Bu çok tuhaf Çeviri İngilizce
1,672 parallel translation
- Bu çok tuhaf.
Val makes me think of val kilmer.
Bu çok tuhaf.
This is weird.
Bu çok tuhaf.
That's so weird.
Kenara çekip konuşursan bu çok tuhaf kaçar.
It will look odd if you call her aside.
Bu çok tuhaf.
It's bizarre.
Bu çok tuhaf.
This is so weird.
Yattığım her erkek aynı şeyi sordu bu çok tuhaf.
Every single guy I've slept with asked the same thing, it's so strange.
Baba, bu çok tuhaf.
Dad, this is really weird.
Bu çok tuhaf, bir dakika önce kendini rol yaparken izliyorsun ve sonra sen oluyorsun.
It's weird you know, it's like one minute you're watching Jarred lose weight eating subways and then it's you. I don't know.
Bu çok tuhaf.
It's weird.
Bu çok tuhaf.
This is so queer.
- Bu çok tuhaf.
- That's funny.
Bu çok tuhaf!
This is so weird!
Bu çok tuhaf.
That's so strange.
Bu çok tuhaf.
That's weird...
- Bu çok tuhaf.
- That's odd.
Bu çok tuhaf.
That's very odd.
- Pekâlâ bak, bu çok tuhaf.
- This is really weird. - Why'd you stop?
Bu çok tuhaf.
His son. That's funny.
- Bu çok tuhaf.
- This is weird.
- Bu çok tuhaf. - Öyle mi?
- That's weird.
Ah... bu çok tuhaf.
Oh... that's strange.
Bu çok tuhaf.
Well, this is awfully awkward.
Bu çok tuhaf.
Hey, this is weird.
Bu çok tuhaf...
This is too weird...
Bu çok tuhaf.
That's weird.
- Angela,... birlikte çalıştığımız için sana tuhaf geliyor biliyorum,... ayrıca bu zamana kadar, sana karşı çok duyarsız davranmış da olabilirim.
- Angela, I know this is weird because we work together, and because up until and possibly including now, I've repulsed you.
- Çünkü bu... çok tuhaf. - Neden olmasın? - Bak.
Look.
- Ah, çok tatlıdır, biraz tuhaf bu aralar, ama...
- He is gorgeous, he is a bit moody, but...
Bu çok tuhaf.
That's strange.
Bu tuhaf gözleriniz çok sözler vermiş.
These strange eyes of yours had made many promises.
Evinden ilk kez ayrılıyorsun. Yeni arkadaşlar bu arada erkek arkadaşından da ayrıldın ve bir sürü tuhaf kaza da cabası. Çok fazla stres altındasın.
It's your first time away from home, new friends, breaking up with your high school boyfriend, and then you throw in all these freak accidents, that's a lot of stress.
Bu epeyce ironik, hatta çok tuhaf. " Chogyam Trungpa Rinpoche - 1939-1987
It is quite ironical... Very funny indeed.
Ki-baek bu aralar çok tuhaf davranıyor.
Ki-baek is acting strange these days.
Etrafta pek çok tuhaf insan var Bayan Betts. Bu yüzden burada bir sürü üzgün yaralı ve yalnız köpek var.
There's a lot of very weird people out there, Mrs. Betts, which is why there's a lot of sad, hurt and lonely dogs in here.
Bu çok, çok tuhaf.
This is very, very peculiar.
Asıl tuhaf olan şey... sanrılarında, bu kızların çok soğuk bir gezegenden geldiğini görmesi.
But the really bizarre part was he had a vision that they were from another planet where it was real cold.
Sonuçta bizler yalnız ve tuhaf varlıklarız Ve soğuk savaş dönemi bilimadamları bu gerçeği cok etkili bir şekilde kullandılar.
And we will come to believe that we really are the strange isolated beings the Cold War scientists had invented to make their models work.
Bu çocuk çok tuhaf.
This boy's weird.
İşin tuhafı, bu reklamların her biri bize, normal parçalarımızla ulaşamayacağımız, müzikal açıdan çok eşsiz bir fırsat sundu. - Keith, dün yaptığımız şeyi çal.
And each one, funnily enough, has opened up a fairly unique opportunity musically, which we wouldn't have got just through our normal numbers.
Manhattan'da bu taksilere binmek çok tuhaf bir şey bir şekilde, ne kadar hızlı giderse gitsinler asla korkmuyorsun.
Funny thing to me about being in these cabs is when you're in Manhattan for some reason you don't get scared no matter how fast you're going.
Olayların bu hale gelmesi çok tuhaf.
It is made graceful as everything ended.
Bu yüzden cezalandırılmam çok tuhaf.
It's bizarre to get punished for shit like that, ain't it?
Bu kadar geç tanışmamız ne tuhaf. Yollarımız... çok daha önce kesişebilirdi.
- How strange it is to meet now, when our paths might so easily have crossed before.
Evet, bir de seni bu panelvanı sürerken görmek gerçekten çok tuhaf.
Yeah, but it's also just kind of weird seeing you drive this minivan.
Bu gece çok tuhaf bir şey geldi başıma.
Something very strange happened to me tonight.
Bu çok tuhaf.
That's odd.
Bu paketleme çok tuhaf..... Panama genellikle...
This packaging's very odd because..... the Panama is usually... Hi, dad.
Çok tuhaf, bu şey bir işe yaramadı.
- That's weird, that stuff doesn't go pop off anymore.
Çok tuhaf bu.
You know, this is weird.
Bu gerçekten çok tuhaf.
That was really weird.
bu çok güzel 567
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok heyecan verici 50
bu çok hoş 216
bu çok korkunç 105
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok heyecan verici 50
bu çok hoş 216
bu çok korkunç 105
bu çok fazla 165
bu çok doğal 48
bu çok doğru 46
bu çok ilginç 132
bu çok para 46
bu çok güzeldi 52
bu çok kötü oldu 29
bu çok eğlenceli 50
bu çok komik 209
bu çok saçma 642
bu çok doğal 48
bu çok doğru 46
bu çok ilginç 132
bu çok para 46
bu çok güzeldi 52
bu çok kötü oldu 29
bu çok eğlenceli 50
bu çok komik 209
bu çok saçma 642
bu çok önemli 351
bu çok kötü 494
bu çok kolay 78
bu çok iğrenç 62
bu çok tehlikeli 167
bu çok gülünç 58
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16
bu çok kötü 494
bu çok kolay 78
bu çok iğrenç 62
bu çok tehlikeli 167
bu çok gülünç 58
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16