Bir parça Çeviri İngilizce
10,037 parallel translation
- Baba bu kadar geçimsiz olma. - İki gündür tek bir parça bile çıkmadı!
Dad stop being so.. difficult from last two days not a single piece has come out..!
Eğer kalbinizde karafatmalar dolanıyorsa, eğer çiğnenecek bir parça sakızsanız, o zaman bu oyun sizi tükürecek.
For if you are a cockroach at heart, if you are a piece of chewable candy, then this game will spit you out.
Buna karşın bir parça almış.
Took a piece of them instead.
Senden bir parça ama değil de.
Part of you, but not.
Ve bir parça beni şu noktaya ulaştırdı.
And one fragment... emerged to me, here.
Ten ve saç rengim konusunda bir parça gösterişi seviyorum ama.
I admit to vanity about my complexion and hair color.
Şu andaki bu gönül rahatlığınız... bir son bulacak... ve bir parça kenevir... bu yükten kurtulmanın yanında ucuz bir bedel gibi gelecek.
Your peace of mind, such as it is, will cease to exist and a length of hemp will seem a cheap price to be free of the burden.
Camekana konulduğunda.. .. inanılmaz bir parça olacaktır.
Under glass, this would be a fascinating conversation piece.
Pekala, şimdi Roger Frank ve onun Dustybear Financial'ına bir parça intikam turtası yedirmenin zamanı geldi.
Now, then, it is time to serve Roger Frank and his Dustybear Financial a little slice of payback pie.
Sanırım içimden bir parça benim için bekleyeceğini düşünüyordu. Veya en azından benim yerime geçecek biriyle tanışmayacağını.
I guess there was just a part of me that thought that you would, you know, wait for me or at least never meet anyone who could possibly replace me.
Bir parça daha meyve ister misin?
Would you, maybe, like another piece of fruit? This is...
Aslında bir parça delirmiş de olabiliriz.
In fact, I think we might be crazy.
Onu bir parça haline getirebileceğimize eminim!
I'm positive we can put him back in one piece!
Adam beni soymaya çalıştı, ben de tam bir zombi moduna girdim ve sonrası da evet sonra bir bakmışım, sirenler çalıyor ben de adamın beyninden bir parça alabilmek için kafatasını açmaya hazırlanıyordum ki...
Uh, the guy tried to mug me, and I went into full-on zombie mode and, yeah... Before I knew it, sirens were blaring and I'm still about to crack this guy's head open for just the tiniest taste of brain, which is the single most disgusting thing a person can eat.
Kız geri geliyor, bir parça brokoli alıyor ve "bunu seveceğimi sanmıyorum" der gibi yiyor.
She comes back, takes a piece of broccoli, eats it and was like... "Oh, I don't think I like this."
Koleksiyonuna bir parça daha ekle.
One more for your collection.
Burada bir mankenle empati kuran diğer bir manken var. Çünkü ölmüş, sakatlanmış ve bir parça et gibi sergilenmiş.
Here we have a model who feels something for another model... because she's dead and mutilated and displayed like a piece of meat.
Aramızdaki. Bir parça da olsa gerçek miydi?
What we had... was any of it real?
Hutchinson ve onun yakın dostları bundan bir parça hoşlanmadı.
Well, Hutchinson and his cronies didn't like this one bit.
Dışarıda ne zaman bir parça bulsam buraya getirdim.
Whenever I came across any parts out there, I brought them back.
Benim için fazladan bir parça daha alacaksın.
And then you're gonna get an extra bar for me.
Sanırım saçımdan bir parça kopardım.
I just broke off a piece of my hair.
- Bir parça karışıklığa neden oldun, ha?
Caused a bit of a ruckus, didn't you? Who, me?
Mike Smith'e yollanan bu mailde bir parça leziz et diyerek neyi kastettiniz?
In this one to Mike Smith, what did the two of you mean... when you referred to a piece of "tasty brisket"?
Çünkü senelerden beri ilk defa eski Hope'dan bir parça gördüm ve o çok harika.
'Cause for the first time in years, I've seen glimpses of the old Hope, and she's wonderful.
Böbrek, kornea, karaciğerinden bir parça?
No. A kidney, cornea, piece of his liver?
Söylediklerinde bir parça bile dogruluk payi yoktur.
There is not one shred of truth to it.
Chester öyküsünden bir parça okumadan önce birkaçınız bir konu hakkında şikayette bulundu.
Before Chester reads an excerpt from his story, a couple of you have registered complaints about something.
- Babam öldüğünden beri içimdeki küçük karanlık bir parça ölümü için seni suçladı.
Ever since father died... A small dark part of me has blamed you for his death.
Ve bir parça da marmelat.
And a hint of marmalade.
"4 Non Blondes." Lobotomi için uygun bir parça.
- " I said'Hey, hey.'I said'Hey.'" - 4 Non Blondes. That's a perfect soundtrack for a lobotomy.
Ayrıca bir parça aslanpençesini çiğ yumurtayla çırpıp ilave et.
That and a bit of lady's mantle wi'a raw egg beaten up in it.
O... O kadar zor boşaldı ki, korttan bir parça çim koparttı.
He... he came so hard, it made a divot in the court.
Onlara Amerikan keşifleriyle ilgili bir parça bir şey öğretirsin.
Teach them a little something about American scientific discovery.
McKinley'ye özlediği şeyden bir parça tattıracağız.
We are going to give McKinley a little taste of what they've been missing.
Bir parça da yeşillik, nehrin kıyısındaki karaçamların ve kavak ağaçlarının hemen altında.
Slash of green down where the tamaracks and the cottonwoods grow by the river.
Adamın adı Ed Granger, 91 yılında başına metal bir parça saplanmıştı.
We got this old guy, Ed Granger, had a metal plate put in his head in'91.
Şimdi, Gerçek Kuzey Festivali Victoria'sı komitesinin başkanı Heather Mitchell, bizlere Maureen'in ilk Victoria kitabından bir parça okuyacak.
You will now have a passage from Maureen's first Victoria book read by Heather Mitchell, president of the Victoria of the True North Festival committee.
Bir parça nasihat verebilir miyim peki?
Then may I give you a piece of advice?
Neden bana bir parça kendinizden bahsetmiyorsunuz?
Why don't you tell me a little about yourself?
Daha sonra da, eve giderken.. .. şöyle güzel bir parça pasta alırız.
And after that, we'll go for a nice warm piece of pie on the way home.
Herhangi bir semptomda bundan bir parça al.
Take a pinch of this at the first sign of any symptoms.
Sağlam uyuyun ve tahtakurularının sizden bir parça almasına izin vermeyin.
Sleep tight and don't let the bedbugs bite.
Onun için bir parça aldırışsız hâle geldim.
Turns out I'm a bit too reckless for him.
Ama Leisure'dan bir parça daha aldığını görmektense açlıktan ölmeyi yeğlerim.
But I'll starve before I see another piece of Leisure in his hands.
Aurélie adeta bir bebek, bir tilki, bir bomba, harika parça, tüm binanın paspası.
Aurélie is a babe, a fox, a bombshell, a great piece the doormat of the whole building.
Bir motor için çok parça var.
- It's a lot of parts for one bike. - Yeah.
- Bir parça, evet.
- A little, yes.
Elimde bir çekiç olsa piçin kafasını parça pinçik ederim diye düşünüyorsun.
Like if you had a hammer in your hands you could bash the brains out of this little shit.
Ava çıktı ve onu yakaladı. Sonra bir haça bağlayıp hiç Theon kalmayana kadar parça parça kopardı.
He hunted him and caught him and strapped him to a cross and cut away piece after piece until there was no Theon left.
Kazadan sonra yapılmış ve gerçek sebebin makinist hatası değil, hatalı parça olduğunu gösteren bir rapor.
What do you mean, there's a report? Done after the crash that showed a defective part was the real cause, not engineer error.