Fakat efendim Çeviri İngilizce
562 parallel translation
Fakat efendim, Bomasch bu düşüncedeyken Münih'e göndermenin ne anlamı var?
But, sir, what is the use of sending Herr Bomasch to headquarters in his present frame of mind?
Fakat efendim...
But, sir...
Fakat efendim çok katıdır.
My master is very exacting Master Kahei is worried?
Şu an bilinmiyor efendim. Fakat yüksek bir hızda seyrediyor...
Unknown at this time, sir, but it's circling around at high speed.
Eminim bu çok güzel bir rapor, efendim, fakat akla yakın olmayan bir kaç şey var.
I'm sure this is a very good report, sir, but there are a couple of things that don't add up.
- Fakat, efendim, her şey hazır.
- But, sir, everything is ready!
Evet, efendim, fakat üç gündür kahvaltıda sadece bir bardak çay içiyorsunuz.
Yes, sir, but you had only a cup of tea for breakfast for three days.
Özür dilerim, efendim... fakat Bayan Pearson görüşme odasında sizi bekliyor.
I beg your pardon, sir... but Miss Pearson is waiting for you in the consulting room.
Üzgünüm efendim, zati aliniz Berlin'e gittiler, fakat gece yarısı dönecekler.
Sorry, His Excellency went to Berlin, but he'll be back tonight.
Fakat, ne demişim ki efendim?
But, sir, what did I say?
Vazo konusunda son derece üzgünüm fakat, fakat gerçekten efendim, satıcınız çok açık bir sahtekarlık girişiminde bulunarak suç işliyor.
I'm most frightfully sorry about the vase but, but really sir you're clerk is guilty of attempting the most obvious fraud.
Bağışlayın efendim, fakat her zaman demokraside askerlerin bile düşünme hakkı vardır diye düşünmüşümdür.
Forgive me, sir, but I've always understood that in a democracy, even a soldier has the right to think.
Hayır, efendim, fakat size bir mesaj var, efendim.
No sir, but there's a message for you, sir.
Öyle efendim, efendim. Fakat merdivenlerin başından buraya geldiğimde, kapı sürgülenmişti.
Just like it is, sir but when I got here from the head of the stairs the door was bolted.
Onu kendi başıma üstlenmek istemem, efendim,.. fakat size bunu yapabilecek birini bulabilirim.
Well, I wouldn't want to take it on myself, sir, but I'd get somebody to do it for you far for that.
Evet, efendim, fakat peki ya o fotoğraf?
Yes, sir, but what about that photograph?
Çok doğru, efendim fakat bu oklarda kabile işaretleri var.
That's very true, sir. But look at the clan mark on this arrow.
- Fakat bu akıl alır gibi değil, efendim.
But that's incredible, sir. That can't be aircraft.
Biliyorum efendim, fakat robot serbest, ve burası güvenli değil.
I know, sir, but the robot's on the loose, and it's not safe.
Şey, evet efendim, en iyilerinden, fakat...
Well, yes, sir, he's one of the best, but...
Fakat, baktım efendim....
But I looked, sir. I did...
Evet, efendim, fakat Aziz Anthony bana lütfunu gösterdi.
Yes, sir, but S. Anthony grace was given me.
- Fakat biraz önce yıkadınız, efendim.
- But you just washed them, my lord.
- Fakat şu anda yemeğe indiler, efendim.
- But they've gone up to dinner now, sir.
Bana istediğinizi yapın fakat Otama'yı düşünün efendim. - Bir gün mutlaka evlenecek.
Sir, do with me as you will, but think of Otama, one day she will marry...
Oh, evet efendim, fakat sadece başbaşayken konuşuyor.
oh, yes, my lord, but only in private.
Afedersiniz efendim, fakat Bay Arkadin kendisini terasta beklemenizi rica etti.
Excuse me, sir, but Mr. Arkadin would like you to wait for him on the terrace.
Hayır efendim, fakat düşünmüştüm ki...
No, sir, but I thought it would...
Fakat lütfen... beni Efendim önünde utandırma.
But please... Please do not shame me before my Lord.
Şey, evet efendim. Biraz korkuyorum, fakat kesinlikle dediğiniz gibi yapacağım.
Well, yes, sir, it scares me a little bit, but I'll sure do like you told me.
Fakat toplantı, efendim.
But the convention, sir.
Rahatsız ettiğim için çok üzgünüm, efendim, fakat arkadaşınız, Kont Victor Mattoni bir kaza geçirdi.
I'm so sorry to disturb you, sir, but there's been an accident to a friend of yours, Count Victor Mattoni.
Eminim böyle söylemenizin iyi bir nedeni var, efendim, fakat, uh...
I'm sure you'll have some good reason for saying that, sir, but, uh...
Fakat merkezde dosyalardan teşhis etmişlerdi, efendim.
But they have identified them with the files at the Yard, sir.
Bu nedenle onu sandalyeye yerleştirdim ve planladığımız gibi hepimiz için üpuçları bıraktım, fakat onu ben öldürmedim, efendim.
So I put him in the chair and left the clues for all of us as we'd planned, but I didn't do him in, sir.
Fakat kız ne olacak, efendim?
But what about the girl, sir?
Güç artırıldı, efendim. Fakat görüntüyü hâlâ büyütemiyoruz.
Power's been boosted, sir, but still can't increase image further.
Affedersiniz, efendim, fakat yeğenimin küçük giysisini her yerde aradım, bulamıyorum.
Excuse me, sir, but I've looked everywhere for my niece's little dress, and I can't find it.
Üzgünüm, efendim, fakat belleğiniz size oyun oynamış olabilir, bilirsiniz, ve biz burada cinayetle uğraşıyoruz.
Sorry, sir, but your memory could have played you tricks, you know, and we're dealing with murder here.
Her şey hazır, efendim, fakat Bayan Daw, aşağı iner mi bilmiyorum.
It's all ready, sir, but Miss Daw, I don't know if she's coming down.
- Fakat bu zor bir görev efendim.
- And he has no intention of doing so. - But this is a difficult post, sir.
Seninle yaşamak mutluluk dolu olurdu Harris-san fakat tutulmayan yeminim ve efendim Tamura'nın ölümü ile satın alınmış mutluluk.
Life with you... would have been all happiness, Harris-san... but happiness bought by my broken vow... and the death of my Lord Tamura.
Fakat bu kağıt bir işe yaramaz, efendim.
But this paper's no good, sir.
Evet efendim. Fakat çiftliğimiz yok ve- -
Yes, sir, but we don't have a homestead, and...
- Fakat, efendim...
- But, sir -
Fakat, Kiyokawa sama, o adam bana bir Ronin'miş gibi geldi, efendim.
But Mr Kiyokawa seemed like a ronin to me, sir
Ben de öyle yapacaktım, efendim. Fakat, Kiyokawa Hachiro dono...
I was going to do, sir, when Kiyokawa Hachiro...
Fikir beyan etmek için maaş almıyorum efendim, fakat kimselerin geldiğini sanmıyorum.
I ain't a-getting paid for thinking, sir but I don't think them folks is a-coming.
- Tabii ki hayır, efendim, fakat ben...
- Well, no, of course, sir, but I have...
Çok üzgünüm efendim..... fakat Bayan Nishikigi şu an başka bir müşteri ile beraber.
I'm terribly sorry, sir, but Miss Nishikigi is out with another customer right now.
Kör olabilirim efendim..... fakat bu dünyada işlerin nasıl yürüdüğünü görecek kadar çok olay yaşadım.
I may be blind, sir, but I've drifted through this world long enough to know how things work.
efendim 34795
efendimiz 532
fakat ne 19
fakat 1765
fakat neden 40
fakat ben 85
fakat bu 37
fakat sen 42
fakat o 40
fakat sonra 25
efendimiz 532
fakat ne 19
fakat 1765
fakat neden 40
fakat ben 85
fakat bu 37
fakat sen 42
fakat o 40
fakat sonra 25