You should be grateful Çeviri Türkçe
247 parallel translation
You should be grateful to me for having the foresight to think ahead.
Öngörülü davrandığım için hepiniz bana minnet duymalısınız.
In a way you should be grateful that you were able to do your share in accomplishing the destiny of a fellow being.
Bir insanın kaderini gerçekleştirmeye yardım ettiğin için mutlu olmalısın.
Don't you think you should be grateful?
Sizce de ona minnettar olmanız gerekmez mi?
You have failed, Mr Vogler. But you should be grateful for your fiasco.
Başaramadınız Bay Vogler, ama fiyaskonuzla gurur duymalısınız.
You should be grateful.
Memnun olmalısın.
You should be grateful.
Haline şükretmen lazım.
You should be grateful for the indulgence shown you by this preventive tribunal.
Bu önleyici mahkeme tarafından size gösterilen büyük hoşgörüye minnettar olmanız gerekir.
You should be grateful!
Şükran duymalısın!
You should be grateful to me, señor.
Bana minnettar olmanız gerek Senyor.
You should be grateful for any job.
Bir işin olduğu için memnun olmalısın.
For that you should be grateful.
Bunun için ona şükran duymalısın.
You should be grateful.
Minnettar olmalısınız.
You should be grateful.
Minnettar olmalısın.
You should be grateful that your daughter can make her contribution!
Kızını ona sunarak minnetini göstermelisin!
You shouldn't be critical of us. You should be grateful.
Bizi eleştireceğine minnettar olmalısın.
You're a bunch of ignorants, you should be grateful to me!
Hepiniz bir avuç cahilsiniz, bana müteşekkir olmalısınız!
You should be grateful, you little slut.
Bize minnettar olmasın, küçük orospu.
Well, you should be grateful.
- Ona minnettar olmalısın.
You should be grateful to those poor monks who -
Sizi eğiten o fakir rahiplere karşı...
I think you should be grateful.
Bence minnettar olman gerek.
You should be grateful for my saving her life!
Onun hayatını kurtardığım için bana minnettar olmalısın!
Yes, we should be so grateful to you if you could find us a cab.
Evet, bize taksi bulabilirseniz gerçekten çok minnettar kalacağız.
Still, in a way I should be grateful to you.
Yine de size teşekkür etmeliyim.
When a man's alone as you are he should be grateful to have somebody look after him.
Bir adam, sizin gibi yalnız olunca, ona bakacak biri olduğu için müteşekkir olmalı.
But you, Micah, should be the most grateful of all.
Ama Micah, en tatminkarı sen olmalısın.
Sissy loves your Franz! And you should be grateful for that.
Sissi Franz'ını tüm kalbiyle seviyor.
I suppose I should be grateful you weren't hired to kill him.
Sanırım onu öldürmek için tutulmadığınıza şükretmeliyim.
I suppose I should be grateful, but you should be concerned with your own life - if it has not already been lost to the poison of Sheba.
Bunun için minnettar olmalıyım, ama önce kendi hayatınla ilgilenmen gerekiyor,... tabii Sabâ kraliçesi tarafından tamamen zehirlenmediyse.
My, you two should be very grateful to Larry for having saved your life so many times.
Tanrım, siz ikiniz Larry'ye pek çok kere hayatınızı kurtardığı için minnettar olmalısınız.
You should be bloody grateful.
Buna çok müteşekkir olmalısın.
All the same Richard should be grateful to you.
Ne olursa olsun Richard sana minnettar olmalı.
I should be grateful to you.
Size minnettar olmam gerekiyor.
You should be infinitely grateful to the doctor.
Doktora sonsuz minnettar olmanız gerek.
Now, Mr. McQueen, I should be grateful for anything you can usefully tell me. What, for example, is?
Bana yararlı olabilecek bütün bilgileri verirseniz çok memnun olacağım.
Should I be grateful to you for finding me?
Beni bulduğun için sana da minnettar olayım mı?
- No. But I should be grateful to you.
Hayır, hayır öyle olsa bile size teşekkür etmeliydim.
Why don't you tell him how grateful he should be?
Ona neden ne kadar müteşekkir olması... gerektiğini söylemiyorsun?
No, it is I who should be grateful to have the chance to redeem myself, and to save you and Isabeau, because God has told me how the curse may be broken.
Minnettar olması gereken kişi benim. Günahlarımdan arınmak, seni ve Isabeau'yu kurtarmak için elime bir fırsat geçti. Tanrı bana lanetin nasıl bozulacağını öğretti.
Then you should also know that you make it virtually impossible... for anyone to be grateful for anything nice you might have done.
O zaman şunu da bilmen gerekir ki, yaptığın iyi şeyler için... birinin sana minnettar olmasını imkansız hale getiriyorsun.
"but, if you know of a good pensione in Constantinople, we should be so grateful."
"ama eğer İstanbul'da iyi bir pansiyon biliyorsanız, çok memnun oluruz."
You guys should be grateful.
Sizin memnun olmanız gerekir.
I should be grateful after what you did to me last night?
Dün gece bana yaptıklarından sonra minnettar mı olmalıyım?
We should be so grateful if you could save mohammed for us.
Muhammed'i bizim için kurtarırsanız çok mutlu oluruz.
I should be grateful that she found out before it's too late how vile, venal and hateful you are.
Ne kadar alçak, şerefsiz ve nefretlik biri olduğunu öğrendiği için şükran duymalıyım.
- You think I should be grateful?
- Minnettar olmam gerekiyor, öyle mi?
Now this is a free country you should be grateful to men like him.
Komünizm zamanında durumumuz daha iyiydi.
And you should be damn grateful.
Şanslı olduğunu bilsen iyi olur.
I should think you'd be grateful.
Bize minnettar olmalısın.
We should be grateful we get to see you at all.
Seni görebildiğimize şükretmeliyiz.
For which you should be eternally grateful.
Bunun için sonsuza dek minnettar olmalısın.
I should just be grateful you went to class for a change,
Hatta değişiklik olsun diye okula uğraman beni sevindirdi.
you shouldn't smoke 23
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you should know better 74
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you should be ashamed of yourself 149
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you should know better 74
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you should be ashamed of yourself 149
you shouldn't be in here 36
you shouldn't say that 24
you should know 399
you should have told me 157
you should try it 151
you should 1132
you shouldn't have come here 76
you shouldn't be here 384
you shouldn't have done it 43
you should go 736
you shouldn't say that 24
you should know 399
you should have told me 157
you should try it 151
you should 1132
you shouldn't have come here 76
you shouldn't be here 384
you shouldn't have done it 43
you should go 736