English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ D ] / De olacağım

De olacağım Çeviri İngilizce

4,030 parallel translation
Senin çok meşgul olduğundan benim de iş peşinde olacağımdan eminim.
I'm sure you're much too busy and I'll be chasing my tail.
Ignacio ile Arjantin'de olacağım.
Because I'll be with Ignacio in Argentina.
" Akabe'de olacağım.
" I shall be at Aqaba.
Ama gerçekten yaklaştığında ilk benim haberim olacak. Çünkü o balığı yakalamaya gittiğinde o botta ben de olacağım.
But if you do get close, you will tell me first,'cause I need to be on the boat when you catch that fish.
Ben Jar Jar Binks'de olacağım. Brendan'ı yapabildiğin kadar oyalamanı istiyorum.
I'm gonna up Jar Jar Binks and I need you to occupy Brendan at more with bores or whatever.
- Hazır olduklarında ben de olacağım. - Zahmet etme.
- I'll be ready when they are.
Ve yanında ben de olacağım.
And, he'll go along with you.
Ben de iş sebebiyle iki hafta Japonya'da olacağım.
Wait... I'm gonna be in Japan in two weeks on business.
Bir de ona biraz mesafeli kalmasının iyi olacağını açıklamam gerek şimdi.
I'm going to tell him that he has to leave me alone.
- Ben de tam arkanda olacağım.
And I'be standing right behind you.
yine de sabah Bay Yoshida'yı kraniyotomi operasyonuna hazırlamak için burada olacağım.
I'll still be here early tomorrow morning to prep for Mr. Yoshida's craniotomy.
Ve bir şekilde biliyorum ki ben de seninle olacağım her zaman seni izliyor olacağım.
And somehow I know I will be with you, too, watching over you always.
Hissediyorum. Maaşımdan kurtuldum çok yakında evden de kurtulmuş olacağım.
I've been liberated from my paycheck and pretty soon I'll be liberated from living indoors.
Tom, Dixie Stop'ta işe girdi, ben de evde kalıp arı annesi olacağım.
So Tom's taking a job at the Dixie Stop so I can be a stay-at-home bee mom.
Sen de orada olursan daha iyi olacağım.
I'll be better if you're there.
Sahneye çıkacaksınız ve ben de yanında olacağım.
You're going to put it on, and I'm gonna be there for you.
İkinci perdeyi de yazdık mı, başarı yoluna girmiş olacağız.
All we need is a second act, and we're on our way.
Smithers, ben de suçla savaşan bir yarasa olacağım.
Smithers, I, too, shall become a crime-fighting bat.
Ben Mike olacağım, sen de benim çirkin versiyonum.
I become Mike, you become an ugly me.
Sabrina onun annesi olacak ve ben de tuvaletten bağıran yaşlı deli kadın olacağım.
Sabrina will be her mother, and... I'll just be the crazy old lady screaming from the bathroom.
Cevaplarını kişiselleştirmek için Jack orada olacak bir şey ters giderse diye ben de hazır olacağım.
Jack will be there to personalize your responses, and I'll be at the ready in case anyone goes off book.
Daha önce de iyiydim, şimdi de iyi olacağım.
I was fine before, I'll be fine now.
Ben de onları görmek istiyorum ama yarın bütün gün dışarıda olacağım.
Well, I'm curious to see them and I'll be out all day.
Ve eğer görünüşümü de kaybettiysem, nasıl kendim olacağımı bilmiyorum.
And if I've lost them, I'm not sure I know who I am any more.
Sen geldiğinde ben muhtemelen evli olacağım. New Jersey'de bir traktörle yaşıyor olacağım.
As a mature adult to go to an aids-ravaged country with my boyfriend of three month by the time you get back, I'll probably be married, living in New Jersey with a tractor.
Durum iyi olmasa da, her şey arapsaçına dönse de ben iyi olacağım.
Even if I'm not... even if things are falling apart... I'll be okay.
Ben de orada hemen dışarıda olacağım.
I'll just be right outside.
Evlenince ailesiyle de evlenmiş olacağım.
I will marry into your family any time.
Merkezi kapsayan bir çoğunluk hükümeti ben de 13 koltukla başbakan olacağım, Bent.
A government on the middle I am Prime Minister of... with only 13 seats.
Ama ikimiz de âletimi, kocaman Jor-El ekranında ortalıkta salınırken görmenin süper olacağı konusunda hemfikiriz sanırım.
But I think we can both agree, it would be totally awesome... to see my deal floating around all huge-like on the big Jor-El cam.
Yarın gece DC'de kapalı kapılar ardında olacağım.
I am behind closed doors in DC tomorrow night.
Vakti gelince ben hazır olacağım. Siz de olmalısınız.
When the time comes, I'm ready, and you should be, too.
Bütün o iniş-çıkışlarında senin yanında olacağım. Baş aşağı olduğunda.
I am in the car with you for all the... ups and downs and loop-de-loops.
Bana yalan söyleyeceksen telefon aç ve hastayım de ama "önümüzdeki hafta birkaç gün hasta olacağım" deme.
If you're gonna lie to me, just phone and go, "I'm sick," but don't say, "I'm gonna be sick in about a week's time."
Ama ben de orada olacağım.
But I am going to be in there.
Neden grubunu toparlamıyorsun, ben de birazdan sizinle birlikte olacağım?
Why don't you get your group together, and I'll be right with you? Thank you.
Yanımda olacaksınız, benim de sizin yanınızda olacağım gibi.
Be at my side as I will be at yours.
Bin kere de evlensem her zaman yanlış seçimi yapmış olacağım.
If I married a thousand times, it would always be the wrong choice.
Ben de "Hayır, doktor olacağım." derdim.
And I would say, "No, I'm going to be a doctor."
Tanıdığım en güçlü insanlardan birisin. Neden böyle sınanıyorsun bilmiyorum ama sen hep üstesinden gelirsin. Ben de üstesinden geldiğin konusunda emin olmak için yanında olacağım.
You're one of the strongest people I know, and I don't know why you've been tested the way you have, but you always get through, and I'm gonna be there to make sure that you do,
Fakat bana telefonu ve Astsubay Lowry'i kimin izlediğini söyleyeceksin, ve ben de her iki cezanı aynı zamanda yaptığından emin olacağım.
But you tell me about this, and who's been following Petty Officer Lowry, and I'll make sure that both your sentences are served concurrently.
Onlara almaya geldikleri şeyi vereceğim ve böylelikle bu iğrençliği de geride bırakmış olacağız.
I'm going to give them what they came for, and then we're gonna put this nasty little mess behind us.
Onlara almaya geldikleri şeyi vereceğim ve böylelikle bu iğrençliği de geride bırakmış olacağız.
I'm going to give them what they came for... and then we're gonna put this nasty little mess behind us.
Sanırım bu demek oluyor ki yine de babamın yanında olacağım.
Well, I guess this means I'll be at my father's side after all.
Eve götüreceğiz, ben de sana pasaportunda yardımcı olacağım.
We'll take it to the residence and I'll help you get a passport.
En son nisanda tetanos aşısı olmuştum. Bir de, antibiyotik olarak eşdeğer ilaç vermezseniz memnun olacağım.
I had my last tetanus shot in April and would prefer a non-generic antibiotic.
- Doğum yaparken ben de orada olacağım. - Teklif veren dört kişi var.
And when she does, I'll be there.
Lyndsey beni Facebook'da arkadaş listesinden çıkarttı. Ben de bu halimle onunla yeniden arkadaş olacağım.
- Lyndsey un-friended me on Facebook so I'm gonna go re-friend her with my face.
Benimle iletişime geçmesini söyle, ben de orada olacağım çünkü.
Well, tell him to look me up,'cause I'll be there, too.
Alex'in yardım vakfı işini Oklahoma'dan Sacramento'ya kaydırıp Luke'un yaz kampı dönemini değiştirirsek ikisi de Haley'nin tatiline denk gelmiş olacak ve çocuksuz yedi gün kazanmış olacağız!
Shh. if we can get Alex to move her Habitat for Humanity from Oklahoma to Sacramento... and Luke to move his camp session... they will both overlap with Haley's vacation... and I just bought us seven kid-free days.
Bu çalışma için başka şeyler de yapmıştım çünkü faydalı olacağına inanıyordum.
I've done other things for the good of the study because I believe in it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]