You see them Çeviri Türkçe
5,896 parallel translation
Do you see them much?
Onları sık sık görüyor musun?
When did you see them last?
En son ne zaman gördün?
- Did you see them holding hands?
- El ele tutuştuklarını gördünüz mü? - Görmedim.
Say hello to those other two dozy pricks if you see them.
Diğer iki dallamayı görürsen benden selam söyle.
Can you see them?
Onları görebildiniz mi?
You see them?
Onları gördünüz mü?
Do you see them?
Onları görüyor musun?
Do you want to see them again?
Bir daha görmek ister misiniz?
You don't get to see them very much, do you?
- Çocuklarını fazla görmüyorsun, değil mi?
You guys see them, too?
Sizler de mi gördünüz?
See, you traced them, they ambushed you.
Sen onları takip ettin, onlar seni pusuya düşürdü.
I do not normally use expletives, but if someone tries to take Marianne from you... I'll see them in hell!
Normalde küfürlü konuşmam ama Marianne'i senden almaya çalışanı cehennemin dibine yollarım!
- If someone tries to hurt you two... I'll see them in hell...
- Marianne'i senden almaya çalışanı cehennemin dibine yollarım!
They cut off their hair, which is a source of spiritual strength to them, you see. They take away their medicine bags, they give them new names.
Onlar için ruhani güç anlamı taşıyan saçlarını keser şifa çantalarını ellerinden alır ve onlara yeni isimler verirlerdi.
Oh, hey, can you ask them and see if they saw anything?
Restorandakilere sorsana, bir şey görmüşler mi.
I just wanted you to see them.
Onları görmeni istedim.
Don't let them see you like this.
Seni böyle görmelerine izin verme.
All right, I don't agree with restraining people any more than you do, but let's just find them first, see if we can convince them to do what's best for the whole base.
Bak, insanları bağlamaya ben de en az senin kadar karşıyım ama önce onları bir bulalım. Üsteki herkes için en iyi olanı yapmaya ikna edip edemeyeceğimize bir bakalım.
You sorry to see them leave?
Ayrıldıklarını görmek seni üzüyor mu?
Have you been to see them yet?
Hala onları görmeye gitmediniz mi?
I wonder what Junior and the rest of them would be saying if they could see you now.
Junior ve diğerleri seni görseydi ne derdi acaba?
Since this is it for me, do you want to see them?
Madem bana yolun sonu göründü, göstereyim mi bari?
You see, I knew you would be good to get the ring off his finger but how would I capture all of them together?
Görüyorsunuz, yüzüğü parmağından çıkarmanın yararlı olacağını biliyordum ama hepsini bilikte nasıl tutsak alabildim?
Oh, Emma, if you see our parents, can you tell them that...
Oh, Emma, ebeveynlerimizi görürsen, onlara söyleyebilir misin...
The pictures you take. Can people outside the sector see them?
Sektörün dışında yaşayanlar çektiğin resimleri görebilecek mi?
Whoever you lost... You're gonna see them again real soon.
Kimi kaybettiysen çok yakında yanına gideceksin.
I don't agree with restraining people any more than you do, but let's just find them first, see if we can convince them to do what's best for the whole base.
Bak, insanları bağlamaya ben de en az senin kadar karşıyım ama önce onları bir bulalım. Üsteki herkes için en iyi olanı yapmaya ikna edip edemeyeceğimize bir bakalım.
After a game, when they're walking around you can see fans running up to them asking them to sign on their shirts.
Bir oyundan sonra, ortalıkta dolaşırken hayranlarının onlara doğru koştuklarını, kıyafetlerini imzalamalarını istediklerini görebilirsiniz.
Don't let them see you crying.
Ağladığını gösterme.
And you can see these curious grooves and ridges etched into them like a sculpture.
Onlara işlenmiş bu oyukları ve kabartmaları görüyorsundur. Heykele işlenir gibi.
Boy, it is so hard... when someone sees something you do not want them to see.
Evlat, bu çok zor birisi bir şey gördüğünde onları görmek istemezsin.
You would like to see them?
Onları görmek ister miydiniz?
Um, what other photos do you have on your phone, and when can I see them?
Telefonunda başka fotoğraflar var mı ve onları ne zaman görebilirim?
Norman, I'm just trying to make you see how them knowing certain things will make it impossible for them to believe you like I do.
Norman, polisin bazı şeyleri bilmesinin, ben nasıl sana inanıyorsam onların da sana öyle inanmasını engelleyeceğini söylüyorum.
I will grab every photo I see and make sure you get them right away.
Gördüğüm tüm fotoğrafları toplayıp senin aldığından da emin olacağım.
Well, just wait till you come across some of them period-soaked panties or the shit stains on the undies and see how gratified you are.
Adetli iç çamaşırlarıyla karşılaşana kadar ya da iç çamaşırlarında bok lekeleri çıkana kadar bekle sonra ne kadar tatmin olduğuna bakalım.
I know that there's some Methodists, and you don't see them too often, but the guys with the ponytail...
Şu anda Metodistler var mesela. Onları çok sık göremezsiniz. - Ama şu at kuyruklu adam...
You can see him yelling at them on the bench, and, actually, he would hit them in practice, and smash them in the head.
Arkadan onu bağırışırken görebilirsin,... ve aslında, onları motive atmek için kafalarına vuruyor.
You wanted me to see them, and I saw them.
Onları görmemi istedin. Ben de gördüm.
Because he's letting them go free! Can't you see?
Çünkü onları serbest bıraktı!
You know, I teach here, so I see a lot of duds, and Bronwen is not one of them.
Bilirsin, burada ders veriyorum, yani pek çok işe yaramaz görüyorum, ve Bronwen onlardan birisi değil.
You ever see them anyplace else? No - - just a bunch of fat guys with pleated shorts as far as the eye can see.
Hayır, sadece kıvrılmış şortlarıyla birkaç şişko adam gördüm.
From the sound of it, you're going to see Them.
Sesinden anlaşıldığı üzere onları görüceksin..
You'll see them again...
Onları tekrar göreceksin.
Right, them... and run a search grid and see if you can find any sign of their missing guy.
Doğru, onlarla işte. Bir arama ekibi kurun. Bakalım kayıp adamın izini bulabilecek misiniz?
Slaughter, hatred, devils with dead eyes and shark smiles, and... one day, you're gonna get married and have kids, and when you look at them, their faces, you need to see what's good in the world,
Kıyım, nefret, ölü bakışlı ve köpekbalığı gülüşlü iblisler... Bir gün evlenecek ve çocuklara karışacaksın ve onların yüzüne bakınca dünyadaki güzellikleri göreceksin çünkü görmezsen nasıl yaşayacaksın?
You just didn't think that I would see them?
Onları göremeyeceğimi mi sandın?
Must be nice, you know, go home and see them every day.
Eve gidip onları her gün görüyorsun.
So you can worry the kids sick again. So you never see them or me.
Böylece çocukları yine çok endişelendirir, onları ya da beni hiç görmezsin.
Do you still see them?
Onlarla hâlâ görüşüyor musun?
You and Skye get comfortable with the students... see if you can get them gossiping. Skye looks young enough to blend in.
Sen ve Skye öğrencilerle rahatsınız dedikodu yaptırabilecek misiniz bakın.
you see 13602
you seem like a nice guy 33
you seem upset 55
you see me 54
you seem good 16
you seem 91
you seem nervous 52
you see here 28
you seem troubled 30
you seem sad 20
you seem like a nice guy 33
you seem upset 55
you see me 54
you seem good 16
you seem 91
you seem nervous 52
you see here 28
you seem troubled 30
you seem sad 20