Fern Çeviri İngilizce
421 parallel translation
Bu fosilleşmiş güzel bir çanakeğrelti.
This is a lovely fossil tree fern.
Bu, eğrelti otu biçimindeki kalıp, farklı halkaları birbirinden ayırıyor.
This fern-shaped pattern separated each different chamber.
Karanlık gecelerin çiçeği, eğreltiotu..
Fern blossomed at dark nights...
Yaklaşık altı hafta önce... 8 Ocak-Bayan Charles Franklin, 382 Fern Avenue, New Rochelle... olarak rapor edilmiş, çalınan bu yüzükle ilgili bilgiler.
About six weeks ago. On January the 8th, Mrs. Charles Franklin, 382 Fern Avenue, New Rochelle... reported the loss of this ring in a robbery.
Özel ders için Bayan Fern'e çek yazmam gerek.
I just want to write this tuition check for Miss Fern.
Bayan Fern'in verdiği tek altın madalya ve benim olmalıydı!
It's the only gold medal Miss Fern gives, and it was really mine!
- Günaydın, Bayan Fern.
- Good morning, Miss Fern.
Bayan Fern'le konuşacaklarım var.
I want to speak to Miss Fern for a minute.
Bu arada Bayan Fern üç aylık ders ücretinizi takdim edeyim.
By the way, Miss Fern... I have the check here for the last quarter. Here it is.
Bana doğruyu söyleyin, Bayan Fern her şeyde olduğu gibi kibarlık konusunda da bu kadar hassas mıdır?
Tell me frankly, Miss Fern... is she always as perfect in everything as she was in her curtsy?
Öğle sularında Fern İlçesi okulunun yıllık geleneksel pikniği sırasında küçük bir çocuğun boğulduğu haberi geldi.
I have been asked to announce... that one of the children on the annual picnic... of the Fern Country day school... was accidentally drowned in the bay early this noon.
Fern Okulunda yaşanan boğulmayla ilgili ayrıntılar elimize ulaştı.
We now have the full story on the Fern School drowning.
Çocuğun Fern arazisinde bulunan terk edilmiş iskeleden suya düştüğü tahmin ediliyor.
He appears to have fallen into the water from the abandoned pier... on the Fern property.
Bugün okul için çok üzücü bir gün oldu, değil mi Bayan Penmark?
Mighty awful event at the Fern School this morning, Mrs. Penmark?
- Evet, tabii, Bayan Fern.
- Yes, of course, Miss Fern.
Hoşça kalın, Bayan Fern.
Goodbye, Miss Fern.
Bu arada Bayan Fern, size sormak istediğim bir şey var.
Miss Fern, there's something I've been wanting to ask you.
Okuldaki çocuklar Daigle'ların oğlunun cenazesine çiçek göndereceklermiş.
There was a floral tribute at the Daigle boy's funeral... sent by the children of the Fern School.
Bayan Fern, Bayan Daigle trajik bir olay yaşadı.
Miss Fern, this has been a terrible tragedy for Mrs. Daigle.
Bayan Fern dükkana gelir.
Miss Fern used to come there.
Bayan Fern'e, Claude'un madalyasını sordum bana hiç bir şey söylemedi...
I asked Miss Fern what happened to Claude's medal... and she wouldn't tell me a thing...
Bir şeyler saklıyorsun. Bayan "Erimeyen Yağ" Fern.
You know more than you're telling, Miss "Butter Wouldn't Melt" Fern.
Bayan Fern saçını boyuyor.
Miss Fern dyes her hair.
- Güle güle, Bayan Fern.
- Goodbye, Miss Fern.
Bayan Fern bana her şeyi anlattı.
Miss Fern has told me a great deal.
Yanılıyor. Yanıldığını Bayan Fern'e de söylemiştim.
He's wrong, and I told Miss Fern he was wrong.
O halde bunu neden Bayan Fern'e söylemedin?
Then why didn't you tell this to Miss Fern when she questioned you?
Anneciğim, Bayan Fern beni hiç sevmiyor.
Mommy, Miss Fern doesn't like me at all.
Önümüzdeki sene o okula gitmeyeceksin.
You're not going back to the Fern School next year.
Bayan Fern'i arayıp buraya gelmesi gerektiğini söyleyeceğim.
I'm going to go and call Miss Fern and have her come over here.
Alo, Fern Okulu mu?
Hello, Fern School?
Bayan Claudia Fern, lütfen.
Miss Claudia Fern, please.
Ormanda zavallı çocuğu dövmüşsün üç Fern kardeş elinden zor almış.
I heard you beat up that poor little boy in the woods... and it took all three of the Fern sisters to pull you off him.
- Ya da Bayan Fern'e. O bilebilir.
- Or Miss Fern, she would know.
Bayan Fern'e vermeyeceksin, değil mi?
You won't give it to Miss Fern?
Vermeyeceğim.
I won't give it to Miss Fern.
Telefonda Bayan Fern'e defalarca söyledim.
I called that Miss Fern on the telephone a dozen times.
Bayan Fern rolünde Bayan Joan Croyden.
Miss Joan Croyden as Miss Fern...
Dev eğreltiotu ormanları çağından sağ kalmayı başaranlar.
Survivors from the age of the giant fern forest.
Şu eğreltiotu turşusu mu?
- Is it the fern ate last time?
Harika, iki düzine glayöl ve saksıda aşk merdiveni.
Perfect, two dozen gladioli and a fern in a pot.
İki glayölü aşk merdiveni ile aranjman mı yapayım?
You want me to put two gladioli in the pot with fern?
Hayır, yalnız bir aşk merdiveni, toplamda üç ayrı parça çiçek.
No, a fern. There are three things separately.
Hepsini paketle sonra da hemen Doktor Farb'a götür.
And you take a fern and take him to Dr. Farb.
Fern Olander.
Fern Olander!
Fern Teyzen var mı?
Have you an Aunt Fern?
- Amma ucuzcu Fern Teyzen varmış.
Boy, do you have a cheap Aunt Fern.
Yani eğreltiotu kökü.
Osmunda. Fern root.
Eğreltiotu kökü mü?
Fern root?
Eğreltiotu kökü.
- That's osmunda. Fern root.
Ama dikkatli kullanmalısın, Petro, çünkü Saint-Jan'ın çiçekleri sadece gece açar.
Look Petro, don't miss it. Only one this one night Only one this one night does the fern blossom.