Başladi Çeviri İngilizce
398 parallel translation
ÇOK FAZLA İÇMEYE BAŞLADI
TO DRINK HEAVILY.
VE BÖYLECE DÖNÜŞÜM BAŞLADI
AND SO BEGAN THE TRANSFORMATION
YERALTI SÖZ KONUSU OLMAYA BAŞLADI
THE UNDERWORLD STARTED TO BECOME CONCERNED.
BÜYÜK İŞ BAŞLADI İşçiler!
THE BIG BUSINESS BEGAN.
MARSİLYA'DA GANGSTERLER SAVAŞI YENİDEN BAŞLADI
GANG WAR HITS MARSEILLES AGAIN
18 OCAK 1942'TE NAKİLLER YENİDEN BAŞLADI. SİLAHLARI YETERLİ OLMAMASINA RAĞMEN JCO ÜYELERİ DİRENİŞ ÇAĞRISINDA BULUNDU
Despite a severe lack of weapons, the members of the J.C.O. called for resistance, and started fighting, to the Germans'total surprise.
ÇATIŞMALAR YENİDEN BAŞLADI.
It had to be a fight to the death.
HERŞEY BİR HAPŞIRIKLA BAŞLADI
IT STARTED WITH A SNEEZE
- Yine basladï.
- There he goes again.
Uçmak karïm kadar zorlu olmaya basladï.
Flying's getting to be as tough as my wife.
Fakat Dundy huzursuzlanmaya basladi, bu sefer inandirmak güç olabilir.
But Dundy's getting a little rambunctious, and maybe it is a bit thick this time.
Büromda neticelendirilmeyen bir sey basladi.
We started something in my office and we never finished.
- Bir şey belirmeye başladï.
- There's something coming now.
Adamlar biraz huysuzlanmaya basladi, efendim.
The men are beginning to get a little surly, sir.
"Tabancali seri katil" olarak anilmaya basladi.
He became known as "the handgun serial killer".
Shibuyada bir magazada is buldu ve sirketin yatakhanesinde kalmaya basladi.
He found work at a fruit parlor in Shibuya and lived in the company dormitory.
Suthanedeyken, Nakanoda yari zamanli olarak bir liseye basladi.
While rooming at the dairy, he attended a high school in Nakano part-time.
Sirket ona yemek ve kalacak yer verdi, ve yari zamanli lisedeki egitimine tekrar basladi.
The company provided room and board, and he resumed part-time high school study.
Bir ay sonra, Yokohamada bir tapinaga tabancayi ve mermileri gomdu, sonra Shinjukuda sigortali olarak kapicilik yapmaya basladi ve Nakanoda kendine bir daire buldu.
A month later, he buried the pistol and ammunition at a Yokohama temple, then secured employment as a porter in Shinjuku and found an apartment Nakano.
Bugun bir kadin telefon etti, once yanlis numara sandim... ancak sonra bana bagirmaya basladi.
This afternoon, I got a call from a woman and I thought it was a wrong number. But then she started screaming at me.
1964'de, bir Vietnam turundan dondu, ve isler degismeye basladi.
In 1964, he returned from a tour in Vietnam, and things started to slip.
Sonra yasli adam bana telev ¡ zyon vermeye basladi.
Then the old man started giving me television sets.
Eh bu gerçekten çok aci. Tanrim... az daha unutuyordum. Johanna aramizda b ¡ r seyler oldugunu düsünmeye basladi.
Well that is really a downer.
Fakat insan türünü ilgilendiren bazi kritik olaylar daha önce, dakikalar önce basladi.
But some critical events for the human species began much earlier minutes earlier.
11. saat, 59. dakika, 20. saniye, kozmik yilin son gününün aksami, 11. saat 59. dakika 20. saniye, bitkilerin ve hayvanlarin evcillestirilmesi basladi.
11 : 59 : 20, the evening of the last day of the cosmic year the 11th hour, the 59th minute, the 20th second the domestication of plants and animals begins :
Sancilarin mi basladi?
Is it a contraction?
Hayir, bu çok kabaca olmaya basladi.
No, this has become uncivil.
Test basladi mi? ' Evet.
Is this the test, now?
- Galiba kuskulanmaya basladi. - Kuskuymus!
She's beginning to suspect, I think.
John basladi.
John's going.
Bir grup açlik grevine basladi.
A group has begun a hunger strike.
Gitgide rüyalarim Tokyo'nun alisveris merkezlerinde, onlari uzantilayan ve kente parallel giden yeralti tünellerinde geçmeye basladi.
More and more my dreams find their settings in the department stores of Tokyo, the subterranean tunnels that extend them and run parallel to the city.
Sonunda, Thomas basladi.
"Oh dear," he yawned. He fussed into the station.
Gordon çok hizli basladi, fakat Thomas'i ayirmayi unuttular.
Gordon's chance had come.
Baskanin yörüngedeki Yildiz Savasi Baris Platformu'ndaki ilk basin konferansi toplantisi elektrik kesilmesi sonucu kötü basladi ve baskan ile heyeti kisa bir süre agirligini kaybetti.
The president's first press conference from the Star Wars Peace Platform got off to a shaky start when power failed, causing a brief period of weightlessness for the visiting president and his staff.
- Evet, dönmeye basladi.
- Yeah, it's startin'to roll.
Hayata yeniden basladi.
She started over again.
Sonra kasilmalar basladi.
Then I started having contractions.
Su anda 4. perondan binis basladi.
Now boarding in Bay 4.
ufaklik ise yaramaya basladi, ve onun icin bir hediyem var.
Junior's been getting out of hand lately, but I got a present for him.
Durum gittikçe daha da ilginç bir hal almaya basladi.
TRICKSTER [ON TV] : Come to me.
- Yani birden ingiltere Prensiyle çikmaya basladi. Sonra terk etti. Senin için deli oluyordu ve simdi de o aptalla evleniyor.
Suddenly she's dating the prince of England, then she's crazy about you, now she's marrying the schmuck.
Yarim saat önce basladi.
The show started a half an hour ago.
Ona her ne yapiyorsan, isini etkilemeye basladi.
Well, whatever it is you're doing to him, it's starting to affect his work.
Kalbim çilginca yenerek basladi
My heart has started beating wildly
Ve simdiden kocama iskence etmeye basladi.
And he's already torturing my husband.
Bizim oraya Benzemeye Basladi,
It's getting more like home.
- Barker paniklemeye basladi.
- Barker began to panic.
Pic kurusu yine basladi!
The bastard's at it again!
Yani simdi düsük kastlarin egemenligi basladi, öyle mi?
So it's the rule of the lower castes now, is it?
Kargasa yüzünden soför bayildi ve herkes bagirmaya basladi.
Then everybody is screaming because the driver's passed out because of all the commotion.
başladı 99
başladı mı 16
başlangıç 29
başlayalım 455
başlayın 254
başlamadan önce 56
başla 649
başlayabilirsiniz 40
başlat 55
başlama 61
başladı mı 16
başlangıç 29
başlayalım 455
başlayın 254
başlamadan önce 56
başla 649
başlayabilirsiniz 40
başlat 55
başlama 61