Öyleydi Çeviri İngilizce
8,626 parallel translation
Öyleydi, Stan. Tanrım.
It was, Stan, jeez.
Bana göre öyleydi ve bu kelimelerin hiçbirini bilmiyordum.
That's what he was to me, and I didn't even know any of those words.
- Seninle de öyleydi Bruce.
And you, Bruce.
Evet, öyleydi.
Yeah, it was.
- Eminim öyleydi.
- Fine. - I'm sure it was.
- Evet, öyleydi. Bir saat önce falan bir telefon geldi.
Just got the call about an hour ago.
Beni başka işe verene dek öyleydi.
Till they assigned me to another work detail.
Benimki öyleydi.
- Mine was.
Başta öyleydi ama bir nevi bir kızı hamile bırakmanın acısı çıkıyor.
Well, it was at first but I kind of wound up getting a girl pregnant.
Evet, öyleydi.
Yes, it was.
- Öyleydi öyle.
- Oh, yeah.
Uyuşturucu kullanırken öyleydi.
No, that's what he was like when he was on drugs.
Hayır, öyleydi.
Yes, it was.
- Benim için öyleydi.
- It was to me.
Ama sen kabul ettiğinde öyleydi.
But he was when you accepted.
Kendisi benim son şansımı elimden almadan önceye kadar öyleydi!
Till this one took my last chance at making a living!
Bu Pete'in şeyi mi? O benim temsilcimdi. Tabii öyleydi.
Is this, uh... is this Pete's thing?
Öyleydi, değil mi...
Oh, yeah.
Sizce öyleydi.
And it would be you.
Doğduğundan beri öyleydi.
He was born that way.
Öyleydi zaten.
He was.
Öyleydi yani.
Well, it was.
─ Öyleydi.
~ It was.
- Öyleydi. - Artık iyi bir eğitmen. - Anlıyorum.
Now he is a great teacher.
Öyleydi zaten. Ama sonra insan bağlanıyor.
Ah, but that's the truth... and then there it is, you tie yourself up.
- Öyleydi.
- He was.
- Malory, öyleydi. - Neden Sterling'in tarafındasın?
Malory it was, he- - And why are you taking Sterling's side?
Evet, öyleydi.
Yes. He was.
- Öyleydi, sağır olan Joe'nun çim biçme makinesini duymadı da.
Yeah, the deaf one didn't hear Joe's lawnmower. Oh.
Evet doğru kiracı değildim ama vekilim öyleydi.
It's true I wasn't a tenant, but my proxy was.
Ama çok kötü bir haldeydi. Haftalardır öyleydi.
But he was in a bad way, had been for weeks.
Evet, öyleydi.
Yes. It is.
- Evet, öyleydi.
Yeah, it was.
- Diğerleri için öyleydi.
For everyone else.
- Evet, öyleydi ama...
- Yes, he was. But - -
Ben onları o gün tanıdım ve o gün onlar öyleydi.
I only knew them on that one day, and on that one day, they were who they were.
Öyleydi ama bir gün telefonlar kesiliverdi. Artık işi yürütmek için çok çaba harcamak zorundayım.
Yes, but then, one day, the phone goes quiet, and all you have left is the work that you worked so hard on.
O pürüzlü sesi hala kulaklarımda çünkü sesi hep öyleydi.
And his gravelly voice... I can still hear the voice, because he has that sound... He said, " Jim.
Gerçekten öyleydi.
She really did.
Evet, sanırım öyleydi.
so don't... Yes, I suppose it was.
Öyleydi.
Used to be.
Pilar'ın da öyleydi.
So is Pilar.
Öyleydi.
That's true.
Öyleydi.
Your mother was a good one, she was.
Evet, evet, öyleydi.
Yeah, yeah, yeah, that's what we figured.
Başta öyleydi.
At first.
- Öyleydi.
- It was.
Öyleydi. Tamam.
- It was.
O hep öyleydi.
She... always had been.
Öyleydi.
Yes, he was.
- Evet öyleydi.
- Yeah, it was.
öyleydim 119
öyleydin 30
öyleyse 1938
öyleyim 490
öyleymiş 51
öyleyiz 77
öyleyse sorun yok 16
öyleyimdir 24
öyleyse neden 38
öyleyse ne 59
öyleydin 30
öyleyse 1938
öyleyim 490
öyleymiş 51
öyleyiz 77
öyleyse sorun yok 16
öyleyimdir 24
öyleyse neden 38
öyleyse ne 59