Dört yüz Çeviri İngilizce
453 parallel translation
- Dört yüz.
- Four hundred.
İki bin dört yüz adet.
Twenty-four hundred.
Kumsaldaki dört yüz bin asker topçu ve uçak bombardımanı altında.
Four hundred thousand men are crowded on the beaches under bombardment from artillery and planes.
Dört yüz hayat mı?
Four hundred?
Dört yüz elli sekiz deney.
Four hundred and fifty eight experiments.
Dört yüz...
Four hundred.
... dört yüz elli...
Four, fifty. Five.
Başka birinin bizimle aynı konuda faaliyette bulunması için bin dört yüz kırk dakika.
Twenty-four hours in the day. 1,440 minutes for somebody else to get busy on the same idea as ours.
"The Elizabeth", Wilhelmhaven'e dört yüz librelik kablo götürüyor. "
The "Elizabeth" is carrying four hundred four hundredweight of cod to Wilhelmshaven.
Güzeller değil mi? Her birine dört yüz frank ödedim. Pahalı değil.
400 francs... a bargain.
Dört yüz dolar!
Four hundred dollars!
Dört yüz yirmi beş.
Four and a quarter.
Dört yüz yirmi.
Four-twenty.
Dört yüz, beş yüz dolar.
Four hundred, five hundred.
Otuz-kalibre Remington,... dört yüz yardaya kadar olan mesafelerde, çok etkilidir.
Thirty-calibre Remington, packs a real punch for distances up to four hundred yards.
Korumalar kiralıyorlar. Yarın ya da sonraki gün,... dört yüz, beş yüz kadar silahlı adam toplayıp, Puerta de Fuego denilen yeri tamamen yok etmek üzere harakete geçmelisiniz.
Tomorrow or the next day you're going to see four hundred even five hundred, armed men here bustin'to go right into action and they mean to wipe out Puerta de Fuego.
Çok güzel, dört yüz.
Very good. 400.
Tarquin Fim-Tim-Lim - Bim-Whim-Bim-Lim Bus Stop-F'tang-F'tang - Olé-Biscuit Barrel... Salak. ... on iki bin dört yüz kırk bir.
- Olé - Biscuitbarrel... ( Silly ) 12 441.
Senin iki yüzü gördüm ve dört yüz artırdım.
£ 200 to follow you, and I've raised it £ 400.
Roger giriş yaptığın zaman bana peşin altı yüz dolar ödedin. Bakiye olarak dört bin dört yüz dolar kaldı.
Roger, when you checked in, you paid me $ 600 cash... leaving a balance of $ 4400.
Dört bin dört yüz dolar için hazırlanmıştır.
It's all made out for $ 4400.
Bana dört bin dört yüz elli dolar borçlusun ve bana ödeyeceksin.
You will pay me what you owe me.
Dört yüz yarda.
Four hundred yards.
- Dört yüz dolar!
- $ 400?
Dört yüz gümüş emekli maaşım var cömert prens sayesinde, huzur içinde yatsın.
I have 400 thalers retirement money, thanks to the prince's generosity. My God protect him!
Dört yüz altınım var anne.
I have 400 sequins.
Elli ve dört yüz.
Fifty and 400.
Yılda dört yüz milyar liret...
400 billion lire a year...
Dört yüz.
Four hundred.
Dört yüz dolarlık kaşmir.
Four-hundred-dollar cashmere!
Dört yüz kırk dokuz dolar ve yetmiiş bir, iki, üç sent.
Four hundred and forty-nine dollars and seventy-one, two, three cents.
Minimum yolcu sayısının dört yüz olduğu türden bir bilet.
And the minimum was 400, a kind of charter fare. 400 was the minimum.
Dört yüzden az kişi olsa dahi dört yüz kişi yazılması için ödeme yapılır, böylece yetişkinler için de yarım bilet alınırdı.
So even if there were fewer than 400, it would pay to say that there were 400, and, in that way, get the half fare for adults as well.
Üç-yüz - on-dört.
Three-hundred and fourteen.
Her uçusa yüz paund bonus, ve ayda dört bes uçus.
A hundred pounds'bonus a hop, and four and five hops a month.
- Dört kafadarın ortaya koyduğu kaynak anca birkaç yüz dolar eder
What's a few hundred dollars when four citizens pool their resources?
Odası dört yüz bir şeydi.
She's in room four-something.
Yüz tane tilki kürkü topladığında dört nehrin güneyindeki ticaret merkezine gidip "Beni Ittimangnerk gönderdi" de.
When you have piled up a hundred fox skins present yourself at the trading post which is four rivers south and say'ittimangnerk sends me'.
Bir, iki, üç, dört, beş yüz... elli de fazlası.
One, two, three, four, five hundred... and fifty nicker.
Bir, iki, üç, dört, beş yüz elli, pek fazla..... değil ama başlangıç olacağını umuyoruz.
One, two, three, four, five hundred and fifty knickers... Ahem, pounds, Matron, and I hope it's only the start.
Dokuz yüz elli dört.
Nine-hundred and fifty-four.
Bir, iki, üç dört milyon iki yüz bin frank.
One... two... three million... Four million... And one... two hundred thousand.
Sana yüz doksan dört fiş arkadaş.
Hundred-and-ninety-four fisheroos to you, friend.
Sonra dört veya beş yüz kişi ile Sierra Trinidad'a ulaştı.
Then he reached Sierra Trinidad with four or five hundred.
Bir, iki, üç, dört, beş yüz bin.
One, two, three, four, five hundred thousand.
Altı yüz on dört, altı yüz on beş, altı yüz on altı, alt yüz on yedi...
... 615, 616, - 617, 618...
Gelirken yanında dört özel trenin içinde yüz kişi getirdi.
He came down with a hundred people in four private railroad cars.
Binanın tasarımından sorumlu olan mühendislik firması çöküş hakkında bir açıklama yapmazken, inşaat firması çökme nedeni olarak sabotajdan şüphelenilmesi için mantıklı bir neden bulunmadığını belirtti. Gary, Indiana'da polis, yüz hatlarından yoksun bir genç adam ve dört çocuk cesedinin kimliklerini belirlemeyi başaramadı.
Police in Gary, Indiana, have been unable to identify the... bodies of a young man... and four children who had... their features carved away, the man's dimples had been... removed.
Dört rupiye karşıIık beş yüz binlik bilet.
A rs 5 ticket for 4, should we pool... "
- Evet, dört ya da beş yüz kişiler.
- Yes, four or five hundred of them.
Ama, 1943'de... 1942'de Birkenau'da, Aralık ve Ocak aylarında tutsaklar arasında günlük dört yüz kişiyi bulan bir ölüm oranı vardı.
Whereas, in 1943...'42... in Birkenau, in December and January,
yüzünü yıka 20
yüzmek 25
yüz yüze 37
yüzüğüm 18
yüzüne bak 33
yüzünü gördün mü 27
yüzünü gördüm 17
yüzde yüz 31
yüzbaşı worf 61
yüzüne ne oldu 70
yüzmek 25
yüz yüze 37
yüzüğüm 18
yüzüne bak 33
yüzünü gördün mü 27
yüzünü gördüm 17
yüzde yüz 31
yüzbaşı worf 61
yüzüne ne oldu 70