Blacks Çeviri İngilizce
884 parallel translation
Dalïs yapan bir pilot bilincini yitirdiginde üzerindeki basïnc ne?
What are the forces that pull on a diving pilot when he blacks out?
Gölgeler ve griler yok, hep siyahlar ve beyazlar.
No shadings and greys, all blacks and whites.
Mississipi'de 10 bin siyah adama ihtiyaçları var.
They need 10,000 blacks in the Mississippi basin.
Bilmiyorum, sonrası karanlık.
I don't know. It blacks out.
Peki ya bayılırsa ne olacak?
What'll happen when he blacks out?
Herşeyi karartır.
Now, this blacks out everything.
Beyazlarım tribünün yenilmez siyahlarıyla yarışacak.
I am racing my whites against the noble tribune's undefeated blacks.
Çünkü ülkenizde asimilasyonculuk siyahlar ve beyazlar arasında o kadar yaygın, o kadar önemli ki.
Because assimilationism is so popular, so important in your country among the blacks and whites.
Paris'teki iki zenciyle ilgili şakayı biliyor musunuz?
Do you know that joke about two blacks in Paris?
Eğer siyah olsaydım, fil ile doğruca şah çekerdim.
Well, if I were blacks, I'd move the queen's bishop to king four.
Bir alay korkak zenci.
More cowardly blacks.
Ne demek korkak zenci?
What the hell do you mean, cowardly blacks?
Siz siyahlar, biz beyazların beynine sahip değilsiniz.
You blacks ain't got the brains of us whites.
Bakışlarınız Amerika'da beyazların siyahlara bakışının aynısı.
And your look is the same as Whites in America looking at Blacks
Yoksa zencilere sayısal üstünlük kuramayacaksınız.
Otherwise, you won't even outnumber the blacks.
Biz, Siyahlar Amerika'yla ve onun dostlarıyla savaştayız.
We blacks are at war with America and its friends.
Ancak tüm siyahların evinde ya bir tüfek ya da bir altıpatlar vardır. Molotof kokteylini yapmak da basittir zaten.
But all blacks have at home a rifle or a revolver at least, and Molotov cocktails are easy to make.
Senin o Yahudilerden ya da Siyahlardan birine sorsana bunu.
Why don't you ask one of your Jews or blacks?
Siyahlar, doğal olarak, köledirler ; sadece çok az bir kısmı şu veya bu nedenle sahipleri tarafından özgür bırakılmıştır.
The blacks, of course, are slaves except for a handful... whose owners freed them for one reason or another.
Adada bu kadar zengin çok siyah var mı?
Are there many blacks as rich as that on the island?
Ve Siyahların ardından Derby Meclisi sahaya çıktı.
And here come the Derby Council XV following the All Blacks out onto the pitch.
Oyunu Siyahlar başlatacak.
And it's the All Blacks to kick off. Wilson to kick off.
Siyahlar saldırıyor, düdük çaldı.
The All Blacks are up on it fast, the whistle has gone.
Sanırım top Siyahlarda.
I think it's an All Blacks'ball.
Cliff, bu Siyahlar için üzücü bir sonuç olmalı.
Cliff, this must have been a very disappointing result for the All Blacks.
"Hem siyahlar hem de kadınlar daha az ücret alıyor."
Both blacks and women can be paid less.
"Siyahlar elbette daha çok sömürülüyor."
Of course, blacks are exploited more.
"Siyah, kadın ve işçi oldukları için."
as blacks, as women and as workers.
Sayın Yargıç içeri girmeden önce Bobby X ayağa kalktı ve bu odadaki siyahlarla konuştu.
Before Your Honor came in... Bobby X stood up... and spoke to the blacks in this room.
Orada, hücreleri sadece fakir beyazlar, siyahlar Araplar ve diğer renkten insanlar işgal ediyor.
There, the cells are occupied solely by... poor whites, blacks, arabs and other colored people.
Zenciler her zamanki gibi bunun faturasını ödemeye zorlanıyor.
... imperializing the Blacks.
Beyaz veya zenci demeden... bankalara para yığan kapitalist sınıf genç insanları savaşa, ölüme gönderiyor...
White, blacks that's not important. However, the capitalist class who just accumulate money in the banks and command young people to go to war, to death...
Bombalamalar, ayaklanmalar, suikastler, siyahların vurulması?
Bombin', rioting', sniping', shootin'the blacks?
Siyahlara daha fazla hak tanınmalı.
The blacks should be given more rights.
Siyahlara ihtiyacımız var.
We need the blacks to do the work.
Ben de, siz siyahların insan olmadığını sanırdım.
And I always thought you blacks weren't human beings.
Siyahları öldürün.
Kill the blacks. kill the blacks.
Siyahları "beş prensip" dahilinde öldürün.
Kill the blacks within the five principles.
Biliyorsun şu siyahların hepsinin büyük, ılık dudakları vardır.
You know, those blacks all have big, warm lips.
Bazı zencilerin Avrupai yüzleri vardır, değil mi?
Some blacks have European faces, don't they?
"Zencilerin" kitabında pek bir yeri yok değil mi?
I don't suppose "blacks" play much of a part in the books you write, do they?
Beyaz üstüne siyah Rolls Royce'ları vardı.
Blacks in white Rolls!
Kılık değiştiren polis siyah ayakkabı, beyaz çorap giyiyor.
An undercover cop in disguise wears blacks shoes and white socks.
Beyazlardan çok siyahları vuruyor. Pete aşkına Erik.
- He kills more blacks than whites.
Beyazdan çok siyah soyguncu var.
- More blacks are muggers.
Keza, siyahlar da...
Likewise the blacks.
Polislerin, hipilerin, hükümetin, kadınlara özgürlük hareketinin, siyahların eşcinsellerin, bütün askeriyenin peşindeler. Dahası da var.
They're after the cops, hippies, the government, women's lib the blacks, the fag, the whole military complex and even more.
Sokaklarda siyahları dövmek mi?
Kicking blacks in the streets?
Siyahlar sokaklarda evraksız dolaşamaz.
No blacks allowed on the street without a pass.
18 milyon siyah tarafından çevrilmiş 3 milyon beyaz mı?
Three million whites surrounded by 18 million blacks?
Siyahlar senin dediğin dışında bir şey söylemezler.
The blacks will say anything you tell them.