На небе Çeviri Türkçe
712 parallel translation
Так или иначе, передайте ему, чтоб прекратил петь, слать сообщения и писать на небе.
Aksi halde, şarkıları, mesajları ve uçaklarla havaya yazı yazmayı durdurmasını söyleyebilir misin?
Что ты написал на небе?
Uçakla ne yazdın?
Каждая звезда, что сияет на небе, словно говорит :
# Gökyüzünde parlayan her yıldız # # Der gibi sanki... # # seni seviyorum yalnız #
Да придёт царствие твоё, да пребудешь ты на замле и на небе...
"Senin krallığın gelecek. Cennette olduğu gibi Senin krallığın kurulacak."
В завершение бог сна Морфей, накроет всё ночной пеленой, а Диана из молодого месяца, словно из лука, выпустит огненную стрелу, которая вспыхнет на небе яркими звёздами.
Ve sonra, uyku tanrısı Morpheus, her şeyi gece pelerini ile örtüyor, ve Diana, yeni ayı yay olarak kullanarak, gökyüzünü yıldızlarla bezeyen ateşten bir ok fırlatıyor.
Все, что было создано на земле и на небе имеет два пути : размножаться или умереть.
Toprağın ve gökyüzünün birleştiği yerde yaratılan herşey her zaman kavuşmayı özler.
Как-то я слышал одну индейскую легенду. О том, как предки зажигают костры на небе, когда умирает ребёнок правителя.
Bir kızılderili efsanesi vardır reisin oğlu öldüğünde ataları, gökyüzünde... şenlik ateşi yakarmış.
На небе Скупятся и не зажигают свеч.
Gök amma da cimri bu gece ; bütün kandillerini söndürmüş.
Уже в аду или на небе.
Çoktan cehenneme ya da cennete gitmiştir.
* * И звёзды на небе
Gökyüzündeki bütün yıldızlara
.. да придёт царствие твое, да будет воля твоя на земле, как на небе.
Krallığın, cennetteki gibi dünyadada kurulacak.
На небе он, твое же место - ад.
Seninse layık olduğun tek yer cehennem.
Даже солнце висит на небе, как тот дублон на мачте.
Güneş adeta göğe çivilenmiş, direğe çakılan o altın gibi.
Разве на небе не одна луна?
İlya ne oldu? Ne ayından söz ediyorsun?
" сделалось безмолвие на небе, как бы на полчаса.
" yarım saatliğine bir sessizlik oluştu cennette...
И так сделалось тихо на земле и на небе.
Ve büyük bir sessizlik oldu... cennette ve dünyada.
" сделалось безмолвие на небе,
" yarım saatliğine bir sessizlik...
{ C : $ 00FFFF } Давай останемся друзьями и на небе.
Öte tarafta da arkadaş kalalım.
Я живу на земле, а не на небе
- Ne konuda Mitya? Ben yeryüzünde yaşıyorum, bulutlarda değil.
Живёт он на небе, в раю.
Adresi yukardaki cennet
Но я им не доверяю. Священник - как луна на небе, он не похож на нас.
Rahipler aya benzemek zorunda sanki, ne oldukları ya belli ya da değil.
Так всегда, когда на небе полная луна.
Dolunay olduğunda hep böyle oluyor.
У облаков на небе жизнь своя.
" Sen itmesen de kayıyor bulutlar gökyüzünde
Да будет воля Твоя и на земле, как на небе.
Ahirette olduğu gibi... dünyada da sana tapınalım.
И принцесса от злости повесилась на собственной косе, потому что он совершенно точно сосчитал сколько зерен в мешке, сколько капель в море, и сколько звезд на небе. Так выпьем же за кибернетику!
Ve prenses hırsından kendi saçları ile kendini asmış, çünkü o, tam olarak tahıl çuvalında kaç tane tene olduğunu, denizde kaç tane damla olduğunu ve gökte ne kadar yıldız olduğunu saymış.
Ни ей, ни ребенку, ни мужу, чтоб он сдох, ни Богу на небе.
Ne ona, ne bebeğine, ne lanet olası kocasına, ne de göklerin Tanrı'sına.
Полминуты назад на небе не было ни облачка.
30 saniye önce, bulut falan yoktu.
На небе ни облачка.
Gökte tek bulut yok.
Знаешь, я могу объяснить, почему она возникает на небе, но я никогда не задумывался о том, как она прекрасна.
Bir şeyin neden gökyüzünde belirdiğini sana açıklayabilirim, ama güzelliği hakkında düşünmek hiç gerekmemişti.
- Звезды. - Огоньки, светящиеся на небе.
Gökten süzülüp gelen ışıklar.
Значит, на небе мы с ним не встретимся.
Sandığımdan daha iyi bir şekilde gideceğim.
Да приидет Царствие Твое, да будет воля Твоя, и на земле, как на небе.
Günahlarımı affet, beni cennete yolla.
На небе ни облачка. - Спокойной ночи, Хонес.
Ama gökyüzünde hiçbir bulut yok.
Скоро золотых монет у тебя будет больше, чем звёзд на небе.
Yakında gökteki yıldızlar kadar paran olacak.
Да приидет Царствие Твое да будет воля Твоя и на земле, как на небе.
Egemenliğin gelsin, gökte olduğu gibi yeryüzünde de senin isteğin olsun.
Они жили в небе, в воде и на земле.
Havada, suda ve karada yaşadılar.
Но если увижу я в небе слона, - значит я все на свете видел. - Что ты сказал?
Uçan bir fil gördüğüm zaman herşeyi de görmüş olurum.
Но если увижу я в небе слона, значит я все на свете видел.
Uçan bir fil gördüğüm zaman herşeyi de görmüş olurum.
Но если увижу я в небе слона. Значит я все на свете видел.
Uçan bir fil gördüğüm zaman herşeyi de görmüş olurum.
Но если увижу я в небе слона ДАМБО ЛИЧНЫЙ ВАГОН Значит я все на свете я видел.
Uçan bir fil gördüğüm zaman herşeyi de görmüş olurum.
Я был на седьмом небе среди облачков счастья.
Mavi bir cennette, pembe bulutlar üzerinde dans ediyordum.
На следующий день,... огненныи шар всходит на летнем небе.
Ertesi gün... Yaz semalarından bir başka ateş topu yükseliyor.
А потом мы плыли в небе на корабле.
Sonra bir gemiyle gökyüzüne açıldık.
Я не на седьмом небе от счастья.
Yaşayan en mutlu insan olduğum söylenemez.
Кому-то кажется, что он видит движущиеся огоньки в небе и вот уже тысячи истерических свидетелей кричат на весь мир и клянутся, что нас атакуют марсиане.
Bazıları gökte hareket eden ışıklar gördüğünü zannediyor. Sonra dünyanın dört bir yanında Marslıların bize saldırdığına yemin eden yüzlerce histerik tanık ortaya çıkıyor.
Он чище, чем воздух в церкви, Чем звезды на небе... "
Ya da yoktur ziyaretine gideceğimiz bir ailemiz.
Если бы вы потрогали инопланетный песок и услышали пение других птиц и увидели их парящими на другом небе. Это бы вас устроило?
Eğer uzay kumuna dokunsan, yabancı bir kuşun çığlıklarını duysan ve başka bir gökyüzünde uçtuklarını görsen, tatmin olur muydun?
Два года назад, под маской журналиста Фандора, я испарился в небе, унося с собой драгоценностей на миллиард франков.
İki yıl önce, gazeteci Fandor kılığında milyarlar değerindeki mücevherle gökyüzünde kayboldum.
Я буду учиться, смотреть на огоньки в небе
Öğreneceğim. Ve gökyüzündeki ışıkları seyredeceğim.
Мари была на седьмом небе от счастья. Это моя дочь, ей 8 лет. У неё было полно подарков.
Kızım anne ve babasının yanında olduğu için çok mutluydu.
Мой язык раскололся на моём нёбе.
Dilim damağıma yapıştı.
на небеса 29
на небесах 71
небеса 140
небезопасно 25
на нее 31
на неё 26
на нее напали 26
на неё напали 17
на нем 45
на нём 18
на небесах 71
небеса 140
небезопасно 25
на нее 31
на неё 26
на нее напали 26
на неё напали 17
на нем 45
на нём 18