You help him Çeviri Türkçe
4,147 parallel translation
And when your neighbor sprains his ankle, you help him off the court.
Komşunuz bileğini burktuğunda, onlara sahadan çıkması için yardım etmelisiniz.
You help him.
Ona yardım et.
You still want to help him?
Yine de ona yardım etmek mi istiyorsun?
You can't help him, pops.
Onu yardım edemezsin dede.
I need you to ask Vincent to help catch him.
Vincent'ten onu yakalamasını istemen gerek.
Hey, you're the one who said that you didn't want to help save him.
Onu kurtarmak istemediğini söyleyen sendin.
I want to help you find him.
Onu bulmanıza yardım etmek istiyorum.
You can't help him right now.
Şuanda ona yardım edemessiniz.
But if you see him, tell him the help wanted sign goes up tonight.
Fakat, eğer onu görürsen de ki bu gece "eleman aranıyor" tabelası asılır.
You let him sit with the help?
Yardım etmesine izin mi verdin?
If you help us find him, there will be a percentage of the bond for you.
Eğer onu bulmamıza yardım edersen, senin için de ödülden bir yüzde olabilir.
If you're going to hurt him, I want to be here to help him.
Onu inciteceksen kalıp ona yardım etmek istiyorum.
Well, you know, he's not gonna help me, so why should I help him? Yeah.
İşte bunu zamanında açığa çıkardın.
I have no intentions of going with you to Chungpyung to help him.
Nükleer bombadan kurtulmak için seninle Cheongpyeong'a gitmeye niyetim yok.
You, uh, deal off the books, it's like a small town, and he wanted me to help him track Leo down for him.
Küçük şehir gibi, her şey çabuk yayılıyor, ve Leo'yu onun için takip edip bulmamı istedi.
I need you to help me find him.
Onu bulmama yardım etmen gerek.
Since he wants to help you, let him witness you being destroyed... with his own eyes.
Sana yardım etmeğe çalıştı şimdi ise çaresizce ölümüne tanıklık edecek.
I help you when I can, but if you put me in there with him, it is not gonna end well.
Sana yardım ederim, edebilirsem, Ama beni onunla aynı hücreye koyarsan, bu hiç iyi olmayabilir.
I brought him here, to you, for help, to find answers.
Onu buraya, size getirdim. Yardım edip cevapları bulmanız için.
Can you help me find him?
Onu bulmama yardım edebilir misin?
Why don't you help me find him?
Sen niye bana yardım onu bulmak?
- You're gonna help me find him!
- Onu bulmama yardım edeceksin!
Maybe you can help me break it to him.
Belki bu konuyu söylememde bana yardımcı olabilirsiniz.
You want some help with him?
Yardıma ihtiyacın var mı?
If you know anything that will help us find him, you need to tell us now!
Eğer bir şey biliyorsan, bu onu bulmamıza yardımcı olur. biliyorsan şimdi söyle
We need to find Eric right away, so if you were in communication with him, it would help.
Derhal Eric'i bulmamız lazım. Eğer onunla iletişime geçtiysen, bunu söylemen bize çok yardımcı olur.
You help me bring him to U.S. soil, and you can have all the diamonds for yourself.
Onu Amerikan topraklarına götürmeme yardım edin bütün elmaslar senin olsun.
And, assassinating him, how does that even help you get his bone marrow?
Peki onu öldürmek kemik iliğini almana nasıl yardımcı olacak?
Mr. Delaney's paying me a nice chunk of cash to help you guys disappear, so if you don't want him to waste his money, I suggest you listen.
Bay Delaney sizin ortadan kaybolmanız için bana bir çanta dolusu para verdi,... bu yüzden eğer onun parasını boşa harcamak istemiyorsanız beni iyi dinleyin.
Help me get him to the O.R., and then I'll call you if I need you, okay?
Amliyathaneye götürmeme yardım et, eğer sana ihtiyacım olursa ararım, anlaştık mı?
You were trying to help him.
Yardım etmeye çalışıyordun.
Then you can explain to the attending how this man died because you wouldn't let me help him.
O zaman bu adamın ona yardım etmeme izin vermemen yüzünden öldüğünü uzman doktora açıklayabilirsin.
I can help you take it to him.
Onu götürmene yardım edebilirim.
And we can't do that without you, because we need your help to figure out how to bring him down and fast, before he bolts, which you know he will do, especially if he thinks he succeeded.
Bunları sen olmadan yapamayız. Çünkü baban buradan kaçıp gitmeden onu alaşağı etmek için yardımına ihtiyacımız var. Kaçacağını biliyoruz.
It's him. Okay, um, you go upstairs and help my mom.
Ben kapıyı açacağım.
Okay, well, I told Deke I'd help him with his homework, so you can hang out with us.
Pekâlâ, Deke'e ödevine yardım edeceğimi söyledim sen de bizimle takılabilirsin.
Hon, you're gonna have to... Help him with his pants.
Hayatım, pantolonuna yardım etmen gerek.
Then, are you going to help him out?
O zaman, yardım mı edeceksiniz ona?
And with you to help him.
Ve ile ona yardım etmek.
So are you gonna send anyone to help him?
Yardım için birilerini gönderecek misin?
You can't help him!
Ona yardım edemezsin!
And the best, the only way you can help, is leaving him alone.
Ona yardım etmenin en iyi yolu, hatta tek yolu yalnız bırakmak.
You have to help me keep a better eye on him.
Ona göz kulak olmamda bana yardımcı olman lazım.
Alexander, why don't you help Mom keep Trevor away from anything that will eat him?
Alexander, niçin annene Trevor'u onu yiyecek herşeyden uzak tutarak yardım etmiyorsun?
Why is it the most helpful people are always around when you do not want any help? Yeah, well, give him a minute.
Neden en yardımcı insanlar hiç yardım istemediğinde belirir?
If you want to help me, and if you don't want to get nailed to a ceiling or run over by a train, you need to break free from your buddies and tell me something I don't know about John Wharton. Because I can't read him.
Eğer bana yardım etmek istiyorsan, tavana çivilenmek veya trenin altında kalmak istemiyorsan, arkadaşlarından sıyrılıp bana John Wharton hakkında bilmediğin bir şey söylemelisin çünkü onu çözemiyorum.
You know, I... think if it were my son in trouble I'd wish someone would help him out so...
Bilirsin... Oğlumun su anda başı belada ve biri onu bu durumdan kurtarabilir...
If you help them, then they will help you. I killed him, Tuck.
- Sen onlara yardım edersen onlar da sana yardım eder.
If you kill him, I will help you destroy a thousand planets.
Onu öldürürsen bin tane gezegeni yok etmene yardım ederim.
He said you were going to help him, try to get Emilio into Golden Gloves.
Emilio'yu Altın Eldivenler'e çıkarmak için baban bana yardım edecekti, dedi.
- It won't help you unless you catch him.
- Yakalamadığın sürece sana yararı olmaz.
you help me 94
you helped me 40
you helped 22
you help us 25
you help people 19
help him 346
help him out 39
help him up 30
himself 154
himura 39
you helped me 40
you helped 22
you help us 25
you help people 19
help him 346
help him out 39
help him up 30
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
you have a wife 48
you had me at 66
you have it 246
you have a nice day 58
you have a good day 80
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
you have a wife 48
you had me at 66
you have it 246
you have a nice day 58
you have a good day 80
you have a good eye 21
you have my word 634
you have no idea what you've done 30
you have a good night 79
you have 2005
you have no idea 966
you have to be strong 33
you haven't heard 102
you haven't seen anything yet 23
you have to be careful 59
you have my word 634
you have no idea what you've done 30
you have a good night 79
you have 2005
you have no idea 966
you have to be strong 33
you haven't heard 102
you haven't seen anything yet 23
you have to be careful 59