You want my advice Çeviri Türkçe
309 parallel translation
If you want my advice - which you don't - you'll give up this whole idiotic business and go back to your studies.
Bana sorarsanız, ki soracağınızı pek sanmıyorum tüm bu ahmakca işleri bırakıp, derslerinize geri dönün derim.
- Anytime either of you want my advice...
- İkinizden biri tavsiyemi isterse...
- If you want my advice, you'll call the rozzers.
- Bence aynasızları çağır.
- You want my advice?
- Sana bir tavsiyede bulunayım mı?
But if you want my advice... you just tell him you've been a bad boy, you ran away from home and you're sorry.
Ama tavsiyemi istersen, ona sadece biraz yaramazlık yaptığını, evden kaçtığını ve üzgün olduğunu söyle.
And if you want my advice, you'll go to church on Sunday... and say you haven't been to Mass in 10 years and that you're sorry.
Sen de benim tavsiyemi istersen pazar günü kiliseye git ve... 10 yıldır ayinlere gelmediğini, üzgün olduğunu söyle.
If you want my advice Mr. President, call a meeting of the cabinet.
Sayın Başkan, bence kabine toplantısı yapın.
If you want my advice, you'll run.
Benim tavsiyeme uyun ve kaçın.
If you want my advice you'll destroy that animal at once.
Eğer önerimi dinleyecek olursanız, o hayvanı derhal yok edersiniz.
You want my advice?
Tavsiyemi ister misin?
If you want my advice, drain the water out of the canals and pave them over, or those plumbing bills will kill you.
Benim önerim, kanalları boşaltın..... ve kaldırım döşeyin. Tesisat masrafı sizi çökertir.
You want my advice?
Bana fikir mi danışacaksın?
Look, if you want my advice...
Benden bir tavsiye istersen...
- You want my advice? - Yes, I do.
- Tavsiyemi mi istiyorsun?
- Right or wrong, you want my advice?
- Var ya da yok, tavsiye ister misin?
If you want my advice, don't go.
Eğer tavsiyemi istiyorsanız, gitmeyin.
- You want my advice, Papa?
- Tavsiye ister misin baba?
It's a dirty case, lf you want my advice, don't mess with these guys,
Bu pis bir iş. Benim tavsiyemi kabul edersen, bu adamlara hiç bulaşma.
If you want my advice, the sooner you forget the whole thing, the better.
Eğer tavsiyemi istersen olanları en kısa zamanda unutsan iyi olur.
- You want my advice?
- Tavsiye ister misin?
You want my advice?
Sana bir tavsiye vereyim mi?
- But if you want my advice...
- Tavsiyemi istersen...
You want my advice?
Tavsiye ister misin?
Carmen, if you want my advice don't stay here.
Carmen, tavsiyemi dinlersen burada kalma.
And you want my advice?
Ve benden tavsiye mi istiyorsun?
Look, you want my advice or my approval?
Tavsiyemi mi yoksa onayımı mı istiyorsunuz?
If you want my advice... you should just take a good rest.
Benim tavsiyemi istersen... Sadece iyi bir istirahata ihtiyacın var.
- You want my advice?
- Tavsiyemi mi istiyorsun?
Unless your wife was into serious acrobatics... I'd say that your imagination is working overtime. You want my advice?
tabiki eger karın mükkemmel akrobisi hareketleri yapamıyorsa... hayal gücün çok fazla çalışıyor tavsiye mi istermisin?
- Do you want my advice?
Tavsiye ister misin?
Now, if you want my advice, call this whole thing off while there's still time.
Tavsiyem, hâlâ vakit varken operasyondan vazgeçilmesi yönündedir.
You want my advice?
Size bir tavsiye vereyim mi?
Do you want my advice?
Tavsiye ister misin?
You want my advice, you'll forget the whole thing.
Benim tavsiyem, her şeyi unutmanız.
- You want my advice?
- Sana bir öğüt vermemi ister misin?
- Listen, you want my advice? - Well- -
Tavsiye ister misin?
- So am I. You want my advice?
Tavsiyemi mi istiyorsun?
If you ever want to get into Russia, take my advice.
Eğer Rusya'ya gitmek istiyorsanız öğüdümü dinleyin.
Well, not for a day or so, if you want my professional advice.
Bence bir gün civarı daha kalmalıyız, eğer mesleki fikrimi sorarsanız.
I don't want to butt into your affairs, but if you take my advice, you'll grab Woody!
Aranızda olanlara girmek istemem ama bana sorarsan, sen Woody'i kapacaksın!
- Now, if you take my advice- - - l don't want your advice.
- Eğer, tavsiyemi dinlersen... - Tavsiyeni istemiyorum.
My friend, if you really want my advice you should spend a few pleasant days with us here in Istanbul, and then then go home.
Dostum, gerçekten tavsiyemi istersen, İstanbul'da bizimle birkaç güzel gün geçir ve sonra... sonra evine git.
It's my decision, and I'll make it... but I want the advice of you and your people, and I need it fast.
Kendi fikrim ve yapacağım... fakat sizin ve yanınızdakilerin tavsiyesini almak istiyorum, acilen.
- You want to hear my advice, right, Gloria? - Aha.
Tavsiyemi mi istiyorsun Gloria?
- You want my personal advice?
- Kişisel önerim...
You really want my advice?
Gerçekten öğüt ister misin?
LEON. I'M COMING TO YOU WITH THE BIGGEST PROBLEM IN MY WHOLE LIFE, AND YOU WANT ADVICE FROM -
Leon, yaşadığım en ciddi sorunla sana geldim...
Want my advice? You chain that guy to a radiator.
- Senin gezmeye, eğlenmeye ihtiyacın var.
Next time you wanna give yourself some real punishment... try golf. You want my advice, Robert?
Tavsiyemi ister misin, Robert?
Now, you want some advice, my friend?
Bir tavsiye ister misin dostum?
- You really want my advice? - Oh, yes.
- Gerçekten tavsiyemi istiyor musun?
you want some tea 39
you want me to come 17
you want to see me 30
you want to die 96
you want to talk to me 36
you want something 175
you want more 86
you want some 400
you want it 343
you want to play 93
you want me to come 17
you want to see me 30
you want to die 96
you want to talk to me 36
you want something 175
you want more 86
you want some 400
you want it 343
you want to play 93