English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You grow up

You grow up Çeviri Türkçe

2,938 parallel translation
When did you grow up so much?
Ne zaman bu kadar büyüdün?
Did you grow up on this island?
Sen bu adada mı büyüdün?
♪ May you grow up to be righteous ♪
♪ May you grow up to be righteous ♪
♪ may you grow up to be True ♪
♪ may you grow up to be True ♪
Oh, I'm going to love watching you grow up into nothing, motherfucker. I'm gonna watch it.
Hiçbir şey olamayışını görmek harika olacak piç kurusu.
It has been an honor to watch you grow up.
Büyüdüğünü görmek bir onurdu.
Where'd you grow up?
Nerede buyudun?
One day, when you grow up, it'll be yours.
Büyüdüğünde bir gün senin olacak.
Where'd you grow up?
Nerede büyüdün?
So, what do you want to be when you grow up?
Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
What do you want to do when you grow up?
- Büyüyünce ne olacaksın?
What do you think you're gonna be like when you grow up?
Büyüyünce kim gibi olmayı düşünüyorsun?
You'll be the best treasure hunter, when you grow up.
Büyüyünce dünyanın en iyi hazine avcısı olacaksın.
You will understand how much our Sultan loves you as you grow up.
Sultanımızın seni ne kadar çok sevdiğini büyüdükçe daha iyi anlayacaksın.
AND THE SOONER YOU REALIZE THAT, THE FASTER YOU GROW UP.
Ne kadar çabuk bunun farkına varırsan, o kadar hızlı büyürsün.
AND THE FASTER YOU GROW UP, THE SOONER YOU'LL SEE THE WORLD FOR WHAT IT REALLY IS.
Ve ne kadar hızlı büyürsen, o kadar çabuk... dünyayı aslında olduğu haliyle görürsün.
- You grow up country, you pick up a thing or two
- Köyde büyüyünce bir şeyler öğreniyor insan.
♪ When you grow up
♪ Büyüdüğünde
Where did you grow up?
Nerde büyüdün?
So what do you be when you grow up?
Ne olacaksın büyüyünce
Or when you grow up a lot lot lot lot.
Belki çok çok büyüdüğünde.
♪ may you always do for others ♪ ♪ and let others do for you ♪ ♪ may you build a ladder to the stars ♪
d and let others do for you d d may you build a ladder to the stars d d and climb on every rung d d and may you stay d d forever young d d may you grow up to be righteous d
♪ may you grow up to be righteous ♪ ♪ may you grow up to be true ♪ ♪ may you always know the truth ♪
d may you grow up to be true d d may you always know the truth d d and see the lights surrounding you d d may you always be courageous d d stand upright and be strong d d and may you stay d
Boys... I have acted like a ten-year-old for the last 30 years, and I swear to you, I will grow up and act like a 20-year-old, the way a divorced 40-year-old should.
Çocuklar... 30 yıldır,... 10 yaşındaymışım gibi davrandım,... size söz veriyorum, olgunlaşacağım,... ve 20 yaşında gibi davranacağım,... 40 yaşını bıraktığım gibi.
If this goes well, you're gonna grow up wearing name-brand clothes and get braces.
Eğer bu işi kıvırırsak, marka kıyafetler ve pantolon askısı giyerek büyüyeceksin.
You're going to grow up stupid because I'm bored. I can't take it, baby. I can't.
Biliyorum şu anda sıkıldığım için aptal olarak büyüyeceksin ama dayanamıyorum.
If we leave you along you start to grow up after age of 45.
Sizi kendi halinize bırakınca da olgunlaşmanız 45 yaşında başlıyor ancak.
You're going to grow up without a mother, just like me.
Sen de benim gibi annesiz büyümek zorunda kalacaksın.
Also, a good cricket bat to the head works wonders, so... Oh, man, you're going to grow up in England!
Ayrıca, kafasına iyi bir kriket sopası, harikalar yaratıyor, yani... sen İngiltere'de büyüyeceksin!
You need to grow up and take us with you across the sea.
Büyü bakalım büyü de bizi de al yanına, denizleri aşalım seninle.
You know, Jack, all I ever wanted for you was... to make you strong and - and grow up and be your own boss.
Dinle Jack senden tek istediğim güçlü olman büyüyüp kendi patronun olmandı.
Who says, " You know what I wanna do when I grow up?
" Büyüdüğümde ne olacağım, biliyor musunuz?
Smith, you grow roots up here.
Smith, burada kaynakta kalın.
And he'll grow up hating you.
Ve senden nefret ederek büyüyecek.
I don't want you to grow up and look back on what I did and feel bad, ever, okay?
Benim yaptıklarımı hatırlayıp kendini kötü hissetmeni istemiyorum, asla.
All I did was wait for you to grow up.
Tek yaptığım büyümeni beklemekti.
You would grow up, you would mature a bit!
Büyürsün, biraz olgunlaşırsın diye!
That girl is gonna grow up, and she's gonna get married, and your wife is gonna find someone else, and you're gonna miss everything.
O kiz büyüyecek, evlenecek, ve esin baska birini bulacak... Sen de her seyi özleyeceksin.
Don't you want your child to grow up in a world where there are penguins?
Çocuğunu penguenlerin olduğu bir dünyada büyütmek istemiyor musun?
I wanted you to grow up feeling good about yourselves.
Kendiniz hakkında iyi düşünerek yaşamanızı istedim.
You should grow up for that, bald man!
Seni kel, bunun icin once kopegin buyumesi gerekir
Very good, keep studying hard, so you can grow up to be a great businessman!
Aferin, ders çalışmaya devam et. Böylece büyük bir iş adamı olabilirsin.
But don't you want to live long enough to see your kids grow up?
Çocuklarının büyüdüğünü görecek kadar yaşamak istemiyor musun?
'But, you know, sometimes it cannot be a good time at all, you know,'for people who grow up in foster care. 'And, you know, things can happen to them and they can have a bad time,'and they can end up, like, you know, not in a good place, like, mentally,'and a lot of the time physically,
Ama bildiğiniz gibi, bazen yetimhanelerde büyüyen çocuklar için kolay olmuyor dolayısıyla onlara bazı şeyler olabiliyor, bu yüzden zor zamanlar geçirebiliyorlar ve sonunda zihinsel olarak iyi bir yerde olmuyorlar.
Some day I will grow up, and then you won't scare me.
Ben bir gün büyüyeceğim ve beni korkutamayacaksın.
You didn't grow up in Sonnenwiese!
Sonnenwiese'de büyümemişsin!
When you grow up in a city as big as Miami, it's easy to feel small.
Miami kadar büyük bir şehirde büyüdüğünüzde kendinizi önemsiz hissetmeniz çok kolaydır.
And this asshole over here wants to grow up to be just like you if you don't get us all killed first.
Ve tam şuradaki g * t herif de büyüyüp tıpkı senin gibi olmak istiyor. Tabi eğer önce sen ölmemize sebep olmazsan.
They grow up, they move out, you never see them.
Büyüyorlar, taşınıyorlar. Onları bir daha görmüyorsun bile.
When I grow up, you'll be dead.
Ben büyüdüğümde, sen ölmüş olacaksın.
I'll tell you when I grow up.
Büyüdüğümde anlatırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]