En iyi arkadaşım Çeviri İngilizce
4,164 parallel translation
En iyi arkadaşım.
We're best friends.
En iyi arkadaşım Vince...
My best friend Vince...
Evet ama o bir, benim en iyi arkadaşım.
Yeah, but that one is my best friend.
Danny ve en iyi arkadaşım, hem de benim aracılığımla tanışan benim davet edilmediğim bir akşam yemeği partisi mi veriyorlar?
Danny and my best friend, who he met through me, are hosting a dinner party that I'm not invited to?
Dr. Castellano benim en iyi arkadaşım olduğu için söylüyorum sadece.
Well, I can only say this because Dr. Castellano is, like, my best friend.
İki en iyi arkadaşımın birbirleriyle en iyi arkadaş olduğu haftanın anısına kutlayacağız.
It will be commemorating this week, the week that my two best friends became each other's best friends.
Doug Guggenheim benim en iyi arkadaşım.
Doug guggenheim is my best friend.
En iyi arkadaşım Doug ve onun güzel eşi Sarah'ya.
To my best friend Doug and his beautiful wife Sarah. Aw.
En iyi arkadaşım Doug ve onun güzel eşi Sarah'ya.
To my best friend Doug and his beautiful wife Sarah.
Sonra bir gün bu değişti ve benim en büyük korkum en iyi arkadaşım oldu.
Then one day that changed, and my greatest fear became my best friend.
Tek bildiğim, sahip olduğum en iyi arkadaşım öldü.
All I know is the best friend I ever had is dead.
Sen hayattaki en iyi arkadaşımdın ama şimdi seni adeta tanımıyor gibiyim.
You were my best friend in life, but now it's like I don't even know you.
Annem ve en iyi arkadaşımın babası bu şehir için korkunç sonuçları olabilecek bir komplonun içindeler.
My mom and my best friend's dad are involved in a conspiracy that may have dire consequences for the city.
Annemi kaybetmiştim ama en iyi arkadaşımı bulmuştum.
I lost my mother but I found a best friend.
En iyi arkadaşımın ağladığını ilk gördüğüm an her şey yine ağır çekime geçti.
Things went in "slow mo" again... when I saw my best friend cry for the first time.
En iyi arkadaşım.
My best friend.
Angel, senin erkek arkadaşın olmadan çok daha önce benim en iyi arkadaşımdı o!
Angel, I'm his best friend way before you became his girlfriend!
Bunu en iyi arkadaşım için yapıyorum!
I'm doing this for my best friend!
Çünkü en iyi arkadaşım hiçbir zaman benim onu sevdiğim gibi sevmeyecek beni.
Because my best friend will never love me the way I love him.
Artık şunu iyi biliyorum... Sen benim en iyi arkadaşım aynı zamanda rüyalarımdaki kızsın.
Now I know... that you... my best friend,
En iyi arkadaşımın vücudu az daha beni öldürüyordu.
The shell of my best friend almost killed me.
Elbette yeni arkadaşlar edinmek güzel bir şey ama en iyi arkadaşımı kaybedeceksem bunu istemiyorum.
I mean, it's nice to make new friends, but not if it means losing the best friend I've ever had.
Bu benimle en iyi arkadaşım arasında.
It's between me and my best friend.
Her şey bir yana, bu imkansız bir durum gibi görünüyor ve başka neyi farklı yapabilirdim, bilmiyorum. Ama en iyi arkadaşımı en iyi arkadaşımı bir tünelde korkmuş ve yalnız bir hâlde uyanmaya terk etmek?
Everything else, it just seems like this impossible situation, and I don't know what I would have done differently, but... leaving my... leaving my best friend to wake up, scared and alone in a tunnel?
Yeni En iyi arkadaşımın yanında çalışmanız harika olacak, Culliverton.
It's gonna be great having you work along side my new BFF, Culliverton.
Sen az önce en iyi arkadaşımı tehdit mi ettin?
Did you just threaten my best friend?
Onlar gerçekten benim en iyi arkadaşım gibiler.
They're really more like my best friends.
Çok etkileyici bir cazibem olduğunu biliyorum ama sen Kimmie için buradasın, ve o benim en iyi arkadaşım.
I know I have a super-strong magnetism, but you are here for Kimmie, and she is my best friend.
En iyi arkadaşımın hâlâ hayatta olduğunu böyle mi öğrenecektim?
This--this is how I find out that my best friend is still alive?
Onu, ya cinayet davamdaki baş şüpheli ne bildiğimi öğrenmek için gönderdi ya da benim yeni en iyi arkadaşım.
She was either sent here by the prime suspect in my murder case to find out what I know,... or she's my new best friend.
Ve en iyi uzay arkadaşını bırakan adam olarak mı tanınayım?
And be known as the guy who left his number one space bud?
Bridget ikiniz ayrıldıktan sonra sen hemen Walden'ın en iyi arkadaşı ve iş ortağı Billy ile beraber olmaya başlamamış mıydın?
So, Bridget, after you and Walden broke up didn't you immediately start dating his best friend and business partner, Billy?
Evet, ama ben en iyi arkadaşıyım.
Yeah, but I'm his best friend.
Çünkü ben Danny'nin ablasıyım sen de onun en iyi arkadaşısın.
Because I'm Danny's sister and you're his best friend.
Onun en iyi arkadaşı değilim.
I'm not his best friend. I hated him.
Onun en iyi arkadaşı değilim, ondan nefret ettim.
I'm not his best friend! I hated him!
Şimdi mi en iyi arkadaş olduk?
Oh, now I'm your best friend?
En iyi arkadaş mı?
Best friend?
Sadece en iyi arkadaşıyım işte!
I know I'm just the best friend!
Evet, erkek arkadaşımın burada olamaması çok berbat bir şey ama üçümüz hayatımızın en iyi gecesini geçireceğiz.
Yes, it sucks that my boyfriend can't be here, but the three of us are gonna have the night of our lives.
Pekâlâ, tüm güvenimizi bu kapkara ortaklığa bağlamadan önce, sanırım diğer en iyi arkadaşı Evan'ın artık Muirfield'dan maaş aldığını söylemem gerekir.
Okay, before we put all our faith in this charcoal partnership, I should probably mention that her other BFF, Evan, is now on Muirfield's payroll.
En iyi arkadaş mı? Sahiden mi?
Best friend?
Bak, o Courtney'in en iyi arkadaşı tamam mı?
Listen, she's Courtney's best friend, okay?
En iyi arkadaşınla mı kıkırdıyordun?
Chuckling with your new best friend?
Ben artık pek de en iyi arkadaş sınıfına girebilecek biri değilim.
I'm not exactly BFF material anymore.
Tıkılıp kaldım Mike ve iş de vardı bebek yapmaya çalışıyorduk. En iyi iki arkadaşımı unutmuştum.
Just... guh, locking in, and with Mike and work and, you know, trying to have a baby, I just... forgot about my two... ( clicks tongue )... best friends.
Ben sizin rahibiniz, psikoloğunuz, kuaförünüz, yatak arkadaşınız, en iyi arkadaşınızım.
I am your priest, your shrink, your hairdresser, your bedfellow, your best friend.
- Diyelim ki elinde bikaç şarap kadehin var en iyi arkadaşınla arabayla gidiyorsunuz direksiyonda kalp krızı geçirdi peki sen orda yardım gelmesini mi beklersin yoksa onu acile götürmenin bi yolunu mu bulursun?
Let's say you had a couple of glasses of wine with dinner, and then on your way home with your best friend, who's driving, he has a heart attack. Do you jump behind the wheel and take him to an E.R., or do you wait for help to come?
Benim adım B.O.B., ve biz en iyi arkadaş olacağız çünkü Sen bir uzaylı oyuncak ayısın ve ben seni sevdim ve...
My name is B.O.B., and we're going to be best friends now because you're an alien teddy bear and I love you and...
En iyi arkadaşınla yatmak yaptığım en iyi hareket değildi.
Sleeping with your best friend was not my most shining moment.
Kızınızın Genç Titanlardaki en iyi kız arkadaşıyım.
Your daughter's best female friend within the teen titans.