Âñ Çeviri Türkçe
422 parallel translation
If you listen, my dear Ramon,..... I'll show you the exact moment at which you can shoot.
Dinlersen, sevgili Raymore... sana ateş edebileceğin en iyi ânı gösterebilirim.
This is the moment I've been waiting for.
Uzun zamandır bu ânı bekliyordum.
Feel the magic moment glide
# Akan sihirli ânı hisset #
But he said he died instantaneously.
Fakat onun ânında öldüğünü söylemiştiniz.
- He was quite dead. - He was...
- O ânında ölmüştü.
He was quite dead.
- O.. O ânında ölmüştü.
He was quite dead.
O ânında ölmüştü.
in that sad time... my manly eyes did scorn an humble tear.
Ama o keder ânında, benim yaman gözlerim, bir damlacık yaşı hor görüyordu.
I knew this moment would come, for the things we believe in are not the same.
Bu ânın geleceğini biliyordum, bizim inandığımız şeyler aynı değil.
THAT THIS IS A WON DERFU L TIME OF LIFE FOR YOU.
Hiçbir ânının tadını çıkarmadan uçup gitmesine izin verme.
Two hundred pounds of dynamite? Immediately, the British draw proper conclusions.
70 kilo dinamit, İngilizler ânında razı olmak zorunda kaldı.
We would wish the hour of parting between us... and England... to be one of honour.
İngiltere ile ayrılık ânımızın tamamı ile saygın olması en büyük dileğimiz.
I've planned this in my mind so many times.
Bu ânı defalarca planladım.
For years I've been waiting for this and now I am afraid.
Yıllardır bu ânı bekliyordum. - İşte o an geldi.
That's a wonderful thing in itself.
Ne kadar güzel bir ân işte!
So the time of death really has to be earlier.
Bu durumda ölüm ânı daha erken olmalı.
As you know, the loss of heat from the brain is the most reliable way of determining time of death.
Bildiğiniz gibi, beyindeki ısı kaybı ölüm ânını saptayabilmek için en güvenilir yoldur.
For so many years I prayed for this moment.
Bu ânın gelmesini yıllarca bekledim.
He's starting to open up right away. As soon as you begin to deal with things.
Ânında içini açmış oluyor ve hislerinle baş etmeye başlıyorsun.
How can you let a moment disappear out of your life... that will never ever come again?
Bir daha yaşayamayacağın bir ânın ellerinden nasıl kayıp gitmesine izin verdin? Bir daha asla olmayacak.
There's no chance for us to have an affair... but I'm just trying to seize the moment, you know?
İlişki yaşayamayacağımızı biliyorum ama ânı yaşamaya çalışıyorum işte, anlarsınız ya?
... precious moment with you, you know?
... önemli bir ânı paylaşıyor gibiyim.
Do you think we've been singled out... chosen for some extraordinary moment in life... or are we all cursed with the mark of Cain?
Sizce de bunun için hayatımızın en önemli ânını beklememiz gerekmez miydi? Ya da hepimiz ismimizin anlamını yaşamalıydık.
It was the most complete... moment of my life.
Bu hayatımın en tatmin edici ânıydı diyebilirim.
All resources are being used. It's great. The firemen connect the hoses and assume their positions.
İşte sayın seyirciler, işte itfaiye geliyor ne kadar muhteşemler, bu bir zafer ânı!
I can let it go for two hours just thinking about that one time.
Sırf o ânı düşünerek iki saat geçiriyorum.
Living now.
Ânı yaşamak.
More than 20,000 were earmarked for the biggest airborne operation of the war so far.
20.000'den fazla kişi savaşın o ânına dek yapılmayan en büyük hava indirme harekâtına seçildi.
But if we were one week in house in absolute silence, if nothing did not hear, at a weakness moment we bound the radio e we heard music without wanting to know if she was German or Chinese.
Savaş boyunca hiç müzik dinlemedim. " diyebilirsiniz. Fakat öyle bir an gelir ki mutlak bir sessizlik olur hiçbir şey duymazsınız işte o zayıf ânınızda, radyoyu açar, müziği dinlersiniz. Hangi dilde olduğunun da bir önemi yoktur.
( Horrocks ) My really big moment was when we crossed the frontier, because, you see, I had commanded the rearguard during the withdrawal to Dunkirk.
Hudut hattına girdiğimiz ânı unutmam mümkün değil. Çünkü Dunkirk'ten geri çekilirken artçı birliklerin komutanıydım.
If I had a remembrance book, I would surely write about the day we came to Plum Creek, and first saw the house in the ground.
Eğer bir günlüğüm olsaydı, Plum Creek'e geldiğimiz ilk günü muhakkak yazardım. ve arazideki evi ilk gördüğümüz ânı.
Let's remember this moment when we'll be apart.
Ayrıldığımızda bu ânı hatırlayalım.
May God grant you time to relive this moment in shame!
Umarım ulu Tanrı sana bu ânı utanç içinde tekrar tekrar yaşatır.
Every moment, every occurrence.
Her ân, her olay.
You recall the first time you began... behaving like the people you were around?
Etrafındaki insanlar gibi davranmaya başladığın... ilk ânı hatırlıyor musun?
Zelig has no recollection, but admits... it could have happened during one of his spells.
Zelig hiçbirşey hatırlamaz, ancak... bir nöbet ânında olmuş olabileceğini kabul eder.
I've waited for years for this moment.
Bu ânı yıllardan beri bekliyordum.
Here we are met, momentarily away from the bustle of our everyday routines, in a spirit of good-fellowship, in the true spirit of camaraderie.
Bugün burada kısa süreliğine de olsa günlük koşuşturmadan uzaklaştığımız bir ânı, güzel bir arkadaşlık, dostluk ruhu içinde paylaşıyoruz.
And over the right moment to speak.
Ve doğru ânın gelmesini bekledim.
- We racked them with cholera dysentery! - Now is the hour of my destiny arrived.
Artık bu benim kader ânım.
You're telling me, in a fit of jealousy, you wrote your wife a love letter?
Yani şimdi o kıskançlık krizi ânında karına aşk mektubu mu yazdın?
Plot these numbers to our position. I need to know when the leading edge will hit.
Pozisyonumuza göre bu rakamları haritada işaretle bizi ilk vuracağı ânı bilmem gerek.
We didn't fight because of wrath But the glorious memories took us
Bizler gazabımızdan ötürü savaşmadık. Ancak görkemli ânılar bizi alıp götürür.
Why is it that we don't always recognize the moment when love begins, but we always know when it ends?
Neden her zaman aşkın başladığı o ânı fark etmeyiz? Ama ne zaman sona erdiğini hep biliriz.
Forget for this moment the smog, and the oars and the restaurants, and the skating, and remember only this...
Bu ânı, dumanı, arabaları ve lokantaları ve pateni unutalım ve sadece bunu hatırlayalım.
I remember when he heard the sirens.
Sirenleri duyduğu ânı hatırlıyorum.
I was waiting for the right moment, but that will never come.
Doğru ânı bekliyordum, ama o an hiç gelmeyecek.
You got to seize every moment.
Her ânı değerlendirmelisin.
No, you keep them, as a memento of our time together.
Hayır, onları birlikte geçirdiğimiz bu ânın hatırına saklayın.
You can dream of a moment for years and still somehow miss it when it comes.
Bir ânı yıllar boyunca hayâl edersin ve o an gelince bir şekilde kaybedersin.
Anne "s, Anne" s.
Aniden beni öptüğü her ânı gördüm,..
angela 1455
angel 1665
andale 45
anyway 21649
andre 702
antonio 540
ancient 44
andres 26
angelica 154
andrea 546
angel 1665
andale 45
anyway 21649
andre 702
antonio 540
ancient 44
andres 26
angelica 154
andrea 546
anne 1413
andrei 220
angelo 301
anything you want 299
angelus 88
angelique 66
antonia 74
anton 472
anti 446
animal 153
andrei 220
angelo 301
anything you want 299
angelus 88
angelique 66
antonia 74
anton 472
anti 446
animal 153