeceksin.
'Get up you drunkard.'
Seni sarhoş uyan.
After being a servant for a few hours, I get how much you all have to put up with.
Birkaç saatliğine uşak olduktan sonra hepinizin nelerle uğraştığını anladım.
You have to get up, get out of bed and milk the bloody cows.
- Ayağa kalkmak zorundasın, Yatağından çıkmalısın... - Ve siktiğimin inekleri sağmalısın.
You look great in that waitress get-up.
Garson üniformasıyla fıstık gibi görünüyorsun.
Get the gum out of your ears and listen up, you inbred, degenerate screw heads... except you Linda.
Pekâlâ, kulağınızı açın ve beni iyi dinleyin sizi soyu bozuk dürzüler. Sen hariç Linda.
Now you're like a washed-up capo, desperate to do anything to get back on top.
Şimdiyse işi bitmiş, yükselmek için çaresizce herşeyi yapan.
Anything goes wrong, if we get... held up... I'm trusting you two to finish her off.
Birşeyler ters giderse, eğer biz... yakalanırsak... onu öldüreceğinize güveniyorum.
Yeah, we're gonna get you up and moving, but there's not gonna be any farm work for you in the foreseeable future.
Seni ayağa kaldıracağız ama uzun bir süre boyunca çiftlik işi yapamayacaksın.
So you're gonna go up and get into bed and wrap up nicely.
O zaman yukarı yatağına git ve güzelce üstünü ört.
Let's get you up.
Seni kaldıralım.
I'll bring you up some cocoa if you like and we'll keep it quiet down here so you can get some sleep...
İstersen sana biraz sıcak çikolata getirebilirim. Biz de burada sessiz oluruz. Sen de biraz uyursun.
We can set up a meeting and get you someone you're happy with.
Bir toplantı ayarlayıp beğendiğin birini almanı sağlayabiliriz.
You gotta go up and buy us some time so I can convince Earl to get up there.
Hadi git. Bize biraz zaman kazandır.. .. biz de bu arada Earl'i ikna edelim.
- Come on, let's get you up.
- Gel, seni kaldıralım.
Let's get you up.
Kalkıyoruz.
you get me 124
you get what you pay for 29
you get away from me 19
you get used to it 162
you get what i'm saying 29
you get the idea 54
you get 202
you get some rest 46
you get the point 20
you get the picture 39
you get what you pay for 29
you get away from me 19
you get used to it 162
you get what i'm saying 29
you get the idea 54
you get 202
you get some rest 46
you get the point 20
you get the picture 39