Adım bond Çeviri İngilizce
43 parallel translation
Bu arada, adım Bond, Ja...
By the way, my name is Bond, Ja...
Adım Bond.
My name's Bond.
Adım Bond.
The name's Bond.
Bay Kalba, adım Bond, James Bond.
Mr Kalba, my name is Bond, James Bond.
Adım Bond.
- Yes. My name is Bond.
Adım Bond.
Name's Bond.
Adım Bond.
The name is Bond.
Gerçek adım Bond.
My real name is Bond.
İyi akşamlar, adım Bond.
Good evening. My name's Bond.
Adım Bond...
The name's Bond...
- Adım Bond.
- The name is Bond.
Err. adım Bond.
Erm, my name is Bond.
Bunu söylemekteki amacı "Adım Bond, James Bond, 007 öldürme ruhsatlı."
What he's meaning to say is, The name's Bond, James Bond, 007, license to kill.
- Adım Bond, James Bond dersin sandım.
My name's Bond, James Bond.
Benim adım Bond.
My name is Bond,
Benim adım James Bond.
My name is James Bond.
Sanıyorum ki adımın yazılı olduğu kartı aldınız.
I believe you have my name in a crevice. James Bond.
Barışı korumak adına ikinize de senet imzalatacağım.
I'm going to put you both under a bond to keep the peace.
Adım Bond.
My name is Bond.
Bağımız, ilişkimiz, adını sen koy.
Our bond, our connection, whatever you want to call it.
Korkunç ikinci adımı kullanmak, bir bağ kurmak için iyi bir yol değil.
Using the dreaded middle name won't help to forge a bond.
Buraya gelmeye devam edersen, buranın adını Hickey BailBond olarak değiştireceğim.
To keep this up, I'm gonna rename this place "Hickey Bail Bond".
Adım Billy, Billy Bond.
I'm Billy, Billy Bond.
Bay Bond adım Fields.
Mr. Bond, my name is Fields.
Adım James Bond.
The name is James Bond.
Adım bir. İlişki kur.
Step one, forge a bond.
James Bond büyük bir adım atar ve yatağından şöyle bir doğrulur.
James Bond taking that giant step and getting out of bed.
Eğer zanlı hayalinde Flynn'in ona değer verdiğini düşünüyorsa Flynn'in herhangi bir yanlış adımı bu inancına ters düşebilir ve bu durum daha fazla kurbana hatta aralarındaki özel bağı kanıtlamak için Flynn'in kendi cinayetine mal olabilir.
If the unsub is under the delusion that Flynn also cares about him, then any misstep by Flynn that contradicts that belief, could lead to more victims or even Flynn's own murder, to prove they have a special bond.
Aynı filmlerde birlikte çalışıp adım adım ilerletmeye başladılar.
They started working together on the same films, and they began forging a bond.
İlk başlarda kendi kendime çalışıyordum. Sonra Avrupa tahvil piyasasından milyonlar kazanmış biriyle tanıştım. Üstüne adını yazacağı bir şey arıyordu.
Started working quietly at first, and... then I met a gentleman that made a billion in the european bond market, wanted to put his name on something.
Sandicot'taki tahviller için tetiği çekme vakti geldi. İlkçeyrek için paçayı kurtarmamıza son bir adım kaldı.
I just pulled the trigger on the muni-bond in Sandicot, and I got one move left to get us into the black for this quarter.