Bildiğim Çeviri İngilizce
16,885 parallel translation
Bildiğim kadarıyla Petroviç sana daha az ödüyordu.
I know your Boss paid you less.
Bildiğim iyi oldu.
That's good to know.
Şimdi, bildiğim bir danışmanı aramanı istiyorum.
Now, I'd like you to call a counselor that I know.
Ama bildiğim tek şey A.R.G.U.S.'un, King Shark'ı silah olarak kullanma düşüncesi Amanda Waller ile birlikte öldü.
But one thing's for sure, A.R.G.U.S.'s plans to turn King Shark into a weapon died with Amanda Waller.
Hayır, başıma gelecekleri bildiğim için saklanıyorum.
No, I see what's coming, and I duck.
- Bütün bildiğim bu, Yüzbaşı.
- That's all I know, Captain.
Boru çalışmalarının nasıl yapıldığını bildiğim için söylüyorum, bu ses havalandırmanın herhangi bir yerinden geliyor olabilir.
Knowing the duct work of this place, those sounds could be coming from anywhere in the HVAC line.
Bildiğim tek şey o bulanıklığın benden 60 dolar almış olması.
All I know is that blur made 60 smackeroos off of me.
Şimdiye kadar tek bildiğim, bizimki dışarıya sigara içmeye çıkmış sonra adam birden üzerine atlamış.
So far all I know is he stepped outside for a smoke and the guy just jumped him.
Ve bildiğim kadarıyla, bu da hiç normal değil.
And last time I checked, there's nothing normal about that.
Tüm bildiğim sadece ikimiz dışardayken... hiç de öyle olmadığı.
All I know is that he wasn't like that at all when we out alone...
İşe yaradığını bildiğim tek şey.
It's the only thing that works that I know of.
Biz de davetliyiz, bildiğim kadarıyla tabii.
And we're invited too, as far as I know.
Onun hakkında bildiğim her şey bu kadar.
That's all I know about her.
Bildiğim en sadık insansın.
You're the most faithful person I know.
- Tek bildiğim yardımcı olmaya çalıştığı.
All I know is that he's just trying to help.
Tek bildiğim senin, kum güreşinde erkekleri yeren seren kız olduğun.
All I know, is that you are the girl, who thrashed boys in mud-wrestling.
- Catherine bildiğim kadarıyla dönmedi.
Catherine never came back as far as I know.
- Bildiğim mi?
- That I know of?
Tek bildiğim hastaneye götürüldüğü.
All I know is they took her to the hospital.
Tek bildiğim, bölge savcısının tutuklama izni çıkardığı.
All I heard was the D.A.'s getting a warrant.
Bildiğim kadarıyla.
As far as I know.
Şu an bildiğim tek şey erkeklerin tadına bakmanız.
All I know at the moment is you have bad taste in men.
Bildiğim şey şu.
Now, here is what I know.
Bildiğim çok iyi bir yer var. Seversin bence.
I know this great place I think you'll really like.
Şimdi, kızın kötü niyetli olduğunu bildiğim için, o kadar da reddedilmiş hissetmiyorum.
Now that I know that she had sinister intentions, I don't feel so rejected.
Beleş yemeğe asla hayır demem ama bildiğim her şeyi sana zaten anlattım.
Well, I'm always up for a free meal, but I already told you what I know.
Danny bize, oteli uyuşturucu kaçırmak için kullandığını söyledi ve bildiğim kadarıyla Narkotik Büro, oteli aramasına rağmen hiçbir şey bulamadı.
Danny told us that he was moving drugs through the inn, and I know the DEA searched the property... but didn't find anything.
Tek bildiğim adının Samuel Rankin olduğu.
All I know is his name was Samuel Rankin.
Bildiğim kadarıyla, tatlısularda köpekbalıkları olmaz.
Far as I know, there are no freshwater sharks.
Tek bildiğim onu bizim serbest bıraktığımız ve ne pahasına olursa olsun tekrar yerine koyacağımız.
All I know is that we set her free, and we're gonna put her back there no matter what it takes.
- Bildiğim iyi oldu.
- All right, good to know.
Bildiğim bir yıldız haritası değil.
It's no star field I recognize. Where are we?
Hayatım boyunca bildiğim bir içgüdü.
That's what I've known my whole life.
Bildiğim bir başka şey daha var.
And here's something else I know.
Paraya ihtiyacı vardı, tek bildiğim bu.
He needed cash, that's all I know.
Tek bildiğim, Danny'nin bana geleceğini söylediği ama gelmediği.
All I know is Danny told me he was coming, and then he never showed.
Bildiğim kadarı ile, Amerika'ya..... bir çeşit gizli bir iş yürütmek için gelmişti, gizli kapaklı diplomasi.
From what I could gather, he was in the U.S. to conduct some sort of secret, backdoor diplomacy.
Bildiğim, onun şimdiye kadar rastlamış olduğum en psikopat piç olduğunu.
What I do know, is that he's the sickest bastard that I have ever come across.
Bildiğim kadarıyla çocuğum yok.
Uh, not to the kids I know about.
Iris, bildiğim ama senin bilmediğin şeyler var.
Iris, there are some things I understand that you don't.
Bildiğim kadarıyla yok ama bulunduğu sokakları bir araştırayım.
Not that I've got, but... maybe there's something in New York where he's from.
Bildiğim yok, ama bak, bir Grimmle alakanın olmasının ulu orta konuşmak isteyeceğin bir şey olduğu söylenemez, özellikle de kadim bir ülkede.
Not that I know of, but look, having a relationship with a Grimm is not exactly something you want to talk about in public, especially not in the old country.
Tek bildiğim beni nöbetleşe beklediklerinde onun asla gelmediği.
All I know is when they would rotate watching over me, he never showed.
Ama benim bildiğim şey şu ki...
But I do know this...
Tek bildiğim, Ragnor alev mesajımın, Valentine'ın onu saklandığı yerden çıkartması için yapılan bir tuzak olduğundan şüphelenmesiydi.
For all I know, Ragnor suspected my fire message was a ploy by Valentine to lure him out of hiding.
Ayrıca çekilmem gerektiğini bildiğim hâlde son oyunumu da oynadım.
Besides, I've played my last hand here. Even I know when to fold.
- Ama bildiğim birkaç şey var tabii.
But... I know a thing or two.
Ama kesin olarak bildiğim bir şey var Jace o da kötü biri olmadığın.
But, Jace, the one thing I know for sure is you are not a bad person.
Aynı zamanda çok uzun zamandır bildiğim bir şey daha var. Jo seni seviyor.
But I also know, and I have known for a long time that Jo loves you.
Bütün bildiğim bu.
That's all I know.