You sure Çeviri Türkçe
110,708 parallel translation
- You sure you don't wanna stay in?
- Kalmak istemediğinden emin misin?
Baby, are you sure you still want to do this?
Bebeğim, bunu hâlâ yapmak istediğinden emin misin?
- You sure?
- Emin misin?
Are you sure he didn't have legitimate reason to come to your place of business?
Sizin işyerinize gelmesinin yasal bir sebebi olmadığına emin misiniz?
You sure you want to take life advice from Roy Cohn?
Gerçekten de Roy Cohn'dan hayat tavsiyesi almak istediğine emin misin?
You sure that's enough to save your job?
Bunun işini kurtarmaya yeteceğine emin misin?
Are you sure?
Emin misiniz?
Are you sure about this?
Bunun için emin misin?
Are you sure you won't come with me?
Benimle gelmek istemediğine emin misin?
Are you sure you don't wanna just tip off the G.A. - and let them handle it?
G.P.'ye ispiyonlayıp, onların hallettmesini istemediğine emin misin?
You sure about this?
- Bundan emin misin?
You sure you want to stay?
Kalmak istediğinden emin misin?
Are you sure you're okay?
İyi olduğundan emin misin?
You sure about that?
Bundan emin misin?
- Are you sure about that?
- Bundan emin misin?
Are you sure?
Emin misin?
You sure about this?
Bundan emin misin?
Are you sure you wanna do that?
Bunu yapmak istediğinize emin misiniz?
Are you sure those were the right transmit codes?
Bunların doğru iletişim kodu olduğuna emin misin?
Are you sure you should be walking around?
Etrafta dolaşman iyi bir fikir mi sence?
Yes, and you need to tighten up, man, because it's my responsibility to make sure you handle your business.
Evet, toparlanman lazım oğlum çünkü işlerini halletmen benim sorumluluğum.
Just making sure you'll be at The Glass Slipper tonight to do the do with Rob Anderson.
Bu gece Rob Anderson'la o işi yapmaya The Glass Slipper'a geliyorsun değil mi?
They want to make sure that you actually have someplace safe to go.
Gidebileceğin güvenli bir yerin olduğuna emin olmak istiyorlar.
Oh, uh, you know, uh, I'm... I'm sure
Oh, biliyorsunuz... eminim
Are you absolutely sure it didn't work?
İşe yaramadığından emin misin?
Hope you didn't go anywhere because racism sure didn't.
Umarım bir yere ayrılmadınız çünkü ırkçılık hâlâ burada.
I'm not even sure why all of you are here, except to break my Keurig machine.
Siz neden buradasınız, onu da bilmiyorum. Keurig makinemi bozmak dışında tabii.
How can you be so sure?
- Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz?
We'll make sure the blockade gives you space so you're not interrupted, and we'll even get you a bullhorn.
Duvarda sana yer açarız, böylece sözün kesilmez. Hatta sana bir megafon bile ayarlarız.
I didn't say that because I wasn't sure if you had noticed.
Belki beni fark etmemişsindir diye söylemedim.
I'm sure you know what you're doing.
Eminim ki ne yaptığını biliyorsundur.
Thank you, Bruno. Sure.
- Afiyet olsun.
Look, I just want to be sure that you're ready for...
Sadece hazır olduğundan emin olmak...
Now, you be sure to give my regards to Hannah and the children.
Hannah'ya ve çocuklara sevgilerimi ilet.
I'm... sure I'll be calling on you for advice in the very near future.
Eminim çok yakında tavsiye almak için sizi ararım.
And if you don't do what I'm telling you, it's over for sure.
Sana dediklerimi yapmazsan kesinlikle sona erecek.
Just as I'm sure you took on the obligations of Sandicot for the good of those fine people.
Sandicot ilçe borçlarını üstlenme nedeninizin halkın iyiliği olması gibi.
I'm not sure what you mean.
- Ne demek istediğini anlamadım.
He merely wanted to make sure you understood the choice you were making by continuing to work for Rhoades.
Rhoades ile çalışmaya devam ederek almış olduğun kararın sonuçlarını anladığından emin olmak istiyor sadece.
I could hit the campaign trail with you. Sure.
Kampanya gezisinde sana eşlik edebilirim.
And you can have this back'cause I damn sure don't need it.
Bunu da al çünkü ihtiyacım olmayacağına adım gibi eminim.
You can be pretty sure the roads won't be clear.
Yolların net olmayacağından emin olabilirsiniz.
I'm not sure his bug-out vehicle was quite as strong as he may have led you to believe.
Hurdalık aracının oldukça güçlü olduğuna emin değilim Sana inanmaya yönlendirdiği için.
I'm sure you may be amazed to hear they really haven't caught on at all in the UK.
Eminim duymaktan şaşkın olabilirsiniz. İngiltere'de gerçekten de yakalanmadık.
The thing Mercedes haven't realised is that we, and I'm sure you all agree with me, we form an emotional bond with our car.
Mercedes'in fark etmediği şey, Ve eminim ki benimle hemfikirsin Arabamızla duygusal bir bağ kuruyoruz.
'Cause I'm not turning over control of my ship to a damn machine, and sure as hell not one that answers to you.
Çünki gemimin tüm kontrolünü lanet bir makineye veremem ve kimsenin kabul etmeyeceğinden çok eminim.
If Ferrous Corp. Takes out the other corps, you can be damn sure they'll eventually make it our fight.
Ferrous Corp diğer şirketleri alırsa bu eninde sonunda bizim savaşımız olacak.
Need you to keep an eye on him. Make sure he doesn't screw up, or try to work some sort of side angle.
Gözün hep üzerinde olsun işin içine sıçmayacağından emin ol sıçsa da, sıvamamasını sağla.
Sure you are.
Elbette öylesin.
Now we don't wanna start anything, but if they come at us, you can be damn sure we'll be ready for'em.
Bir şey başlatmaya niyetimiz yok ama onlar başlatırlarsa, emin ol hazır olacağız.
If you're sure about this.
Eğer sen de eminsen.