English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Bir planımız var

Bir planımız var Çeviri İngilizce

994 parallel translation
Tanakura'nın işini Hana-kai'de bitirmek için bir planımız var.
There's a plan for Tanakura to do him in at the Hana-kai.
Dr. Strangelove, bu tip bir planımız var mı?
Dr. Strangelove, do we have such a plan?
- Bir planımız var...
- We have a plan...
Bir planımız var. Dinleyin...
You must make it look like a real exodus.
Bir planımız var değil mi?
We have an agreement, don't we?
Véricourt la görüştüm bir planımız var.
I've talked to Véricourt, we have a plan
Bizim de bir planımız var.
So we have a plan.
Şu an hazırlanmakta olan bir planımız var. Ama harekete geçmeden önce sizden, muhalefetten de onay almak istiyorum.
We have a plan in preparation, but before to do something, I want you, as leader of Opposition's her, to be agreed.
Herhangi bir planımız var mı?
Any idea what they plan to do with us?
Bir planımız var.
There's a plan.
Fred ve benim, pek çok konuyu çözmeye ilişkin bir planımız var.
Fred and I already have a plan which deals with your concerns.
Tabi, haklısın. Neyse, sadece sakin ol çünkü senin masum olduğunu ispatlayacağımız bir planımız var.
Yeah, well, anyway, just stay put because we've got a plan and we're gonna prove you're innocent.
Bu gece tesbih çekip dua etmek yerine... sizin için özel bir planımız var.
Instead of rosary tonight... we have a special treat planned for you.
Böyle hoş bir sahneyi kestiğim için üzgünüm ama uygulama için bir planımız var
I am sorry to interrupt such a tender scene... But we have a plan to carry out now.
Yani demek istediğim bir Planımız var.
I mean, that we have a Plan.
Helal olsun. Maşallah. [FISILDAYARAK] Sizle bir planımız var ama aramızda kalacak tamam mı?
Oh, good, bless you, good boys.
Adam demek istiyor ki... bizim başka bir planımız var.
The m-man's sayin'... we got somethin'else in mind.
Bir planımız var.
We have a plan.
Uymamız gereken bir planımız var.
We got a schedule to keep.
Ama bir planımız var.
But we got a plan.
Bir sürü planımız var.
Lot of curb appeal.
Onu yakalama konusunda özel bir planınız var mı peki?
But have you any special secret means of getting him?
Yabancı kaynaklardan aldığımız bilgiye göre, bir planları var.
According to information from foreign sources, they have some kind of plan.
Bir planımız mı var?
Do we have a p-plan?
Kusursuz bir plana ihtiyacımız var.
We need to have the exact floor plan.
Şaka bir yana, bu akşam için bir planınız var mı?
And without jokes, what are you going to do today?
Şöyle bir planımız var.
What do you think of this plan?
- Beni terk etmek için bir planınız var mı?
- Do you plan to dump me?
Gizli bir planım var. Kadere meydan okuyacağız!
I can fight adversity.
acaba... sadece tek bir kızım var ama ölmeden önce kılıcı bir erkeğe.... yani sizlerden birine vereceğim
You plan to... I have this one daughter Before I die
Kısacası, bir yaşama planımız var. Sizin de anladığınız gibi.
In short, we've worked out a plan... as you must have understood.
Genç insanlar için ise, harika bir aile planımız var. Tüm yaştan ve tüm boyutta aileler için.
And foryoung people, we have a great family plan... for families of all ages and all sizes.
Evet ama Türk forvetlerine karşı bir oyun planınız var mı?
Yes, yes, but have you any plans - for dealing with the free-scoring Turkish forwards?
Bir planınız var mı?
Have you any idea?
Bu planı durdurmak için yalnızca tek bir şansımız var.
We only have one chance to stop this plan.
Bir futbol takımınız olduğunu bilmiyordum. Henüz plan aşamasında. Hayır, çok iyi bir futbol takımımız var.
Uh, for an awful long time... we've been living together, eating together...
Peki bir planınız var mı, Bay Wu Yong?
Do you have a plan, Wu Yong?
Yarın yeni yönetim planımızı açıklayacağımız hissedarların katılacağı bir toplantı var.
All right. We've got a stockholders'meeting tomorrow at which we're gonna announce the restructuring-of-management plan.
Sonrası için bir planınız var mı?
Do you have a plan?
Bir planım var ama yalnız olmalıyım.
I have a plan, but I have to be alone.
Pekâla yollarımızın böyle ayrılması kötü oldu. Bu gece için bir planınız var mı? Hiç bir planım yok ama yalnız kalmaya ihtiyacım var.
Well, uh... it'd be too bad to part ways like this.
Rosenblumlar için bir planım var. - Hitler'in arabasıyla kaçacağız.
I'm leaving with the Rosenblums in Hitler's car.
Ne yapacaksınız, bir planınız var mı?
What are you going to do, do you have a plan?
Lordum,'Kara Atlas'isimli bir atınız var mı?
Exciting stuff, eh? Wait a minute! I think I might have a plan already.
Bir plana ihtiyacımız var.
We need a plan.
Yeni bir plâna ihtiyacımız var, hemen şimdi!
We need a new plan, right now!
Örgütlüyüz, bir planımız ve onları öldürecek yeni bir silahımız var.
We're organized, we have a plan, and we've got a new ammo to kill those lizards.
Kızımı yanımda getirmemin amacı, bu konuda bir planınız var mı öğrenmek istediğim içindir.
I've no special purpose to bring her along today I just want to see if you've got planned for this
- Bir planınız var mı çocuklar?
- You guys got a plan for this?
Bir plan yapana kadar saklanacak bir yere ihtiyacımız var.
And we need a place to hide out until we can come up with some kind of plan.
- Bir plânımız var.
- We have a plan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]