Anlayamadım Çeviri İngilizce
8,055 parallel translation
Anlayamadım?
Excuse me?
- Anlayamadım.
I-I don't follow.
- Onu nasıl çıkaracağını anlayamadım.
I don't really understand how you could just cut him out.
Bunun neresi komik anlayamadım.
I don't see what's so funny.
Sadece Başkan Kemeza'dan ne istediğinizi anlayamadım.
I'm just not sure what you want from President Kemeza.
Anlayamadım. Kız.
- I'm sorry.
Anlayamadım?
I beg your pardon?
Tam olarak anlayamadım.
I don't really understand.
- Gördüm de ne anlatmaya çalıştığını anlayamadım.
Yes, but I don't get your point.
Nedenini anlayamadım, tıpkı hiç tanıştığımızı hatırlamadığım gibi.
I can't say I understand why, as I don't recall us ever meeting.
- Anlayamadım?
- Excuse me?
- Hiç anlayamadım.
- What I've never understood.
- Anlayamadım. - Sonra dans edelim.
- A dance later.
Görevi anlayamadım.
I don't get it. The mission.
Nasıl yapıyorsun, hâlâ anlayamadım.
I still don't know how you do it!
Anlayamadım, Wakanda'dan neyi almıştı?
I don't follow. What comes out of Wakanda?
Kusura bakma. Pek anlayamadım.
You know, I'm sorry.
Niye yaramı öpmek isteyesin, anlayamadım.
I just don't understand why you would want to kiss me there.
Anlayamadım.
I beg your pardon?
- Bilmiyorum, anlayamadım.
I don't know. I couldn't say. I just...
Bilmiyorum, sadece sanırım pek fazla anlayamadım.
I don't know, I guess I just didn't quite understand it.
- Anlayamadım? - Eğitim Müdürlüğü'ne eskrim derslerinin geçici olduğunu,... daha geleneksel sporlarla devam edeceğimizi bildirmeyi düşünüyorum.
- I was hoping to inform the City Educational Department that the fencing was temporary and we're going back to more traditional sports.
Anlayamadım?
I'm sorry?
- Anlayamadım?
- I beg your pardon?
Buradan anlayamadım.
I couldn't tell.
Bu olayda senin rolün ne anlayamadım bir türlü Carlos.
I'm still confused as to what piece you are in this puzzle, Carlos.
Neye şükrettiğini tam olarak anlayamadım.
I don't get what you have to be grateful for.
Neden onu çiçeğe çevirdiklerini hiçbir zaman anlayamadım.
I could never understand why they did that.
Anlayamadım küçük hanım!
I beg pardon, miss?
- Anlayamadım?
- Sorry?
- Anlayamadım. Ne dedin?
- Pardon, what was that?
- Anlayamadım? Pardon.
- Excuse me?
Yani önce anlayamadım.
I mean, I just couldn't figure it out before.
- Ben Anlayamadım?
- I beg your pardon?
Affedersin, şu anda ne dediğini anlayamadım.
I'm sorry, I have no idea what you just said right now.
- Anlayamadım?
Excuse me? Uh, it's a tip.
Anlayamadım?
Sorry?
Sipariş etmediğin bir şeyi niye yediğini anlayamadım.
I don't know why you're eating something you didn't order.
Hangisinin önce geldiğini anlayamadım.
I couldn't figure out which came first.
- Efendim, anlayamadım.
I don't follow.
Niye bu kadar kızdığını anlayamadım.
I don't understand why you're so upset here.
- Anlayamadım?
- Yeah. - Excuse me?
- Anlayamadım.
- I'm sorry?
Onu sevmeye nasıl devam edebildiğini hiçbir zaman anlayamadım.
I never could quite understand how you... kept loving him.
Hiçbirini anlayamadın mı?
You didn't pick up on any of that?
Bunu anlayamadım.
- A little.
Ama unvanınızı pek anlayamadığımı itiraf etmeliyim.
Although, I must confess, I had a little trouble understanding your title.
Anlayamadığım tek nokta ise kızlarının beni neden soydukları.
One part I can't quite figure out though is why your girls would rob me. Don't be ridiculous. Just the same as I heard they robbed Turgin's safe deposit box.
- Anlayamadım?
You should be in the bra business.
Biliyor musun anlayamadığım ve bilmek istediğim bir şey var.
You know, there's only one thing I wanna know that I don't understand.
Ama anlamanız gerek kendi işimi kendim yapıyordum. - Anlayamadım?
I was self-starting.