Eskiden öyleydi Çeviri İngilizce
227 parallel translation
Eskiden öyleydi ama artık bir ronin.
He used to be, but now he's a ronin. Masterless
Eskiden öyleydi.
Used to be your land.
- Eskiden öyleydi.
- Used to be.
Ya da eskiden öyleydi.
Or used to be.
- Eskiden öyleydi.
- Oh. She used to be.
Çok eskiden öyleydi.
He was a long time ago.
Yani eskiden öyleydi.
That was us.
Eskiden öyleydi.
It was buffalo.
Eskiden öyleydi. Pek beğenmezdim.
Sounded a bit pouffy to me.
Eskiden öyleydi.
He was.
Eskiden öyleydi.
It used to be.
Hayır, eskiden öyleydi ancak, artık eskisi gibi değil...
No, it used to be true... but it's not what it was any more...
Evet, eskiden öyleydi.
Yeah, in my day.
Eskiden öyleydi. Geçmiş zaman yani.
Was, past tense.
Tamam mı? En azından eskiden öyleydi.
At least, I used to.
- Eskiden öyleydi.
- He was then
- Eskiden öyleydi.
- He used to be.
Eskiden öyleydi, sonra odaya çevirdiler.
It was before. They made a room out of it.
Eskiden öyleydi. Gözünüzün görebildiği her yer... Ama artık değil.
Used to be, as far as you could see from the roof... but not anymore.
Gerçi eskiden öyleydi.
Used to be.
Evlilik tek gecelikten farklıdır, en azından eskiden öyleydi.
Marriage is different from a one-night stand, or used to be.
- Eskiden öyleydi.
- It used to, in the old days.
Telesekreterim, yani eskiden öyleydi.
It's my private answering machine, or at least it used to be.
- O bir X-Man. - Eskiden öyleydi.
- He's an X-Man.
Sevgilim sayılır. En azından eskiden öyleydi.
She kind of used to be my girlfriend.
Eskiden öyleydi!
That's ex-elf.
Eskiden öyleydi.
Was me.
- Eskiden öyleydi.
- I used to.
Eskiden öyleydi.
Maybe it used to be.
Eskiden öyleydi.
I used to.
Daha doğrusu eskiden öyleydi.
Or they were.
- Belki eskiden öyleydi... ama sen işe karıştın ve her şey değişti.
- Maybe she used to be but you stepped in and changed that.
Eskiden öyleydi ama bunu değiştirebiliriz.
No, he used to be, but we can change that.
Peter, benim kocam sensin en azından eskiden öyleydi
Peter, you're my husband. At least, you used to be.
- Eskiden öyleydi.
I used to be.
Eskiden öyleydi, geçmişte kaldı.
It was. it used to be, I mean, legally.
Eskiden öyleydi.
That's who he used to be.
Janko Elektrik, Model 220. - Eskiden öyleydi.
Janko Electric, Model 220.
Eskiden öyleydi.
I used to be.
Yani, eskiden öyleydi.
Used to be, anyhow.
Eskiden öyleydi ama sanırım şimdi bir birimin başında.
Yeah. He used to... but I think now "he..." I think "he's..."
Eskiden öyleydi.Sana bir şey soracağım.
Used to be. Let me ask you question.
Buradaki hayat eskiden öyleydi.
That's how things were.
Eskiden öyleydi.
He used to try.
14 yıldır görüşmüyoruz. Ama eskiden çok yakındık, liseden sonra da öyleydi.
We hadn't seen each other in 14 years, but we were very close at one time, even after high school.
Eskiden de öyleydi.
The same was true before.
Eskiden, savaş sırasında öyleydi, şimdi öyle değil.
In past, during war. Not now.
Televizyon seyreder, şişelere vururduk. Eskiden çok iyiydi. Gerçekten öyleydi.
you know, watch TV, shoot bottles... he used to be really nice.
Ve meşhur insanlar hedeftir, eskiden de öyleydi bugün de öyle.
And famous people are targets, this day and age.
Bir yasa olmalı, yani eskiden öyleydi ama emin değilim.
I just thought...
- O benim büyükannem. - Öyle mi, yoksa eskiden mi öyleydi?
Is, or was?