You owe me one Çeviri Türkçe
449 parallel translation
You owe me one life.
Bana borçlusun. Bir hayat borçlusun.
YOU OWE ME ONE MORE DOLLAR.
1 dolar daha vereceksiniz.
You owe me one thing, Queenie, and I'm gonna collect.
Hayır, o kapıdan çıkamazsın. Bana bir borcun var ve ben onu alacağım.
And you owe me one million bucks.
Ve bana bir milyon dolar borcun var.
- Come on, you owe me one.
- Haydi, bana borçlusunuz.
You owe me one, Columbo.
Bana bir borcun var, Kolumbo.
You owe me one.
Bana bir borcun var.
Okay, but now you owe me one.
- Evet, tabii ki. Bir Cadillac Kırmızı ve cabrio, 1973,...
You owe me one, Manny.
Bana borçlusun Manny.
You owe me one.
Bana borçlusun.
No, you owe me one.
Hayır, sen bana borçlandın.
You owe me one gumball machine!
Bana bir sakız makinesi borçlusun!
You owe me one boot.
Çizme borçlusun.
– Remember, you owe me one. Arturo's. – Let's go.
Bana akşam yemeği borçlusun, unutma.
- You owe me one.
- Bu iyiliğimi unutma.
You owe me one, Miss Bennett.
Bana borçlusun, bayan Bennett.
You owe me one, Alex.
Bana borçlusun, Alex.
You owe me one. What did you say your name was? Your name!
Adın ne demiştin?
Remember, you owe me one.
Unutma, bana borçlusun.
If you hadn't been in there doing Camille, I'd still have a job. You owe me one, Johnny.
Sen olmasaydın hâlâ bir işim olurdu.
So you owe me one.
Yani bana borçlusun.
- And you owe me one player.
- Ve senin de bana bir oyuncu borcun var.
After the way you helped me out with Ryan, I owe you one, buddy.
Ryan konusunda ettiğin yardımlardan sonra sana borçluyum arkadaşım.
One, two, three, four skins of wine you owe me for.
Bir, iki, üç, dört tulum şarabın bedelini alayım.
- Mr Mclvers, I believe you owe me for one bottle of whiskey.
- Bay McIvers sanırım bana bir şişe viski borçlusunuz.
Now, that's one you owe me, Calem.
Şimdi bana bir borcun var Calem.
- Would you cut it out? - Let's see, you owe me four sodas, six Coca Colas, two cream sodas and one beer.
- Evet, şimdi bir bakalım, 4 gazoz, 6 kola, 2 meyvalı gazoz ve bir bira.
- That's one you owe me.
- Benimle konuşursa söylerim.
What about the one you owe me?
Sigara için can atıyorum. Bana sigara borcun vardı ya!
There's only one thing you owe me, my friend.
Bana borçlu olduğunuz bir şey var, arkadaşım.
You don't owe me one.
Bana bir açıklama borçlu değilsin.
I owe you one for what you did for me earlier.
Az önce yaptıklarından dolayı sana borçluyum.
You're gonna have to do me one more time, because I owe the Kid that much.
Kid'e borçlu olduğum için bir kere daha benimle birlikte olabilirsin.
This you will owe me one!
Bunu ödeyeceksin.
But... there's a man, one certain man, who helped me when it all began, and he is the one you really owe this honor to.
# Başlangıçta bana yardım eden... # Malum bir kişi vardı. # Bu onuru ona borçluyum.
If I kill one more or two more But you owe me too much
Bir kaç kişiyi öldürsem bile sen bana yüzlercesini borçlusun
Love tol But hey, you're gonna owe me one.
Seve seve. Ama bana borçlu kalacaksın.
Look, you owe me at least one rotten story.
Bak, bana en az bir kötü anı borçlusun.
You now owe me 42,000 pebbles, three rocks, and one cubit.
Şimdi bana 42,000 çakıl taşı, 3 kaya ve 1 cubit borçlusun.
Don't stop me until you've heard this because I know I owe you one, but we're in the north pole, right?
Bırak lafımı bitireyim. Sana borçluyum tamam, ama Kuzey Kutbu " ndayız.
If you've got one. You still owe me one, anyway
Ama sen de varsa bana verebilirsin yine de
- You owe me for this one.
- Bana borçlu olacaksın.
- You guys are really gonna owe me one for this.
- Bunun için bana gerçekten borçlusunuz.
Come on, I'll buy you two and the one you owe me.
Gel, sana iki tane alayım, sen de bir borçlusun bana.
You owe me more than one.
Ya öncekiler ne olacak?
You're gonna owe me a big one.
Bana borcun büyük.
But... you still owe me one.
Yine de borçlusun ama.
And you gonna owe me one.
Ve bana bir boyun borcun olacak.
And the way I see it, ladies you owe me for one jelly doughnut!
Ve bence ana kuzuları... bana bu reçelli çörek için borçlusunuz!
No, you've saved me before, I owe you one.
Hayır. Sen, daha önce beni korudun. Sana borcum var.
- How about 68? You blow me, and I owe you one.
- Ve sonra - - - 68 olmaz mı?
you owe me money 49
you owe 33
you owe me 668
you owe me this 28
you owe me nothing 25
you owe me an apology 24
you owe me that 36
you owe it to yourself 22
you owe me an explanation 29
you owe us 35
you owe 33
you owe me 668
you owe me this 28
you owe me nothing 25
you owe me an apology 24
you owe me that 36
you owe it to yourself 22
you owe me an explanation 29
you owe us 35
you owe me that much 22
you owe him 21
you okay 9168
you only live once 64
you out 38
you ok 1800
you out of your mind 33
you old bastard 42
you own it 36
you old bitch 17
you owe him 21
you okay 9168
you only live once 64
you out 38
you ok 1800
you out of your mind 33
you old bastard 42
you own it 36
you old bitch 17