Bu çok doğru Çeviri İngilizce
1,087 parallel translation
Doğru. Bu çok doğru.
True, that's very true.
Bu çok doğru, pilota birşey olursa mal gibi kalırız, mal gibi!
Right! If a pilot something happened and we're out!
Bu çok doğru.
That much is true.
Bu çok doğru.
It's very true.
Aynen bu çok doğru.
That's exactly right :
- İşte bu çok doğru.
- That's true.
Oh, evet. Sorunlu şehir çocuklarını vahşi doğaya gönderiyorduk. Evet, bu çok doğru.
Oh, yeah, the street kids sort of roughing it out in the wilderness.
Bu çok doğru.
That is correct.
Evet, bu çok doğru.
Yes, that's so true.
Bence bu çok doğru bir tahmin.
I think that's a pretty fair assumption.
Bu çok doğru efendim.
That is quite true, sir.
- Bu çok doğru.
- That's quite true.
Bu doğru değil. - Bu çok güzel. - Yanlış bir şey var.
Last time we met, you were an owl, I believe.
"Hayır, çok değil" der uluslararası kapitalizm ve tüm servetini bu doğru üzerinden biriktirir.
"No, not too much" says the international capitalism... which builds all its wealth on this truth.
Bu enstitüden bir çok çocuk geldi geçti... ve neredeyse tamamı doğru yolu buldu. Bir şeyi açığa kavuşturalım.
Let's clear up something.
Herkes, çok çabuk bir şekilde, çıkışlara doğru gitsin! Bu bir emirdir.
I want everybody to move quickly and orderly towards the exits!
Gil, bu konuda düşündüm de, belki bu yaptığımız, çok da doğru bir hareket olmayacak.
Gil, the more I think about it, the more I'm convinced... this is not an appropriate course of action.
Bu odacıklar kururken büzülür ve çıtayı geriye doğru çeker. Gerilme çok arttığında çıta kopar ve sporlar mancınıkla atılmış gibi olur.
As these cups dry, they shrivel, pulling back the strip until the tension is too much, the strip snaps back and the spores are catapulted free.
Bu çok kötü, gerçi doğru olduğundan biraz şüpheliyim.
That's too bad, although I doubt this is true.
- Çok doğru ve bu demek oluyor ki bu yaratık aslında hiç doğmamış.
That's right. And that means this creature has never really been born.
Bu yaptığın çok doğru bir hareketti.
I mean, this is a very good move.
Ringe doğru yol alıyor. Bu kadar kısıtlı yeteneği olan bir boksörün bu denli sevilmesi çok şaşırtıcı.
Why this fighter of limited ability has gained such popularity is such a mystery.
çok zengin birisi ama bu zenginliğini doğru kullanmayı bilmiyor ".
He is superlatively rich but knows not how to make proper use of it. "
Eğer bu doğru olsaydı, bu kadar çok içmezdin.
If that were true, you wouldn't drink so much.
Çok doğru bu alıcıda olsun gözlerin.
Hell, yes, watch out for that transmitter.
Bize ihtiyaçları var, bu doğru fakat bizim onlara daha çok ihtiyacımız var.
They need us, that's true, but we need them more.
Yüzyılın sonuna doğru duayla şifa bulan bu üfürükçü Sibiryalı evliya hakkındaki söylentiler başkente ulaşmıştı, çok sürmeden kendisi de ulaştı.
By the turn of the century, rumors about the Siberian prophet and faith-healer reached the capital, and he soon appeared there himself.
Doğru fiyat bu, çok verirsek namussuzluğu teşvik ederiz.
There is a correct price - we pay more, we encourage dishonesty.
Ancak doğru bağlantılar varsa, dünyanın bu kısmında bile medeniyetten çok uzak değiliz.
However, with the right connections, even in this part of the world, we are not entirely uncivilised.
Klasik anlamda bu doğru efendim,... ama beyni ona çok güçlü ve net görüntüler sağlıyor.
Classically correct, sir, but her mind is giving her very strong and explicit images.
Sıcak Adriyatik güneşinin altında tam olarak öyle saatinde cesedi sırt üstü... uzanmıştı kolları ve yana doğru açılmıştı, ölürken de hayatı boyunca çok... hoşuna giden bu pozisyonu alması ne kadar anlamlı.
"Under the high... lazy... noonday Adriatic sun... the body lay on its back, arms outstretched... parodying in death a position she so often occupied in life." Oh.
Biri çok iyi bir iş yapmış. Doğru araçlar ile bu adamı... portakal gibi soyulmuş.
Somebody did a terrific job on this guy with all the right tools.
Doğru düşünüyorsam ki hep öyle oldu büyük güçler bu çekişmeye girecekler ve çok fazla değiştirme, yedek parça talebi olacak.
And if my thinking is accurate, as it always has been the major powers will eagerly enter the fray creating an enormous demand for replacements, spare parts.
Evet, bu işte çok para var, eğer doğru şeyler yazıyorsanız.
Well, there's a lot of money in it. Yes, if you turn out the right kind of stuff.
Bu doğru, çok sevimli biri!
"He is charming."
Bu doğru. Bakın, bu çok haddini bilmezce ve muhtemelen epey aşağılayıcı ama kız kardeşinizin nasıl olduğunu biliyorum.
Look, this is very presumptuous, and probably quite insulting, but I do know how sisters are.
Bu doğru değil, çok kötü!
Too bad it isn't true.
Doğru, burada çok ciddi bir hata yapıldı ve bu orduya katılamaması gerekiyordu.
It's true, a mistake was made here... and that was enabling him to enlist in the army.
Bu doğru, çok doğru!
- That's right.
Yani, senden hoşlanıyorum, çok iyi bir insansın ama demem o ki, bu bana doğru hissettirmiyor.
I mean, I like you, I think you're a very nice person... but, I mean, it just doesn't feel right.
Doğru tarafa hoş geldin tatlım, bu çok işe yarayacak. Elimden geleni yaparım. Belki Glimmer'ı ikna edip durdurabilirsin.
I do anything I can perhaps you can stop by convincing Glimmer how foolish it would be to trying rescue Queen Angela from who's Queen Angela?
Bu kötü zamanda doğru sözleri bulmak ve teselli etmek gerçekten çok zor.
It's hard... at a time like this to find the words... to offer you any comfort.
Kendinin çok kutsal ve doğru olduğunu düşünüyorsun ama aslında bu sadece kibir.
You think you're so holy and truthful, but it's just conceit.
Çok mu erken davranıyorum Baldrick, ya da "hınzırca bir planım var" kelimeleri hastalıklı bir kendine güvenle adım adım bu sohbete doğru mu ilerliyor?
Am I jumping the gun, Baldrick, or are the words "I have a cunning plan" marching with ill-deserved confidence in the direction of this conversation?
Sinderella uyandığında çok susamıştı bu yüzden * 7-Eleven'a * Slurpee almaya gitti * Bullwinkle doğru koştu.
When Cinderella woke up, she was real thirsty so she went to 7-Eleven for a Slurpee where she ran into Bullwinkle.
Çok doğru, bu nedenle zaten senin tam önünde benimle ilgilendi sen sanki hiç doğmamışsın gibi.
Yeah right, that's why he let me butt right in front of you like you were never born.
Papaz Kani'yle buluşmadan önce neden kuzeye doğru bu kadar çok gitmem gerekiyor?
Why do I have to go so far north before I meet Father Kani?
Bu mükellef sofranın konukları olarak ilk defa bir araya gelmiyoruz. Belki de bu iki iyi hanımın misafirperverliğinin kurbanı olduğumuzu söylemek çok daha doğru bir ifade olur.
It is not the first time that we have gathered around this hospitable board, as the recipients or I had better say, the victims - - of the hospitality of certain good ladies.
Doğru anladıysam, bu tıbbi araştırmalarınızı, şehir dışında, daha doğrusu salgına maruz kalan bölgelerde uygulamak istiyormuşsunuz. Ama akademi heyetinin kararını siz de çok iyi biliyorsunuz. Bu hastalığa karşı elimizde bir tedavi bulunmuyor.
I understand that you wish to undertake medical practice in the infected areas outside the city, knowing full well that the Academy of Doctors has decided that no treatment can be given for this disease.
"Bu doğru mu, Bay Johnston..." dışarıdaki bir çok insanın kafalarını mı kesiyorlar?
Is it true, Mr Johnston... that many people out there have had their heads chopped off?
Bu doğru, Majesteleri... bir çok kafa kesildi.
It is true, Your Majesty... many heads have been chopped off
bu çok güzel 567
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok heyecan verici 50
bu çok hoş 216
bu çok korkunç 105
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok heyecan verici 50
bu çok hoş 216
bu çok korkunç 105
bu çok fazla 165
bu çok doğal 48
bu çok ilginç 132
bu çok para 46
bu çok güzeldi 52
bu çok kötü oldu 29
bu çok eğlenceli 50
bu çok komik 209
bu çok saçma 642
bu çok kötü 494
bu çok doğal 48
bu çok ilginç 132
bu çok para 46
bu çok güzeldi 52
bu çok kötü oldu 29
bu çok eğlenceli 50
bu çok komik 209
bu çok saçma 642
bu çok kötü 494
bu çok önemli 351
bu çok kolay 78
bu çok iğrenç 62
bu çok tuhaf 143
bu çok tehlikeli 167
bu çok gülünç 58
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16
bu çok kolay 78
bu çok iğrenç 62
bu çok tuhaf 143
bu çok tehlikeli 167
bu çok gülünç 58
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16