English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You messed up

You messed up Çeviri Türkçe

1,372 parallel translation
You messed up again.
Gene batırmışsın.
You messed up the whole trial, you moron.
Davayı berbat ettin, aptal herif.
You messed up bad.
Her şeyi mahvettin.
You feel like you... like you messed up, like you just lost the only person who ever meant anything to you.
Kendini sanki... sanki her şeyi batırmış,... sanki sana bir şey ifade eden yegâne insanı kaybetmişsin gibi geliyor.
But you messed up everything and that screwed him up.
Ama sen her şeyi bozdun ve bu müdürü altüst etti.
But you messed up on the last part.
Ama son kısmında karıştırdın.
It destroys people's lives, and I don't want you messed up with all that.
İnsanların hayatlarını mahvediyor ve buna bulaşmanı istemiyorum!
Dog, if you messed up my room...
Köpek, odamı dağıttıysan...
- You messed up, boy.
- Batırdın, evlat
And you messed up.
Ve işleri karıştırdın.
You think your life's messed up?
Sadece senin hayatın mı berbat?
I should've said something earlier, but, you know, I-I've been so messed up, and...
Daha önce bir şey söylemeliydim ama bilirsin, çok berbattım ve...
You're either incredibly healthy or completely messed up.
Ya inaniImaz derecede sagIikli, ya da tamamen bitmis durumdasiniz.
I called randy, and I think I might have convinced him to still take you to homecoming even though your face and your butt's all messed up.
Randy'yi aradım, ve galiba seni baloya götürmesi için onu ikna edebildim. Yüzün ve popon rezalet durumda olsa bile götürecek.
You messed up. It's too high.
Bozdun.
Yeah, I know. I-I've just been, um, like, takin'these pills, you know, and- - and I- - I never took--messed with'em before, you know, and they got my head kind of, like, messed up, and I was thinkin'about my mom and the chief and- - and I got--thinkin'these crazy thoughts.
Bu hapları içtim ve daha önce hiç karıştırmamıştım ve sonra kafam karıştı ve annemi düşündüm, Şef aklıma geldi ve sürü saçma düşünce kafam belirdi ama iyiyim.
You didn't hear it from us, but in every girl's life, there comes a moment when she realizes that her mother just might be more messed up than she is.
Bizden duymayın ama her kızın hayatında öyle bir an vardır ki annesinin kendisinden daha beceriksiz olduğunu bildiğinin farkına varır.
- And as messed up as he is. he trusts you.
- Ve ne olursa olsun sana güveniyor.
- I messed you all up.
- Üstünü mahvettim.
You got fever, your stomach is messed up... and they say :. it " s a virus.
Ateşin çıktığında, ya da miden bulandığında dedikleri şey : Virüs bu.
You think it messed up my heart?
Sizce kalbimi mi etkiledi?
I didn't expect you to, but it'd be kind of messed up if I didn't show, though, right?
Gelmeni beklemedim. Ama görünmezsem kötü olurdu, değil mi?
- You messed me up.
- Bana feci vurdun.
You guys messed up.
Hata yaptınız.
But whenever I meet you, things get messed up.
Ama senle karşılaştığım günden beri, işlerim hep ters gidiyor.
You are messed up in some weird shit, lady. I mean man.
Çok garip bir belaya bulaşmışsın bayan.
You messed it up yourself.
Suçlu sensin.
All she wanted was a life, and you went and you messed it up because you're too afraid to live your own.
Tek istedigi hayatini yasamak ve sende yalniz kalmaktan korktugun için isleri batirdin.
I'm telling you, my gun was messed up.
Sana söylüyorum, silahım bozuktu.
And... Pick up if you're there'cause I really wanted to tell you that I... I think I messed up.
Çünkü sanırım gerçekten her şeyi mahvettim.
You were really messed up.
Epey hastalandın.
No, man, you got me messed up with somebody else.
Galiba beni biriyle karıştırdın.
You know, some people are just born messed up, but I am so proud of you all.
Bazı insanlar, doğuştan karmaşıktır. ama ben hepinizle gurur duyuyorum.
You're just so messed up!
Size acıyorum!
You're never messed up.
Sen asla öyle olmadın.
I messed up, but you know I don't ever do anything like that.
Kabahatliyim, ama bunu hiç yapmadığımı bilirsin.
I'm sorry that I ever messed up your relationship and I want you guys to be really happy together.
İlişkini mahvettiysem özür dilerim, birlikte mutlu olmanızı istiyorum.
Well, you've messed up the place.
Ortalığı dağıtmışsınız.
You are all messed up. Your focus is all over the place.
Darmadağınsın, kafan başka yerlerde.
And you messed them all up too.
Hepsini de karıştırmışsınız.
And you get the hell out of here! You're all messed up!
Ve sen başka yerde belanı ara!
Honey, I wanted to get a few shots for my portfolio before you messed it up.
Tatlım, makyajı bozmadan portföyüm için bir kaç foto çekmek istiyorum.
It was, then you messed it up with your foot.
Tamamdı, ama sonra ayağınla işi berbat ettin.
You're not smoking those. That was a long time ago, and he knows he messed up.
Çok uzun zaman önceydi ve işi berbat ettiğinin farkında.
After you left, I tried to track whoever messed up that cow.
Sen ayrıldıktan sonra, şu ineği o hale getirenin izini sürmeye çalıştım.
You know what's so messed up? I just got to the power President Bush gave his "mission accomplished" speech on a battleship, and i still got 400 more pages to go.
Başkan Bush'un savaş gemisinde yapmış olduğu "Görev tamamlandı" söylevine kadar geldim ama daha okunacak 400 sayfam var.
You messed things up in a very special way.
Her şeyi çok özel bir yolla batırıyorsun.
And you messed it up.
ve sen herşeyi berbat ettin.
You know what it is? He's probably all messed-up from the war.
Bence, muhtemelen savaş yüzünden zor anlar yaşıyor.
You know, well, perfect Patty messed up.
- Kimse senden... Hayır, lütfen dinler misin?
Yeah, you sounded pretty messed up in your message.
Evet, mesajında berbat bir durumda olduğunu söylüyordun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]