Açıklamama izin verin Çeviri İngilizce
202 parallel translation
Söylediğimi açıklamama izin verin.
♪ Let me break down what I just said ♪
Sayın Bakan, Lütfen açıklamama izin verin.
Minister, please if I may explain.
Açıklamama izin verin.
Let me explain.
Bir dakika, açıklamama izin verin.
Wait a minute, officer let me explain
Orada sizi utandırdığımı biliyorum, ama lütfen bu durumu açıklamama izin verin.
I realize I embarrassed you then, but if you'll only allow me to explain.
- Açıklamama izin verin, lütfen
- Sir, if I could just- -
Açıklamama izin verin direktör, gitmeyin, sadece tek bir kelime.
Let me explain, director, don't go away, just one word
Profesör, açıklamama izin verin.
Professor, let me explain.
Açıklamama izin verin, efendim.
Permit me to explain, senor.
Açıklamama izin verin.
Allow me to clarify.
- Açıklamama izin verin sır Gawain.
- Let me explain, Sir Gawain.
Lütfen açıklamama izin verin.
Please let me explain.
Açıklamama izin verin.
Let me explain, will you?
Albay, açıklamama izin verin.
Colonel, let me explain.
Açıklamama izin verin Kontes.
Let me explain, Countess.
- Açıklamama izin verin efendim.
- Let me explain, sir.
Açıklamama izin verin.
Please let me explain.
- Lütfen açıklamama izin verin.
- Now, please, let me explain.
Açıklamama izin verin.
Please, please, let me explain.
- Açıklamama izin verin.
Ma'am, if I may explain.
Açıklamama izin verin.
Just give me a chance to explain.
Lütfen açıklamama izin verin.
Please let me bow to you
Neden geciktiğimizi açıklamama izin verin.
Well, I think I should explain why we're a little late.
Açıklamama izin verin.
Just let me explain :
Size birşey açıklamama izin verin.
Let me explain something to you.
- Açıklamama izin verin.
- Let me explain.
- Size açıklamama izin verin.
- Let me explain how I am.
Size bir kaç şey açıklamama izin verin Bay Grove.
Let me explain something to you, Mr. Grove.
Yani, burada neler olduğunu açıklamama izin verin.
I mean, let me explain what's going on here.
- Açıklamama izin verin...
- Let me explain...
Açıklamama izin verin.
I shall explain.
Açıklamama izin verin.
Allow me to explain.
- Lütfen açıklamama izin verin.
Please let me explain.
Açıklamama izin verin...
Let me explain...
Size bu şekilde açıklamama izin verin.
I mean, let me put it to you this way.
Neden olduğunu yalnızca size açıklamama izin verin.
Let me explain why just to you.
Yanılıyorsunuz. Açıklamama izin verin.
You're mistaken.
Durun, açıklamama izin verin lütfen.
KIT : Wait, please, let me explain, please.
Açıklamama izin verin, Bay...?
Allow me to try to explain, Mister...?
Bu durumu barışçıl yoldan çözmeyi isterdim büyükelçi. ama durumumu açıklamama izin verin.
I'd Iike to resolve this situation peacefully, Ambassador, but let me clarify my position.
Açıklamama izin verin, Bayan Lemancyzk.
Let me explain, Miss Lemancyzk.
Açıklamama izin verin.
Please, let me explain.
Size bir şey açıklamama izin verin,
Let me explain something to you.
- Açıklamama izin verin, müfettiş.
- What? - Let me explain, inspector.
Arkadaşlarım... Açıklamama izin verin.
My friends, let me explain.
Açıklamama izin verin!
Let me explain!
Mantıksızca davrandığımı düşünüyorsanız, önce bir açıklamama izin verin.
Unless you think I'm being unreasonable, let me explain ourselves.
Efendim, açıklamama izin verin.
Let me explain.
Şunu açıklamama izin verin.
- Let me explain things.
Mr. Willis, olası en iyi senaryoyu acıklamama izin verin.
Mr. Willis, let me lay out the best-case scenario for your operation.
Şimdi, bunu açıklamama izin verin.
Now, let me make this perfectly clear.